11 Eylül 2023 06:20

Haydi çocuklar sanayiye(!) | İktidar çocuk işçiliği teşvik etti, çocuklar okuldan uzaklaştı

Yeni eğitim öğretim yılı için ilk ders zili bugün çalıyor. Ancak derinleşen yoksulluğun etkisi ve iktidarın çocuk işçiliğini teşvik politikaları nedeniyle yüz binlerce çocuk okul yerine işe gidiyor.

Fotoğraf: Volkan Pekal/Evrensel

Paylaş

Nisa Sude DEMİREL
İstanbul

Yaz tatilinin sona ermesiyle yaklaşık 20 milyon öğrenci için 2023-2024 eğitim öğretim yılı bugün başlıyor. İlk okul ve lise birinci sınıf öğrencileri uyum programı kapsamında geçtiğimiz hafta ilk ders zilini çalarken diğer sınıflardaki eğitime ise bugün başlanıyor.

Milli Eğitim Bakanlığının daha önce açıkladığı takvime göre eğitim yılının ilk yarısı 19 Ocak 2024 Cuma günü sona erecek. Birinci dönem ara tatili, 13 Kasım 2023 Pazartesi başlayacak ve 17 Kasım 2023 Cuma sona erecek. Yarıyıl tatilinin ardından öğrenciler ikinci döneme 5 Şubat 2024 Pazartesi başlayacak ve eğitim yılı 14 Haziran 2024 Cuma günü sona erecek. İkinci dönem ara tatili ise 8 Nisan 2024 Pazartesi ile 12 Nisan 2024 Cuma tarihleri arasında yapılacak.

6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 11 ili etkileyen deprem sebebiyle afet bölgesi illeri olarak belirlenen Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elâzığ, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa illerindeki resmi ve özel okullarda 2022-2023 eğitim öğretim yılının ikinci dönemine yönelik öğrenme kayıplarının giderilmesi amacıyla bakanlıkça hazırlanacak program, 11 Eylül ile 6 Ekim arasında eğitim öğretim faaliyetleri ile birlikte uygulanacak.

Milyonlarca öğrencinin ders zili heyecanı yaşadığı saatlerde başka milyonlarca çocuk ise günlerini çalışarak geçirmek zorunda kalıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2017-2023 yılları arası için hazırladığı çocuk işçiliği ile mücadele ulusal programına rağmen özellikle son yıllarda ekonomik krize bağlı derinleşen yoksulluk çocuk işçiliğinin artmasına neden oldu. Eğitim masraflarını karşılayamaz durumdaki emekçi ailelerin çocukları okuldan uzaklaşarak fabrika ve atölye yollarına düştü.

‘ÇOCUK İŞÇİLİĞİ İSTATİSTİKLERİ AÇIKLANMIYOR’

Bakanlığın yürüttüğü çocuk işçiliği ile mücadele kampanyasının bitmesine birkaç ay kaldı. Programın hedefi 2023 yılında özellikle sanayide ağır ve tehlikeli işlerde, sokakta ve mevsimlik gezici geçici tarımda gerçekleşen çocuk işçiliğini tamamen ortadan kaldırmak, diğer alanlardaki çocuk işçiliğini ise yüzde ikinin altına düşürmek. Ancak geçen 7 yılda bu hedeflere yaklaşılmadı. 2012 TÜİK çocuk iş gücü anketine göre 890 bin olan çocuk işçi sayısı son olarak 4 yıl önce açıklanan 2019 tarihli TÜİK çocuk iş gücü anketine göre 720 bin. Gazetemize konuşan Fişek Enstitüsünden Nail Dertli, bu sayının yanıltıcı ve gerçek sayının çok daha yüksek olduğunu ifade ediyor.

TÜİK’in senelere göre Hane halkı iş gücü araştırmasına göre ise son üç yıldır 15-17 yaş arası çocuklarda iş gücüne katılma oranı yüzde 16.2’den önce 16.4’e ardından 18.7’ye yükseldi. Verilerin de gösterdiği üzere program süresince çocuk işçiliğinin engellenmesi noktasında ilerleme kaydedilemediği gibi iktidar bu sürede okulda devamsızlığı ve açık öğretime geçişi kolaylaştıran; çocukları okuldan uzaklaştırarak sanayide çalışmalarını teşvik eden MESEM projesini hayata geçirdi.

YEDİ YILDA NASIL MÜCADELE EDİLDİ?

Bakanlığın yürüttüğü kampanyaya göre çocuk işçiliğindeki yaygınlığın en önemli nedeni yoksulluk. Ancak geçen sürede “yoksullukla mücadele” noktasında ilerleme olmadığı gibi gerileme yaşandı. TÜİK’in yoksulluk ve yaşam koşulları istatistiklerine göre geçen 7 yılda göreli yoksulluk yüzde 13.5’ten yüzde 14.4’e çıktı. Kendine ait bir konutta oturanların oranı yüzde 59.1’den 56.7’ye düştü. Eğitim-öğretim seviyesine göre oluşturulan verilere göre de her kategorideki yurttaşın 2017 yılına göre yoksullaştığı görüldü. 2017’de yoksulluk sınırı asgari ücretin 3.72 katı iken 2020’den itibaren sırasıyla 4.29 ve 4.81 oldu. 2022 yılında seçim öncesi propagandanın etkisiyle 3.96 oldu fakat hâlâ 2017’deki kat oranından yüksek.

MESEM’LE ÇOCUK İŞÇİLİĞİ KIŞKIRTILDI

Kampanyaya göre çocuk işçiliğinin önemli bir diğer nedeni ise aile bireylerinin işsizliği. 2017’de yüzde 10.9 olan resmi işsizlik TÜİK verilerine göre geriliyor. Ancak uzmanların gerçek işsizlik dediği geniş tanımlı işsizlik arttı. Çocuk işçiliğine gösterilen bir başka neden ise “Çocuk iş gücüne yönelik işveren talebi.” İktidarın bu alandaki ‘mücadele hamlesi’ ise MESEM’ler oldu. Çocuk emeğine olan talebi kışkırtan bu uygulamaya göre devlet bütçesinden işletmelere çalışan öğrenci başına ödeme yapılıyor. Mayıs itibarıyla sayısı 1 milyon 405’i bulan lise öğrencisi beş günün yalnızca birinde okula gidiyor. Geri kalan günlerde ise oldukça düşük ücretlerle küçük ya da büyük ölçekli işyerlerinde çalıştırılıyorlar.

Türkiye’nin dış pazarda iş gücü maliyetlerini düşürerek rekabet ettiğini ifade eden Nail Dertli, “Çıraklık ve stajyerlik de buna hizmet ediyor. Vakıf olarak yürüttüğümüz araştırmalarda da görüyoruz ki çırak-stajyerlik istihdamları neredeyse ’90’lı yıllardaki sayıyı bulmuş durumda. AKP’nin küçük sermaye gruplarını desteklediği bir proje” diyor.

İktidarın işletmelerde usta öğretici başına 12 olan çırak sınırını 2019’da 40’a çıkarttığını hatırlatan Dertli, bununla da yetinmeyen iktidarın çok düşük ücretlere çalışması için çeşitli marketlerle imzaladığı protokolleri de hatırlatıyor. Eski Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, her ne kadar “istihdam projesi değil, eğitim projesi” dese de geçtiğimiz yıllarda hayata geçirilen bu ve benzeri uygulamalar çocuk işçiliğini kışkırttı, kayıt dışı çocuk istihdamına yasal zemin oluşturdu.

GÖÇMEN ÇOCUKLAR YOĞUN EMEK SÖMÜRÜSÜ ALTINDA

Çocuk işçiliğindeki yaygınlığın bir diğer nedeni ise göçmen çocuk nüfusu. Fişek Enstitüsü, raporlarında göçün yoğunluğu göz önüne alındığında TÜİK ve SGK istatistikleri göçmen çocukları kapsamadığı için, Türkiye’de çalışan çocuk işçi sayısındaki azalmanın yanıltıcı olduğunu ve görülen çocuk işçiliğindeki azalmanın olası kaynağının işletmelerin belirli sektörler için özellikle göçmen çocuk istihdamına yönelmiş olduğunun altını çiziyor. Göçmen çocukların iş gücü olarak kullanılmasına dair resmi verilere sahip olmasak da 2021 yılında MEB’in istatistiklerine göre okul çağındaki Suriyeli çocukların eğitime erişimi yüzde 64.68. Yani okul çağındaki Suriyeli çocukların yüzde 34’ü takip edilemez durumda.

Dertli’nin dikkat çektiği bir başka konu yasa dışı işlerde çocukların istihdamının artması. Yine bu alanda da resmi veri bulunmuyor ancak fuhuş, uyuşturucu satışı gibi işlerde çocukların kullanımındaki yaygınlık suç istatistiklerinde kendisini gösteriyor. Dertli “İllegal işlerde çalıştırılan çocuklar herhangi bir politika hedefinin de parçası değiller” uyarısında bulunuyor.

4+4+4 EĞİTİMDEN UZAKLAŞTIRDI

Çocuk işçiliğine dair son detaylı veriler 2019 çocuk iş gücü anketine ait. Programda kıstas alınan 2012 çocuk iş gücü anketiyle kıyaslandığında çalışan çocuklarda eğitime devam etme oranının yüzde 49.8’den 65.7’ye çıktığı görülüyor. Bu artışın temel sebebinin AKP’nin hayata geçirdiği 4+4+4 eğitim sistemi ile açık liseleri teşvik etmesi. Dertli “Açık öğretime kayıtlı oldukları için çalışan çocuklar eğitime devam ediyor görünüyor. Esasen bu çocuklar çalışan çocuklar, büyük bir çoğunluğu eğitimde değil” diye açıklıyor.

Yine 2019 yılında ücretli/yevmiyeli çalışan çocuk oranı ise yüzde 52.6’dan 63.3’e çıktı. Derli bu verilerin Türkiye’de ‘çalışan çocuk’ tanımının çocuk işçiliğine dönmesinin göstergesi olduğunu söylüyor. Çocukların ücretsiz aile işçisi; atölyede, fabrikada ücretli işçi; ya da işveren olmak üzere üç farklı çalışma biçimi olduğunu ifade eden Dertli, “Önceden yoğunluk ücretsiz aile işçiliğindeydi. Ancak bu son on yıllık süre içerisinde çocuklar işçileşmeye başladı. Aile yakını vs. olmaktan da çıktı, tamamıyla patronun insafına bırakıldı. Bu insafın ne olduğunu da iş kazalarında görüyoruz” diyor.

İşçi Sağlığı İş Güvenliği (İSİG) Meclisi verilerine göre 2017-2022 yılları arasında iş cinayetlerinde hayatını kaybeden çocuk sayısı sırasıyla 60, 67, 67, 68, 62 ve 64.

‘EMEK LEHİNE GELİR DAĞILIMI VE ÖRGÜN EĞİTİM ŞART’

Çocuk işçiliğinin önlenebilir olduğunu ifade eden Dertli, “Çocuk işçiliğini yasaklamak ancak sosyal politikalarla desteklendiği durumda güçlü. Aksi çocukların daha kötü koşullarda çalışması demektir. Çocuk işçilerin tamamı yoksul ailelerden geliyor, son derece sınıfsal bir durum” diyor.

Gelir dağılımına müdahaleyi içeren bir bölüşüm politikasının hayati olduğunu ifade eden Dertli “Gelir dağılımının emek lehine düzenlenmesi gerekiyor. Eğitimden sağlığa mal ve hizmetlerin erişilebilir hale getirilmesi gerekiyor. Çocukların örgün eğitime düzenli katılımını sağlamak gerek. Yalnızca örgün eğitim de yetmez, çocuklar okula aç gidiyor. ‘Bir öğün ücretsiz yemek’ kampanyasının uygulanması gerekiyor” diye anlatıyor.

Çocuk işçilikle mücadelede en büyük ilerlemenin 8 senelik kesintisiz eğitim kararıyla gerçekleştiğini ifade eden Dertli, AKP’nin bunu 4+4+4 sistemi ile tersine çevirdiğini vurguluyor. Dertli ‘başarısız’ diye nitelenen çocukların okul idarecileri ve öğretmenler tarafından MESEM’e, açık liselere yönlendirildiğini ifade ederek çocuk işçiliğinin teşvik edildiğini söylüyor.

ÖNCEKİ HABER

Eryaman-Esat Davası yarın görülecek: Savcı değişti, bilirkişi raporu tamamlanmadı

SONRAKİ HABER

‘Tahıl koridoru’ diye yazılır, ‘ticaret hesapları’ diye okunur

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa