Evrensel için yeni bir dönem
Evrensel için yeni bir dönem
Reklamları Kapat
3 Eylül 2023 01:11
/
Güncelleme: 00:22

Gelecek zor günlere Batıkent’ten birkaç not

Ses çıkarmanın imkânsız olmadığını, kitlesel bir şekilde ses çıkarırsak başarıya ulaşacağımızı aktardığımızda arkadaşımız, taleplerimiz için örgütlenmenin önemini kavradı.

Gelecek zor günlere Batıkent’ten birkaç not

Fotoğraf: Pexels

Berken Çayan ÇELİK

Batıkent/Ankara

14 Mayıs seçimlerinden sonra Türkiye gençliğini ne bekleyeceği merak konusuydu. Kimimiz daha baskıcı bir iktidarın geleceğini, kimimiz ekonominin daha kötüye gideceğini düşünüyordu. Bu dediklerimin de hepsi gerçekleşti. Peki, bu süreçten sonra biz gençler bu yazı nasıl mı geçirdik?

Semtimiz Batıkent’teki gençlerle seçimler sonrası süreçte yaz tatillerini nasıl geçirdikleri üzerine sohbet ettik ve aldığımız cevaplar pek iyi değildi. Dershane ve özel okul fiyatlarının çok yükseldiğini, aldıkları bir kahvenin 70-80 lira olduğundan şikâyetçiydi arkadaşlarımız. Ankara’da ulaşıma gelen zamlar sonrası öğrenciler artık bir yerden bir yere giderken toplu taşıma araçlarını kullanmaktan çekiniyor. Şu anda bir öğrenci Ankara’da belediye otobüsüne binerse 7,5 lira veriyor, dolmuşa bindiği durumda da 10 lira. “Biz öğrencileri bu fiyatlar gerçekten zorluyor. Gideceğimiz yerin uzakta, toplu taşımayla gidilecek olmamasına dikkat ediyoruz” cümlelerini duyuyoruz. Çoğu arkadaşımız bu sebepten tatile gidememiş. Hatta memleketlerine bile gidememiş olanlar vardı.

DIŞARI ÇIKARKEN İKİ KERE DÜŞÜNÜYORUZ

Bir kitapçıya gittiğimizde kitap fiyatlarının çok yüksek olduğunu görebiliyoruz. Bu zamlarla birlikte gençler kitaplardan, sanattan, bilimden uzak kalıyor. Aslında devlet, bir tarafıyla da gençleri bu alanlardan uzaklaştırarak dindar ve kindar nesiller yetiştirmeye çalışıyor. Hobileri arasında resim yapmak olan bir arkadaşımız “İlgi alanıma çok fazla vakit ayıramıyorum çünkü boyalar, tuvaller, fırçalar vs. gereksiz pahalı olduğu için sadece kâğıda resim yapabiliyorum” diyor. Başka bir arkadaşımız da “Bir mekânda kendimiz bir şeyler almayı geçtim, bir parkta otursak bile bu zorlaşıyor. Geçen yıl 100 lirayla daha çok şey alırken şimdi aynı parayla 3-4 şey ancak alabiliyoruz” cümlelerini kullanıyor. Bu cümleler aslında kulağımıza çok tanıdık geliyor. Çevremizden duyduğumuz, kendimizin de kullandığı cümleler bunlar. Arkadaşlarımızla dışarı çıkarken iki kere düşünüyoruz. Dışarı çıktığımızdaysa istediğimiz aktiviteleri değil en uygun fiyatlı olan sadece bir tane aktiviteyi seçebiliyoruz.

Bu yaz döneminde yaptığı aktivitelerden ekonomik sıkıntılar nedeniyle vazgeçmek zorunda kalan başka bir arkadaşımız bunu mevcut iktidara bağladığını ifade ediyor, tıpkı bu konuşmayı yaptığımız pek çok arkadaşımız gibi. Herkes bir değişimden yana fakat Erdoğan değişse bile hiçbir şeyin değişmeyeceğini söyleyen arkadaşlarımız da var. Bu düşüncelerin sebeplerinden birisi de 14 Mayıs seçimlerinde Kılıçdaroğlu’nun “her şeyin çözümü bizde, siz yalnızca sandıklara gidin, biz gereken her şeyi yapacağız” gibi halka umut saçtığı ifadeler ve dediklerinin boşa çıkmasıydı.

SES ÇIKARMAK İMKÂNSIZ DEĞİL

Gençlerde yer yer bir umutsuzluk havası hâkim. İnsanların olanlara ses çıkarmadığı ve olduğu gibi kabul ettiği şeklinde gözlemleri halkın bir şeyler yapamayacağını düşünmesine sebebiyet verdi. Örneğin “Herkes sokağa dökülse bir çözüm olabilir ama bizim halkımız sokağa dökülmez, o yüzden bir çözüm göremiyorum” dedi bir arkadaşımız. “Gençler de şu an hiçbir şey yapmıyor, bir şey olduğunda ses çıkaramıyoruz. Mesela ben okulda bir şeye tepki göstersem beni okuldan atarlar ya da başka bir yaptırımı olur. O yüzden çekiniyoruz” diyen bir arkadaşımız da oldu. Sohbetin devamındaysa arkadaşımıza diğer liselerdeki, üniversitelerdeki direnişleri ve kazanımları anlattık. Ses çıkarmanın imkânsız olmadığını, kitlesel bir şekilde ses çıkarırsak başarıya ulaşacağımızı aktardığımızda arkadaşımız, bulunduğumuz yerlerde taleplerimiz için örgütlenmenin önemini daha iyi kavradı.

Gençlerin bu ifadeleri anlaşılmaz değil çünkü iktidar baskı politikaları izliyor, halka gözdağı vermeye çalışıyor. Fakat biz devletin yıldırma politikalarına boyun eğmemeliyiz. Türkiye gençlik mücadelesi tarihi, yoldaşlarımızdan gördüğümüz mücadeleler bize ilham olmalı. Biz gençlik olarak ülkemizin ve dünyanın geleceğinde büyük rol oynuyoruz ve eğer bir yerde haksızlık varsa ona ses çıkarmalıyız. Öğrenciler olarak birlik olup kitlesel bir mücadele hattı etrafında bir araya gelmeliyiz. Bu dediklerim sadece bir hayal değil. Biz bunları liselerde, parklarda, iş yerlerinde arkadaşlarımızı örgütleyerek ve onlara bilinçli bir mücadeleyi aşılayarak yapabiliriz.

Gelecek dönemde bizleri daha zorlu zamanlar bekliyor. Fakat gençliğin dinamik yapısını yıldıramayacaklarını bilmeliler. Unutmayalım ki “Örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez!”

Evrensel'i Takip Et