10 Eylül 2023 04:23

Neoliberal saldırıya emekçiler direniyor | Avrupa'nın Gündemi

Avrupa'da İngiltere, Almanya ve Fransa'da hükümetlerin neoliberal saldırılarla emekçilerin haklarını tırpanlamaya çalışması karşısında emekçiler direniyor.

Fotoğraf: AA

Paylaş

İngiltere’de ekonomik sorunlar bir krizin eşiğinde, kamu kurumları batmak üzere. Larry Elliott The Guardian’daki köşesinde bu hafta İşçi Partisi ve Muhafazakarların vergi planlarını değerlendirdi: İşçi Partisi, tek seferlik yeni bir servet vergisi getirmeden kamu hizmetlerini karşılamak için zenginlerden 50 milyar sterlin toplayabilir

Almanya hükümeti, kovid-19 pandemisi, Rusya-Ukrayna savaşı ve enerji krizinin ardından, bunları bahane ederek, yeni bütçede kesinti yapmayı planlıyor. Kesinti yapılan alanlar sosyal hizmetler, sağlık ve eğitim. Orduya ve silahlanmaya ayrılan parada sınırlandırma yok ama çocuk yoksulluğuyla mücadeleye ayrılacak para tırpanlandı. Bu durum ağzını açtıkça “çocuklar için bir kalp” diyen hükümet ortaklarının kalbinin çocuklara değil tanklara açık olduğu şeklinde yorumlanıyor.

Fransa’da bu yıl emeklilik yasasına karşı milyonlarca emekçinin sokaklara dökülerek mücadele etmesi damgasını vurmuştu. Ancak mücadelenin sönümlenmesi ve kazanımla sonuçlanamasının ardından, hükümet sendikacıları ve grevci işçileri cezalandırmak için kolları sıvadı. Maden ve Enerji Sendikası Genel Sekreteri, Çalışma Bakanının evinin elektriğini kesmek suçlaması ile jandarmaya ifade vermeye çağrıldı. Binin üzerinde emekçi ise Sébastien Menesplier’e destek vermek üzere jandarmanın önünde bir araya geldi.

BELEDİYELER İFLAS EDİYOR, OKULLAR ÇÖKÜYOR, NHS KRİZDE: ÇÖZÜM DAHA FAZLA VERGİ

Larry Elliott- The Guardian

Okullar yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya. Belediyeler iflas ediyor. Muhafazakarların bir sonraki seçimde iktidardan düşeceğine dair herhangi bir şüphe varsa, son birkaç günde yaşananlar bu şüpheyi kesinlikle ortadan kaldırmıştır. Hükümet tam bir rezalet ve içinde bulunduğu sefaletten kurtulması gerekiyor. Uzun süredir iktidarda olan her partide olduğu gibi, geçmişteki politika hataları gözle görülür bir şekilde ortaya çıkmaya başladı. Birmingham Belediyesinin sorunlarla karşılaşmasının belirli nedenleri var, ancak bu konuda yalnız değil. Konseyler 2010 yılından bu yana nakit sıkıntısı çektikleri için mali zorluklar yaşıyor ve riskli para kazanma planlarına zorlanıyorlar. Bunu takip eden kemer sıkma yıllarında okulların onarımı bir öncelik olmadı.

Muhafazakarların da şansı yaver gitmedi. Geçen hafta Ulusal İstatistik Ofisi tarafından açıklanan karantina sonrası büyümenin yukarı yönlü revizyonu gibi son zamanlarda iyi haberler olsa bile, bu haberler son politika hatasının yarattığı serpintiden daha ağır bastı. Rishi Sunak yenilgiye doğru ilerliyor ve tek gerçek mesele bu yenilgiyi saygın boyutlarda tutup tutamayacağı.

İşçi Partisinin yaklaşımı, her şeyi son derece güvenli oynamak ve hiçbir kanadı açıkta bırakmamaktır. Bunun son örneği Rachel Reeves’in kategorik olarak varlık vergisi getirmeyi planlamadığını açıklaması oldu. “Bunu yapmayacağız. Bu bir inkardır” dedi. Bu, Reeves yaklaşımının siyasi açıdan risksiz olduğu anlamına gelmiyor, çünkü değil. Bir sonraki seçim geldiğinde, seçmenler İşçi Partisinden Muhafazakarların son on yılda ekonomiyi nasıl kötü yönettiğinden daha fazlasını duymak isteyecek; muhalefetin işleri düzeltmek için ne yapmayı planladığını bilmek isteyecekler. Ve eğer cevap çok fazla bir şeyin değişmeyeceği yönünde olursa, İşçi Partisinin kamuoyu yoklamalarındaki üstünlüğü azalabilir. Ancak İşçi Partisinin önce güvenlik yaklaşımının sakıncaları ancak iktidarı kazandığında ortaya çıkacaktır. İşte o zaman sorunlar ciddi bir şekilde başlayacaktır. İşçi Partisinin muhalefet partisi olarak son kez seçim kazandığı 1997 yılında ekonomi beş yıldır güçlü bir şekilde büyüyordu. Bugün ise durağanlaşıyor. 1997’de olduğu gibi, yıllarca süren kamu sektörü ihmalinin ele alınması gerekecek. Yaşlanan nüfus için daha fazla harcama yapılması yönündeki baskılar artacak. Reeves, İşçi Partisinin ekonominin büyüme hızını artıracağını ve böylece daha yüksek vergilere ihtiyaç duymadan daha yüksek kamu harcamaları için gelir elde edeceğini söylüyor, ancak bu deneyime karşı umudun zaferidir. Ekonominin sürdürülebilir bir şekilde genişleme hızını arttırmak, meyvelerini vermesi yıllar alacak zorlu bir süreç olacaktır ve aksini varsaymak hayalciliktir. Er ya da geç Reeves’in kaçınılmaz olanı kabul etmesi gerekecektir. İşçi Partisinin arzu ettiği şeyleri yapmak için vergilerin artırılması gerekecek: Okulları onarmak, NHS bekleme listelerini azaltmak ve konseylerin iflas etmesini önlemek. Mali Araştırmalar Enstitüsünün yakın tarihli bir raporunda belirttiği gibi: “Vergi artışları olmadan Birleşik Krallık’ta kamu hizmetleri ve sosyal yardımlar sadece yerinde saymakla kalmayacak, daha da kötüleşecektir. Vergi seviyeleri önemli ölçüde artmadığı sürece, İngiliz devletinin sağladığı kamu hizmetlerinin kapsamının daralması kaçınılmaz olacaktır.”

Bu üzücü ama gerçekçi bir değerlendirme. Vergilerin milli gelire oranı son 70 yılın en yüksek seviyesinde olsa da, daha da yüksek olması gerekecek. Tek gerçek soru bu vergileri kimin ödeyeceğidir ve serveti daha sıkı vergilendirmek bariz bir seçimdir.

Reeves yeni bir servet vergisini reddetmekle, kazançlı bir gelir kaynağından mahrum kalıyor gibi görünse de Vergi Uzmanı Prof. Richard Murphy’ye göre durum o kadar da vahim değil. Murphy, İşçi Partisinin, süper zenginlerin en iyi mali müşavirleri ve avukatları istihdam etme kabiliyetleri nedeniyle toplanması zor olacağını söylediği özel bir vergiyi dışlamakta haklı olduğunu, ancak mevcut sistem aracılığıyla zenginleri daha kolay vergilendirebileceğini söylüyor. Bir örnek vermek gerekirse, daha iyi durumda olanlar emeklilik katkı payları üzerinden daha az kazananlara göre daha yüksek oranda vergi indirimi alıyorlar. Murphy’nin hesaplamalarına göre, emeklilik vergisi indiriminin yüzde 20 ile sınırlandırılması yılda 14.5 milyar sterline kadar vergi artışı sağlayacaktır.

Siyasi açıdan, plütokratlara bir defaya mahsus servet vergisi uygulamak, yılda 60 bin sterlin kazanan birine emeklilik katkı paylarındaki vergi indiriminin kesileceğini söylemekten daha kolay. Ancak daha iyi kamu hizmetlerinin faturasını başkasının ödemesini istemek insan doğasında olsa da, burada bir derece dürüstlüğe ihtiyaç vardır. Birleşik Krallık’taki vergiler tarihi standartlara göre yüksektir, ancak diğer Batı Avrupa ülkelerinin çoğuyla kıyaslandığında yüksek değildir. Eğer ekonomi biraz daha hızlı büyürse her şeyin yoluna gireceğini düşünmek bir fanteziyse, o zaman süper zenginlerden bir defaya mahsus vergi alınırsa her şeyin yoluna gireceğini varsaymak da bir fantezidir.

İşçi Partisinin her şeyi olduğu gibi anlatmaya başlaması gerekiyor. Belki de en önemlisi, Reeves’in yeni bir servet vergisini reddetmiş olması ancak halihazırda var olan vergiler için planlarının ne olduğunu söylememiş olmasıdır. Bu, kullanması gereken bir esneklik alanı.

Çeviri: Sarya Tunç


KALPLER TANKLAR İÇİN ÇARPIYOR

Gesine Loetzsch/ Junge Welt

Bütçe taslağını tek cümleyle özetleyebilirim: Bu hükümetin kalbi tanklara açık ama çocuklara değil. Federal hükümet gelecek yıl Bundeswehr’e NATO kriterlerine göre 85.5 milyar avro harcamayı planlıyor. Hiçbir federal hükümet bu hükümet kadar acımasızca silahlanmadı. 100 günden kısa bir süre içinde yeniden silahlanma için 100 milyar avro tutarında özel bir fonu onayladı. Ancak dört yıl içinde temel çocuk güvenliğini uygulayacak durumda değil. Bu dünyanın en zengin ülkelerinin birindeki yoksulluğun göstergesidir.

Federal Maliye Bakanı Lindner, Savunma Bakanlığı dışındaki tüm bakanlıkların bütçelerini kısmaları gerektiği hedefini belirledi. Savaş ekonomisine giden yol budur. Bundeswehr elleri doluyken parayı pencereden dışarı atmaya devam edebilir. Bundeswehr için daha fazla para, daha fazla güvenlik anlamına gelmiyor. 100 milyar avroluk özel fon, Alman ve ABD savunma şirketlerine yönelik bir ekonomik teşvik programıdır. Ama bizim sivil ekonomiye, eğitime, bilime, sağlığa yönelik bir ekonomik teşvik paketine ihtiyacımız var.

Federal hükümet bu ülkedeki tüm sorunların suçunu Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşa bağlıyor. Eğer gerçekten tüm sorunlarımız bu savaşla ilgiliyse neden federal hükümetten tek bir ateşkes teklifi gelmiyor? Almanya, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden bu yana Ukrayna’ya yaklaşık 22 milyar avroluk yardım sağladı. Bu, federal hükümetin gelecek yıl eğitim ve araştırmaya harcamayı planladığı tutardan iki milyar avro daha fazla. Ateşkes Ukrayna ve tüm dünya nüfusu için iyi olacaktır. Federal hükümet silah endüstrisini zenginleştirirken vatandaşları fakirleştiriyor. Ateşkese ulaşırsak tüm bütçe kesintilerinden kurtulabilir ve en önemlisi hayat kurtarabiliriz.

Sağlıkta, eğitimde, toplu taşımada, belediyelerde personel ve yatırım sıkıntımız var. Doğrudan ekonomik krize doğru gidiyoruz. Bu duruma rağmen hükümet ortakları Sosyal Demokrat Parti SPD, Yeşiller ve Hür Demokrat Parti FDP borç frenine yeniden basmak istiyor. Bunun ekonomik uzmanlıkla hiçbir ilgisi yok.

Federal hükümetin taslakla ilgili son toplantısında üzerinde anlaşmaya varılabilen tek şey bürokrasinin azaltılmasıydı. Bir hükümet artık hiçbir konuda anlaşamazsa bürokrasiyi ortadan kaldırmak ister. Ama gerçek şu ki bürokrasi daha az değil, daha fazla olacak. Hükümet göreve geldikten sonra bakanlıklarda çok sayıda kadro oluşturdu. Aslında o kadar çok federal yetkili var ki, sürekli yeni büro sarayları inşa ediliyor. Şu anda 777 milyon avroya ikinci bir başbakanlık dairesi binası inşa ediliyor. Daha fazla bürokrasi programlanmıştır. Bütçe taslağı sorunları çözmüyor, daha da ağırlaştırıyor.

Çeviren: Semra Çelik


DEMOKRASİMİZ TEHLİKE ALTINDA!

Naïm Sakhi - Humanité

Montmorency jandarmasının etrafındaki güvenlik önlemleri etkileyiciydi. Ancak eylemcilerin ellerinde tuttukları bayraklar ve giydikleri kırmızı önlükler ise daha da etkileyiciydi. Sébastien Menesplier’e destek için yapılan miting çağrısına CGT ve diğer sendikalara üye binden fazla emekçi katıldı.

Fransa’da halkı sokağa döken “Emeklilik reformu yasası” Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron imzasıyla yürürlüğe girdi.

6 Eylül Çarşamba günü, aynı zamanda CGT konfederal bürosunun bir üyesi olan CGT maden ve enerji genel sekreteri, emeklilik reformuna karşı mücadelenin zirvede olduğu 7 Mart tarihinde Çalışma Bakanı Olivier Dussopt’un Annonay’daki evinde meydana gelen elektrik kesintisiyle ilgili olarak açılan soruşturmanın ardından ifadeye çağrıldı.

Kalabalığın içinde elbette enerji emekçileri vardı ama sadece onlar değil. Patrick Thomas 17 yoldaşıyla birlikte Allier’den geldi. Sabah saat 4’te bir minibüsle yola çıktı. Sağlık ve sosyal hizmet emekçisi, “Bu sendika karşıtı baskı kabul edilemez” diyor ve ekliyor: “Bölgelerimizde CGT öfke patlamasını barışçıl ama somut eylem biçimleri önererek kanalize etti. Hiçbir zaman bireylere karşı fiziksel şiddete başvurmadık.” Ancak bu durum süreci durdurmadı. Allier’den bir başka sendikacı 3 Ekim’de mahkemeye çıkacak. Neden mi? Bir parlamento üyesinin ofisine yazılama yapmaktan.

“Hükümet bu kış enerji tüketimini azaltmayı planlamıştı”.

Fransa’nın en büyük sendikası olan CGT’nin Genel Sekreteri Sophie Binet, emeklilik reformuna karşı düzenlenen grev ve eylemlerin ardından sendikacılara yönelik amansız saldırı 400 CGT üyesi ya da liderinin polis tarafından ifadeye çağrılması ya da mahkemeye çıkarılmasıyla sonuçlandığına ve düzinelercesinin işten çıkarma davasıyla karşı karşıya olduğuna dikkat çekiyor. Ocak ayından bu yana yaklaşık bin sendikacı, adı konulmayan bu sendika karşıtı baskıdan endişe duymakta. CGT Genel Sekreteri mikrofon başında, toplanan kalabalığın önünde şu uyarıda bulunuyor: “Demokrasimiz tehlikede! CGT bu tür bir baskıyla en son 1950’lerde, liman işçilerinin Çinhindi’ye silah göndermeyi reddetmelerinin ardından karşılaşmıştı.”

L’Humanité Direktörü ve Komünist Senatör Fabien Gay de aynı görüşte: “İklim hareketi, İnsan Hakları Ligi ve kültür dünyasından sonra şimdi de sendikacıların sessiz kalmaları isteniyor. İşyerlerinde sınıf çatışması giderek keskinleşiyor. Bu polis ya da yargı celpleri ile hükümet bir mesaj vermek istiyor: İsyan etmek, bir sendikaya üye olmak ya da kurulu düzeni bozmak istemek yasaktır”. Bu analiz, Sophie Binet tarafından da paylaşılıyor: “Sébastien Menesplier’in federasyonu kırk günlük grevler ve sembolik eylemlerle emeklilik reformuna karşı mücadelenin ön saflarında yer aldığı için ifadeye çağrılmıştır.”

Emeklilik karşıtı eylemler sırasında maden ve enerji sendikası “Robin Hood” tarzı eylemlerle de öne çıkmıştı. Örneğin elektrikten mahrum bırakılan ve maddi zorluk içindeki ailelerin kesik elektriklerini açmışlardı. “Hangi enerji yöneticisi ya da politikacı yoksullara yönelik kesintiler için hesap vermek zorunda kaldı? Asıl şiddet, kadınları üç çocukla, ısıtmasız, 13 derece soğuk bir dairede yalnız bırakmaktır” diyor Cédric Liechti (CGT énergie Paris).

Sébastien Menesplier ise karakolun kapısından girmeden önce sakin görünüyordu. “Hükümet bu kış enerji tasarrufu getirmeyi planlıyordu” diyerek çağrılma nedenleriyle ilgili şaka yapıyor. Ayrılırken ise Humanité’ye şunları söyledi: “Genel sekreter olarak konumum sorgulanmaya başlandı. FNME açıkça hedef alınıyor. Federasyonu mahkum etmek istiyorlar.”

FNME Genel Sekreteri, birçok Avrupalı meslektaşının desteğini de aldı. Aynı gün Brüksel’deki Fransız Büyükelçiliği önünde de bir gösteri düzenlendi. “Sendika karşıtı baskı vakalarına ilk kez müdahale etmiyorum. Ancak bunu genellikle Türkiye gibi otoriter ülkelerdeki yaşananlar için yapıyorum. Kendi ülkemdeki konfederal bir lideri desteklemek zorunda kalacağımı hiç düşünmemiştim” diyor Avrupa Kamu Hizmetleri Sendikaları Federasyonu (Epsu) Başkan Yardımcısı Françoise Geng.

Sophie Binet de aynı görüşte: “Bu hafta yaşanacaklar hükümetin stratejisini özetliyor. Bugün Sébastien çağrılıyor. Yarın, sendikal örgütlerin beş lideri, gösteriler sırasında yaşanan şiddet olaylarına ilişkin bir parlamento soruşturma komisyonu önüne çıkmaya çağrıldı. Cuma günü ise gösteri yaptıkları için yargılanan aktivistlere destek vermek üzere Sainte-Soline’de olacağız.”

Çeviren: Eren Can

ÖNCEKİ HABER

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu hakkında soruşturma başlatıldı

SONRAKİ HABER

Osmaniye'de orman yangını kontrol altına alındı: 20 dekar orman alanı zarar gördü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa