Ortadan Başlamak sergisine açılan soruşturmaya tepkiler sürüyor: "İnsanları tahrik ediyor yargısına varmak mantık dışıdır"
“LGBTİ propagandası” iddiasıyla gericilerin hedefi olan “Ortadan Başlamak” adlı serginin düzenleyicilerine açılan soruşturmaya tepkiler sürüyor.
Fotoğraf: Nisa Sude Demirel/Evrensel
Artİstanbul Feshane’deki “Ortadan Başlamak” adlı serginin düzenleyicilerine “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme veya aşağılama” iddiasıyla açılan soruşturmaya tepkiler devam ediyor.
19 küratör, 300 sanatçı ve 400’den fazla eserin yer aldığı sergi geçtiğimiz aylarda “LGBTİ propagandası” yaptığı iddiasıyla gericilerin hedefi olmuştu. Sergiye saldırı girişiminde bulunan gerici çevrelere hiçbir işlem yapılmazken, sanatçılara soruşturma açılması; yargının saldırganlara destek olduğu, yeni saldırılara davetiye çıkardığı şeklinde yorumlanmıştı.
Daha önce “Ortadan Başlamak” sergisini gezen Sanatçılar Semra Özümerzifon ve Sibel Sicimoğlu’yla açılan soruşturmayı ve sanat eserine yaklaşımın nasıl olması gerektiğini konuştuk.
"ŞAHSİ ETKİLENMELER GENELLEŞTİRİLEMEZ"
Sanatçı Semra Özümerzifon: "İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilerek halka güzel bir sanat etkinliği ile açılan Feshane’deki sergiyi gezmiştim. Eserleri ilgiyle izlerken, böylesine hoş bir mekanın özgürlüğü içinde barındıran sanatsal bir etkinlikle açılması da çok hoşuma gitmişti. ‘Bir eseri izleyen kişi o eseri kendi birikimi ile tamamlar’ diye bir laf vardır ve çok doğrudur. Hakkında halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmeyle suçlanan Gönül Nuhoğlu’nun sakin sessiz bir şekilde sergilenen keçi başları heykelleri… Kimi izleyici onlarda pastoral sevimli yaratıklar görürken kimileri de şeytan görebilir… Çok şahsi olan bu gibi etkilenmelerden yola çıkarak genelleştirip kesin insanları kin ve düşmanlığa tahrik ediyor yargısına varmak mantık dışıdır.”
"KIŞKIRTMA SÖZ KONUSU OLAMAZ"
Sanatçı Sibel Sicimoğlu: "Çağımızın sanat anlayışı bir yaşama biçimi dikte etmez, renkler ve biçimlerle düşünmeye ve yapıtları okumaya davet eder. Bu bir tekliftir de bir yandan. İzleyici bu daveti/teklifi kabul eder ya da etmez, bu konuda bütünüyle özgürdür. Özetle sanat yapıtı olanca özgün haliyle, gerçekte son derece sessiz ve objektif bir duruş sergiler. Bu bağlamda herhangi bir sanat yapıtının izleyiciyi kışkırtması söz konusu olamaz. Yapıt husule geldiği andan itibaren söylemi ile izleyicisi ile ilişkisi açısından da sanatçıdan bağımsızdır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi yapıt artık bir düşünmeye, eser okumaya davet/teklif sunandır. Netice itibarıyla sanat bu noktada böyle bir misyonu olmamakla birlikte birbirimizi anlamak, kavramak, tanımak, hissedebilmek ve hatta kabullenebilmek konusunda da bir araç görevi edinmiştir." (KÜLTÜR SERVİSİ)