09 Eylül 2023 03:44

Amastris’in kentinde İranlı bir kadın şair

Özlem Ertan geçtiğimiz hafta düzenlenen Amasra Uluslararası Şehir Festivali'ne dair izlenimlerini yazdı.

Fotoğraf: Özlem Ertan 

Paylaş

Özlem ERTAN

Anadolu topraklarında ne kadar çok öykü var. Tarihin farklı dönemlerinde yaşanmış hikayeler, bazen yazıyla bazen de arkeolojik eserlerle zamanın bariyerlerini aşıp günümüze ulaşıyor. Üzerinde durup düşünülse o öykülerin her biri ayrı bir roman olur. Geçen hafta Amasra Belediyesinin düzenlediği 2. Amasra Uluslararası Şehir Festivali için bu Batı Karadeniz kasabasına gittiğimde geçmişte yaşanmış ama anıları hâlâ taptaze onlarca öyküyle karşılaştım. Tüm bunlardan kısaca bahsedeceğim elbette ama önce doğası, tarihi ve mimari dokusuyla özgün ve büyüleyici bir yer olan Amasra’ya gidiş sebebimden yani Amasra Uluslararası Şehir Festivali’nden söz etmek isterim.

Bu yıl ikincisi düzenlenen festival, Amasra halkını kültür ve sanatla buluşturmakla kalmıyor, bu köklü ama küçük ilçenin tanıtımında da rol oynuyor.

KÜLTÜR VE SANATA İLGİ BÜYÜK

Amasra güzel ve yaşanası bir yer ama büyükşehirlerdeki olanaklara sahip değil. Tiyatroyu, operayı, müziği, sinemayı seven Amasra sakinlerinin normal zamanlarda bu tür etkinliklere ulaşması zor. Tam da bu yüzden Amasra halkının festivale ilgisi büyüktü. Festival coşkusunun her yeri sardığını ve Barış Akarsu Kültür Parkı’nda düzenlenen etkinliklere katılımın yoğun olduğunu söyleyebilirim.

Bu etkinlikler arasında İranlı kadın Şair Furuğ Ferruhzad’ın yaşam öyküsünden ve şiirlerinden yola çıkılarak yazılan ve Nazan Kesal’ın oynadığı ‘Yaralarım Aşktandır’ oyunu, Yeni Türkü konseri ve Türk-Yunan nüfus mübadelesinin 100. yılı nedeniyle düzenlenen, Yunan sanatçıların verdiği dostluk konseri ilk akla gelenler.

Festivalin açılış akşamında Nazan Kesal’ın rol aldığı ve Furuğ Ferruhzad’ı oynadığı ‘Yaralarım Aşktandır’ı Amasralılarla birlikte izledim. İran’da kadın ve şair olmanın lanetli yalnızlığına şiir yazarak direnen Furuğ Ferruhzad’ın dünyasına Nazan Kesal’ın mükemmel oyunculuğuyla girerken, duygulanmamak elde değildi. Açıkhava’da, restoranlardan ve kafelerden yayılan müzik seslerine rağmen konsantrasyonunu bozmadan profesyonel bir oyunculuk sergileyen Nazan Kesal’a bir kez daha hayran olduğumu söylemeliyim. Oyun bittikten sonra Amasralı bir beyefendinin Nazan Kesal’a “Amasra’da böyle bir oyun oynadığınız için size çok teşekkür ederim” demesi de bu küçük ama köklü kasabada yaşayanların kültüre ve sanata ne kadar aç olduğunun göstergesiydi. Tam da bu yüzden Amasra Uluslararası Şehir Festivali çok önemli. Dilerim uzun ömürlü olur.  

İRANLI AMASTRİS’TEN AMASRA’YA

İranlı bir kadın şairin yaşamını izlediğimiz Amasra’nın, adını İranlı bir kraliçeden aldığını biliyor muydunuz? Evet, Amasra ismi Amastris’ten geliyor. Amasra’nın ilk adı Sesamos idi ve milattan önce 700’lü yıllarda kurulmuştu. Aradan zaman geçti ve Büyük İskender’in ölümünden sonra Anadolu ve Trakya’nın hakimi olan Lysimakhos, İranlı Amastris’le evlendi. Ancak bu evlilik, ölüm onları ayırana kadar sürmedi. Lysimakhos tarafından terk edilen İranlı Amastris, Sesamos’a gelip kendi adını taşıyan Amastris kentini kurdu. O İranlı kraliçenin ismi ve anıları Amasra’da yaşıyor.

Zaman içinde önce Roma, sonra da Doğu Roma yani Bizans egemenliğine giren Amasra, akabinde bir Ceneviz kolonisi oldu. Son noktada ise Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katıldı.

Amasra’ya adım atar atmaz kendinizi bu köklü tarihin içinde buluyorsunuz. Deniz kıyısındaki otogarda inip bir Orta Çağ kentini andıran Amasra’ya bakıyorsunuz. Amasra’nın kalesi, tarihi köprüsü ve mimari dokusu insana zamanda yolculuk yaptırıyor. Roma devrinde inşa edilen ve Cenevizliler döneminde genişletilen kale ve surlar tarihin sesini duymayı bilenlere envaiçeşit hikaye anlatıyor. Bir zamanlar İranlı kraliçe Amastris’in yürüdüğü kıyılarda yürüyüp Amasra Müzesine girerseniz, bu kasabanın Antik Çağ’dan bu yana kimlere ev sahipliği yaptığını detaylarıyla öğrenebilirsiniz.

Amasra’ya yolunuzu düşürmenizi tavsiye ederim. Eğer Amasra Uluslararası Şehir Festivali’nin yapıldığı dönemde Amasra’ya giderseniz kültüre ve sanata da doyabilirsiniz.

ÖNCEKİ HABER

10 Ekim Davası: IŞİD’in ‘canlı bomba emiri’nin serbest bırakıldığı ortaya çıktı

SONRAKİ HABER

Venedik Film Festivali’nden notlar: Aileye farklı bakışlar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa