Okullarda 1 öğün ücretsiz sağlıklı yemek talebi yeniden yükseliyor: Elimizi taşın altına koymalıyız
Ekmek ve Gül Yazı İşleri Üyesi ve Emek Partisi Milletvekili Sevda Karaca ile yeni eğitim-öğrenim dönemi öncesi yinelenen #1ÖğünÜcretsizSağlıklıYemek kampanyasının gidişatını konuştuk.
Dersim | Fotoğraf: Ekmek ve Gül
Elif TURGUT
Yarın çocukların eğitime erişiminden çocuk yoksulluğuna pek çok soru ve sorunla okul zili çalacak, yeni eğitim-öğrenim yılı başlayacak. Geçtiğimiz yıl Ekmek ve Gül, “Her 4 çocuktan 1’i aç okula gidiyor” diyerek Okullarda Bir Öğün Ücretsiz Sağlıklı Yemek Her Çocuğun Hakkı kampanyası çağrısında bulunmuştu. Bu yıl da her iki çocuktan birinin yetersiz beslendiği koşullarda Ekmek ve Gül, bir öğün ücretsiz yemek hakkı mücadelesini büyütme çağrısı yapıyor. Yarından itibaren pek çok ilde, ilçede, okul önünde, Milli Eğitim Müdürlükleri önünde kadınlar, dernekler, mahalle inisiyatifleri okullarda, eğitimin her kademesinde bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek verilmesi için imza toplayacak, buluşmalar gerçekleştirecek, basın açıklamaları yapacak.
Ekmek ve Gül Yazı İşleri Üyesi ve Emek Partisi Milletvekili Sevda Karaca ile yeni eğitim-öğrenim dönemi öncesi yinelenen kampanyanın gidişatını konuştuk. Derinleşen yoksullukla bu kampanyanın aciliyetinin daha önemli hale geldiğini ifade ederken Karaca, “Bu kampanyaya her kesimden kadın-erkek herkesin sahip çıkması çağrısında da bulunuyoruz. O yüzden iş yerlerinde, fabrikalarda, ofislerde, plazalarda, parklarda, sokaklarda elimizi bu taşın altına koymalıyız çünkü bu taş çok ağır ve bu ağırlık çocukların sırtına biniyor. Kampanyamızın genişlediğinin de bir ilanıdır bu. Kadınlar olarak bu talebi büyüttük, bilinir hale getirdik, giderek yoksullaşan her kesimden yurttaşın bu kampanyaya sahip çıkması gereken bir noktaya getirdik artık bu kampanya hepimizin” dedi.
OKUL ÖNCESİ EĞİTİME YEMEK VERİLMESİ YETMEZ
Kampanya güçlendikten ve geniş kesimlerce sahiplenildikten sonra Mili Eğitim Bakanlığı, 2022-2023 eğitim öğretim yılının Bahar döneminde okul öncesi eğitimde ücretsiz yemek uygulamasını başlatacağını duyurmak zorunda kalmıştı ancak bugün açısından bu uygulamanın akıbeti tartışma konusu. Karaca, Bakanlığın geçen dönem açıklamasından sonra Ekmek ve Gül’ün yaptığı açıklamayı hatırlattı “Bu kimsenin bize bahşettiği bir lütuf değil. Bu bizim tırnaklarımızla kazandığımız bir hak, takipçisi olacağız. Okul öncesi eğitimde sağlıklı, çocukların ihtiyaçlarını karşılayan bir öğün veriyor musunuz, vermiyor musunuz, yine bir ihale, rant meselesi haline mi getiriyorsunuz’ diye takipçisi olacağımızı duyurmuştuk. Geçtiğimiz aylarda büyük bir deprem felaketi yaşadık. Depremin yaraları henüz sarılmamışken seçimler başladı. Biz hem deprem döneminde hem de seçim döneminde ortaya çıkan tabloda gördük ki okullarda bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek bu memleketin en temel gündemlerinden biri. Seçim programlarına aldılar, vaatleri arasına koydular. Biz halk nezdinde bu kadar açık seçik bir talep haline gelmiş bu meselenin bir karşılık bulduğunu buralardan da görüyoruz. Vaat istemiyoruz, biz bu hakkın gereğinin yerine getirilmesinin takipçisi olacağız. Ayrıca Tasarruf genelgelerinin arkasına sığınarak çocukların hakkını ortadan kaldırmayı kimse aklından geçirmesin.” diye konuştu.
KAMPANYA HEPİMİZİN
Kız çocuklarının eğitime katılımının en gerici ittifaklarca tartışıldığı noktada çocukların geleceğine sahip çıkmak için en geniş kesimleri bir araya getirmek gerektiğine dikkat çeken Karaca, bu kampanyanın bunun bir vesilesi olabileceğini söyledi. Okullarda bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek talebinin geçtiğimiz yıldan itibaren öncelikli olarak kadınlarla örgütlendiğini belirten Karaca, “Hâlâ bu kampanyanın ilk muhatabı kadınlar çünkü maalesef öncelikli olarak çocukların bakım yükünü sırtında taşımak zorunda olanlar kadınlar. Bu kampanyanın ana öznesi kadınlar olmaya devam edecek ama biz çocukların açlık sorununun, eğitimde yaşanan bu korkunç tablonun tek muhatabının kadınlar olmadığını biliyoruz. Bu kampanyayı her kesimden kadın-erkek herkesin sahip çıkması çağrısında da bulunuyoruz. O yüzden iş yerlerinde, fabrikalarda, ofislerde plazalarda, parklarda, sokaklarda bu taşın altına elimizi sokmalıyız çünkü bu taş çok ağır ve bu ağırlık çocukların sırtına biniyor. Kampanyamızın genişlediği ilanıdır bu. Kadınlar olarak büyüttük, bilinir hale getirdik, giderek yoksullaşan her kesimden yurttaşın bu kampanyaya sahip çıkması gereken bir noktaya getirdik artık bu kampanya hepimizin” diye konuştu.
AÇILAN DAVA SADECE BİR ÖĞÜN YEMEK DAVASI DEĞİL
Kampanyanın bir bileşeni olan Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği adına Milli Eğitim Bakanlığına eğitimde her kademede ücretsiz, sağlıklı bir öğün yemek sağlamadıkları için dava açılmıştı. Yazılı savunmaların tamamlanmasının ardından duruşma tarihinin verilmesi bekleniyor. Karaca, davanın açılma amacına dair, “Yasal haklarımızın üzerine çökmeye, sanki bunlar yokmuş gibi at koşturmaya devam etmek isteyen bir tek adam rejimiyle karşı karşıyayız. MEB de bu tek adam rejiminin en icracı bakanlıklarından bir tanesi. Dava açtık, çünkü mücadele araçlarımızdan birinin de hukuk yolu olduğunu düşünüyoruz. Milli Eğitim Bakanlığını, çocukların gelişimi konusunda devlete düşen sorumlulukları yerine getirmediği konusunda mahkum etmek istiyoruz. Biz bir açıklama yapmalarını, bu açıklamanın da gerçekçi bir açıklama olmasını sağlamak istiyoruz” diye konuştu. Milli Eğitim Bakanlığı verdiği yazılı savunmalarda okul öncesi eğitimde ücretsiz yemek verdiklerini söylemekle yetinmiş, diğer kademelerde bu hakkı sağlamamasının sonuçlarına değinmemişti. MEB’in bu yanıtına dair Karaca, “MEB’in böyle bir açıklama yapmış olması sorumluluktan tamamen kaçıyor olduğu gerçeğini gözler önüne seriyor” dedi. Karaca bu davanın hakları canlarının istediği gibi gasbetmek isteyenlere karşı vazgeçmeyeceklerinin de ilanlarından bir tanesi olacağını ifade etti ve ekledi: “Bu dava süresince gerçekten Anayasal ve yasal bir hak olarak okullarda bir öğün ücretsiz yemek sağlanmasının önüne ne engel oluyormuş açıklayacaklar. Bu engellerden bir tanesini bütçe olarak açıklayacaklarsa eğer o zaman biz bu hazineye, bizim alın terimizle giren vergilerin hesabını soracağız: deprem vergilerinin, iki kere aldıkları taşıt vergilerinin, daha cebimize girmeden asgari ücretten kestikleri vergilerin... Dava süreci sadece bir öğün ücretsiz yemek hakkımızı savunmak için değil aynı zamanda cebimizden alınıp zenginlerin, yandaşların, bürokratların cebine konulan paraların hesabını soracağız. Herkesi bu davaya sahip çıkmaya çağırıyorum.”
‘BÜTÇE VAR BİLİYORUZ’
Meclis 1 Ekim’de açılacak ve yeni dönemde 2024 bütçesi görüşmeleri başlayacak. Geçtiğimiz yıl 2023 bütçeleri görüşülürken AKP’li vekiller çocukların okullarda açlıktan bayılmasına “yalan” demişler ve ek bütçe önergelerini reddetmişlerdi. 1 Ekim’den itibaren bu söze sahip çıkan tüm partilerin, tüm milletvekillerinin sözüyle yankı bulacak. Karaca, “Biz çok iyi biliyoruz ki bugün kamuda tasarruf önlemleri açıklayanlar tasarrufu yalnızca halktan, emekçilerden, kadınlardan, çocuklardan bekliyor. Çok açık ki kendi itibarlarından bir gıdım tasarruf etmiyorlar. Diyanet İşleri Başkanlığının tanıtım giderleri için ayrılan bütçenin pek çok okulda çocuklara yemek sağlayabilecek bütçeye karşılık geldiğini biliyoruz” dedi.
Meclis görüşmelerinin, tartışmalarının ancak örgütlü bir güce dayandığında etkili olduğunu belirten Karaca, “Bizim için Meclis sadece bu konunun yasallaştırılmasının, pratik bir uygulama haline getirilmesinin aracı değil, sokağın, işyerinin, okulun da iradesinin, sözünün yansıması gereken yerlerden biri. Meclis örgütlü sesin gerçekten yankı bulduğu oranda önemlidir. 11 Eylül’de ülkenin dört bir tarafında sokaklarda olacağız, yapabildiğimiz her yerde imza toplamaya devam edeceğiz. Halk buluşmaları, iş yerlerinde toplantılar, sendikaların da sürece dahil olduğu, işçilerin emekçilerin en yakıcı sorunu olan beslenme sorununa sahip çıktığı bir şekilde kampanyayı genişletmek istiyoruz. Onlarla buluşmalar yapacağız, yerel yönetimleri göreve çağıracağız, muhtarlıkların müdahil olmasını sağlamak için buluşmalar gerçekleştireceğiz. Önümüzdeki günlerde bu talebin her yerde yankı bulabilmesinin tüm olanaklarını yaratabilmek için bir arada bir çalışmanın örgütleyicisi olacağız. Meclis de bu mücadelenin bir parçası olacak” diye konuştu. Meclis kürsüsünü birleşik mücadelenin kürsüsü olacağını söyleyen Karaca, “MEB bütçesi görüşülürken ‘Cemaatlere, tarikatlara, onlarla anılan derneklere mi para ayıracaksınız yoksa gerçekten milyonların talebi olan bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek uygulamasına mı?’ sorusunu bir güçle soracağız, topladığımız yüz binlerce imzayla soracağız, bir araya geldiğimiz işçiler, emekçiler, kadınlarla birlikte soracağız. O sesi duyulur hale getirmek için sadece bu konuya sahip çıkan vekillerin o görüşmelerde bu konuyu gündeme getirmesi yetmez, yetmeyecek. Biz MEB, Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçe görüşmelerinde yüz binlerce imzayla o masada olalım” dedi.
2023 BÜTÇESİ NE GÖSTERDİ?
Çocukların eğitimi ve gelişimi için harcanmayan paralar eğitimin niteliğinin azaltılmasına, dinselleştirilmesine ayrılıyor:
■ MEB 2023 bütçesinin yarısından fazlası olan 245 milyar lira parayı ilk 6 ayda bitirdi.
■ Sözcü’den Sultan Uçar’ın haberine göre 81 İl Milli Eğitim Müdürlüğü de toplam 37,7 milyar liralık bütçelerinin yüzde 81,7’si olan, 30,8 milyar lira parayı harcadı. Yani Milli Eğitim Müdürlükleri kasası boşalmış olarak yeni eğitim dönemine başlıyor.
■ Temel eğitimde, din için 10 milyar 781 milyon lira ayrıldı. 2022’nin ilk altı ayına göre okul öncesi din eğitimine harcanan para yüzde 109,8 arttı.
■ 2022’nin ilk 6 ayında, sivil toplum adı altında MEB bütçesinden 706 milyon lira alan vakıflara, 2023’ün ilk 6 ayında, 2 milyar 566 milyon 318 bin lira ödendi. Hükümete yakın vakıfların, eğitim bütçesinden aldığı pay geçen yıla göre yüzde 71 arttı.
■ 2023 bütçesinde MEB dahil pek çok bakanlığı gerisinde bırakan Diyanet İşleri Başkanlığı 35 milyar 910 milyon lira almıştı. Ancak bu da yetmedi Diyanet İşleri Başkanlığı, depremin yaralarının sarılması için hazırlanan ek bütçeden de 276 milyon 218 bin lira ek ödenek aldı.
■ Diyanet İşleri Başkanlığının geçen yılın ilk 6 ayında 9,8 milyar lira olan gideri bu yılın aynı döneminde 19,6 milyar liraya çıktı. Yüzde 99 oranında artış oldu.
EĞİTİME KATILIMDA TABLO VAHİM
Geçim, artan masraflar çocukların eğitimden koparılmasının önünü açıyor.
- Okulu bırakıp açık öğretime geçen öğrenci sayısı sürekli artıyor. Bu öğretim yılında açık öğretime geçen öğrenci sayısı 1 milyon 738 bine çıktı. Yani her dört lise öğrencisinden biri açıkta okuyor ya da yalnızca kayıtlı görünüyor. Lise çağındaki kadınların yüzde 5’ten fazlası eğitimin dışında bulunuyor. Diğer eğitim kademeleri de göz önüne alındığında eğitimi bırakan ya da zorla okuldan alınan yaklaşık 700 bin kız çocuğu bulunduğu tahmin ediliyor.
- TÜİK verilerine göre her yıl binlerce çocuk doğum yapıyor. Bunlardan bazıları 15 yaşından küçük. 2001’den bu yana 0-18 yaş arası 2 milyonu aşkın çocuk doğum yaptı. Doğum yapan 15 yaşından küçük çocukların yüzde 50’si yalnızca ilkokul mezunu.
- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2022 faaliyet raporunda 2021 yılına göre 2022 yılında 15-17 yaş arasında çalışan çocuk sayısının 101 bin artışla 620 bine ulaştığı kaydedildi.
BESLENME ÇANTALARI DOLMUYOR
Artan enflasyon, ekonomik yükün ağırlaşması ile buzdolaplarından her geçen gün bir malzeme daha eksiliyor. Bu da doğrudan çocukların beslenme çantalarını etkiliyor:
- Eylül 2021’de 100 liraya satın alınan bir gıda sepeti için bu yıl temmuz ayında 547 lira ödemek gerekti.
- Ülkemizde 0-17 yaş arası 9,4 milyon çocuk, yani her iki çocuktan biri yetersiz besleniyor.
- TÜİK rakamlarına göre; Türkiye, 30 Avrupa ülkesi arasında en yüksek çocuk yoksulluğu oranına sahip 2 ülkeden biri. Şiddetli yoksulluk yaşayan 16 yaş altı çocukların sayısı 6 milyon 500 bine ulaştı.
- Yaklaşık 3 milyon çocuk kronik yetersiz beslenme yaşıyor.- Türkiye’de yaşayan çocukların dörtte biri çok düşük kilolu, dörtte üçü ise kansızlıkla mücadele ediyor.