07 Eylül 2023 04:39

Rant hırsı ve kuralsızlık bizim cana mal oluyor

“Sene 2023 yağmur yağdığı zaman yurttaşlarımız hayatını kaybediyorsa yerel yönetimlerin, merkezi yönetimin uyguladıkları bu kentleşme politikalarını, planlama ilkelerini gözden geçirmesi gerek”

Fotoğraf: Neslihan Karyemez/Evrensel

Paylaş

Eylem Nazlıer
İstanbul

İstanbul’un kuzeyindeki ormanlar, bataklıklar, sulak alanlar, dere yatakları imara açıldı.  Bedelini yine yurttaş ödedi. Evrensel’e konuşan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğine (TMMOB) bağlı Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı Esin Köymen, yağışların bu derece felaketlere neden olmasının sebebinin yanlış kentleşme ve rant politikaları olduğuna dikkat çekti.

2009 ve 2017’de yine aynı bölgelerde seller meydana geldiğini hatırlatan Köymen, kayda değer hiçbir önlem alınmadığını dile getirdi. Yaşanan seller nedeniyle pek çok kişinin hayatını kaybettiğine vurgu yapan Köymen, “Sene 2023 yağmur yağdığı zaman yurttaşlarımız hayatını kaybediyorsa yerel yönetimlerin, merkezi yönetimin uyguladıkları bu kentleşme politikalarını, planlama ilkelerini gözden geçirmesi gerek” dedi. Uyarılarının dikkate alınmadığını söyleyen Köymen, “Rant odaklı kentleşme politikaları, yeterli altyapının olmaması, düzenli bir planlama sürecinin çalıştırılmaması yağmurun bir afete dönüşmesine neden oluyor. Planlama sürecinden itibaren -kentleşme politikalarında, imar politikalarında, bütün altyapı projelerinde- bilimsel ve teknik bilgilerin kullanılması gerekiyor” diye konuştu.

‘HER YER BETON YAĞMUR TOPRAĞA KARIŞMIYOR’

Tüm bu politikalarla İstanbul’un beton şehir haline geldiğine dikkat çeken Köymen, sele neden olan süreçleri ise şöyle özetledi: “Birincisi bütün dere yataklarının yapılaşmaya açılması ya da dere yataklarının üstü kapatılıp yol olması. Çok fazla yağış olduğunda, su toprağa karışmadığı için bu yollar dere haline geliyor, şiddetine bağlı olarak da önüne ne katıyorsa bütün bunları da silip süpürüyor. Öte yandan artık toprak yüzeyi kalmadı. İstanbul’un çok büyük bir bölümü asfalt, taş, yani her yer bina, bina bahçeleri de dahil olmak üzere. Yağan yağmur eğer toprakla buluşup yer altındaki su kaynaklarına ulaşamıyorsa yüzeyde akar ve yağan yağmurun yoğunluğuna, eğime göre işte gördüğümüz bir afete dönüşebilir.”

METROYU, HASTANEYİ BİLE SU BASIYORSA…

Topografiyi bilerek, doğayı tanıyarak imar planlarının yapılması gerektiğini aktaran Köymen, “Bilimin değersizleştirildiği, teknik bilginin değersizleştirildiği herkesin her şeyi yapabildiği böyle bir boşluk ortamı var. Bu kadar kuralsızlık bizim canımıza mal oluyor. Halbuki bilimsel ve teknik çalışmalar insanların hayatlarını sağlıklı olarak devam ettirebilmeleri, sağlıklı kentleşmeler, afetlere karşı daha dayanıklı kentler, sellerin depremlerin afete dönüşmemesi için önemli. Yöneticilerin gerçekten bilimsel çalışmalarla barışık olması gerekiyor” ifadelerini kullandı. Metro ve hastanenin su basmasına ilişkin ise Köymen şunları söyledi: “Bütün bu altyapı projelerini yapmadan önce teknik ve bilimsel çalışmaları yapılır. Dolayısıyla buna göre önlemleri alınır. Özellikle metrolar son derece kritiktir. Bütün atık sistemlerinden, havalandırma sistemlerinden, çıkış hatları nedeniyle gelebilecek yağmurların buradaki birikimi ve tekrar dışarıya atılması sürecinin iyi hesaplanması gerekir; bunların hepsi teknik çalışmalar gerektirir. Bunların bilime uygun yapılması ve denetlenmesi gerekir. Ama bizde ne yazık yapılmıyor. Deprem oluyor yurttaşlarımız hayatını kaybediyor, yağmur yağıyor yurttaşlarımız hayatını kaybediyor, kar, rüzgar… Bunların olmaması için artık biraz bu uyarılar dikkate alınsın.”

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Katliama rağmen Akbelen ormanı yaşıyor!

SONRAKİ HABER

Bakanlıklardan 'Sürmi İnce' savunması: Çatışma çıktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa