11 Eylül 2023 11:40

İmam hatipe çevrilen İsmail Tarman Ortaokulu velileri : Mahkeme kararlarına uygulansın

İmam hatibe çevrilen İsmail Tarman Ortaokulu velileri okulun normal bir ortaokul olarak devam etmesine ilişkin mahkeme kararına uyulmasını talep ederek; “Okulumuzu istiyoruz” dedi.

Fotoğraf: İsmail Tarman Ortaokulu velileri

Paylaş

Yeni Eğitim Öğretim yılı başlarken İstanbul’da İmam hatip ortaokuluna dönüştürülen İsmail Tarman Ortaokulunun normal ortaokul olarak yeniden açılması isteyen İsmail Tarman Ortaokulu velileri ve Konaklar Mahallesi sakinleri basın açıklaması yaptı. İsmail Tarman Ortaokulunun kapatılmasına ilişkin hiçbir yasal karar bulunmadığının altını çizen veliler, açıklamada okulun normal bir ortaokul olarak devam etmesine ilişkin mahkemelerden karar çıktığını ve bu kararın uygulanmadığını hatırlattı. Veliler mahkeme kararına uyulmasını talep ederek, ; “Okulumuzu istiyoruz” dedi.

İsmail Tarman Ortaokulu’nun öğretime açılması mücadelesinde, 2016’dan itibaren 2.652 gün ve 7 yılın tamamlandığını belirten veliler; “Biz bu 7 yılda 4 kez Mahkemelerce de kabul edilen  haksızlığın, yanlışlığın, isabetsizliğin giderilmesi için uğraşırken dünya, eğitimde ileriye gitti. Dünyada eğitim konusunda en çok yatırım yapan ülkeler öncelikle devlet okullarını güçlendiriyor, her çocuğun iyi bir eğitime ulaşmasını sağlıyor, ücretsiz eğitimin yanı sıra ulaşım ve yiyecek desteği veriyorlar. Bilgisayar ya da tabletle eğitimi geliştirirken,bu tabletlerde sadece öğretmenin dikte ettiği bilgileri değil,  çocuklarının kendi saptadıkları sorunları tartışmanın ve çözümünü üretmenin yöntemlerini bulmalarını sağlıyorlar. Eğitim sisteminin temelinde öğrenciler arasında tam bir eşitlik ilkesine yer veriyorlar, her türlü ayrımcılıktan kaçınıyor; çocuklardan bahsederken “kız” ya da “erkek” tanımlarını da kullanmıyor, isimlerini kullanıyor,  çocuklar birbirlerini cinsiyetlerine göre değil eylemlerine göre değerlendiriyor. 2.Biz ise 7 yılda eğitime ayırdığımız bütçeyi giderek azalttık, Türkiye, talebe başına ortalama 5 bin 743 dolarlık yıllık harcamayla 36 ülke içinde 34. sıraya geriledik.  OECD’de ortalama ise 11 bin 990 dolar., onların yarısı kadar bütçe ayırıyoruz. Aynı zamanda okullaşma oranını da 1997 yılında  yüzde 70 lerden yüzde 47’ye indirdik. Bunda da kız çocuklarının yüzde 5 oranında daha az okullaşmasına yol açtık” dedi.

"MEB TOPLUMUN BİR ÇOK KESİMİYLE KAVGALI"

Yeni eğitim yılı başlarken, Milli Eğitim Bakanlığının genel geçer açıklamalar yaptığını; eğitim sisteminde öğrenmeyi geliştirecek, bireysel gelişmeyi takip edebilecek ne gibi önlemler alındığını söyleyemediğinin altını çizen veliler şu ifadeleri kullandı; “Milli Eğitim politikaları ve uygulamaları ile ülkenin en fazla dava açılan kurumu. 2000 yılından sonra MEB’e açılan dava sayısı yüzde 313 arttı. 2003 yılında MEB aleyhine sadece 3 bin 509 dava açılmışken, 2015 yılında bu sayı 11 bin 10’a ulaştı. MEB bu davaların yüzde 50’sini kaybetti.

Bakan Yılmaz’ın imzası ile verilen bilgide, 2016 yılında 26 bin 429’u idari, 9 bin 685’i adli olmak üzere toplam 36 bin 114 dava açıldığı belirtildi. Açılan 18 bin 695 idari ve 425 adli davanın reddedildiği, 249 davanın ise OHAL Komisyonu’na gönderildiği belirtildi. Bakanlığın gönderdiği bilgiye göre, 2017 yılında ise 30 bin 95’i idari, 5 bin 703’ü adli olmak üzere toplam 35 bin 798 dava açıldı. Bu davalardan 1273’ü idari ve 94’ü adli olmak üzere toplam 1367’si reddedildi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre, son iki yılda Bakanlığın tarafı olduğu toplam 71 bin 912 idari ve adli dava açıldı, bu davalardan 20 bin 487’si reddedildi. MEB toplumun bir çok kesimiyle kavgalı. Öğrencisinden, öğretmenine, velisinden, mahallelisine ,idarecisinden personeline kadar kurumun bir çok bileşeni ve muhatabı Milli Eğitim Bakanlığı ile davalı. Milli Eğitim Bakanlığı eğitimi bozduğu, gerilettiği yetmezmiş gibi toplum barışını , huzurunu da bozuyor.”

“EĞİTİM POLİİTİKALARINDA AÇIKLIK, SAYDAMLIK, DENETLENEBİLİRLİK YOK”

.Demokratik bir toplumun zorunlu unsurlarından olan, açıklık, saydamlık, denetlenebilirliğin Milli Eğitim Bakanlığında ve eğitim politikalarında bulunmadığına işaret eden veliler; “Milli Eğitim Politikaları açıklanıyor. Dünyanın en gelişmiş eğitim modellerinden gittikçe uzaklaşan kararlar alınıyor. Bu kararlar da öğrenciler nesnel bilim ve sanat , spor gibi alanlarda eğitim almalarından daha uzaklaştıkları Değerler Eğitimi gibi , kişisel tercihlere ilişkin konulara yer verilen eğitim programı yapılıyor.  Üstelik MEB yanıltıcı bilgiler veriyor. İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumlarının Haftalık Ders Çizelgeleri incelendiğinde, seçmeli ders grubu sayısının azaldığı, özellikle din, ahlak ve değer grubundaki 5 dersin ön plana çıkarıldığı,  okul türlerine bakılmaksızın özellikle ‘din, ahlak ve değer’ kategorisinde yer alan ders sayısında artış olduğu, bu gruptaki derslerin “seçmeli” olmaktan çıkartılıp fiilen seçmeli zorunlu derse dönüştüğü görülüyor” denildi.

“MİLLİ EĞİTİM MAHKEME KARARLARINA UYMUYOR”

Milli Eğitim Bakanlığının mahkeme kararlarını uygulamadığını, kararları uygulamayan sorumluların, suç işledikleri gibi , kararların yerine daha iyi, daha gelişmiş bir şey de koymadığını vurgulayan veliler; “Üstelik sorumlular hakkında şikayetlerde bulunmamıza rağmen yargılanmaları sağlanmadı. Kararlara uymayanlar, böylece cesaretlendirilmiş oldu.  İsmail Tarman Ortaokulu kapatılmamıştır, kapatılmasına ilişkin hiçbir yasal karar bulunmamaktadır.  Mahkemelerce, İsmail Tarman Ortaokulu’nun eskiden olduğu gibi normal ortaokul olarak devamına karar verilmiştir” dedi.

“İMAM HATİP OKULLARI ANAYASA VE MAHKEME KARARLARI İLE BAĞLI DEĞİL MİDİR?​”

“İsmail Tarman Ortaokulunun kapatılması ile ilgili bir karar var mıdır? Varsa bu karar nerededir ve kararda kimin imzası vardır? Eğer öyle bir karar yoksa bu okulu açık tutmayan kimdir? Okula öğrenci kaydı almayan kimdir?​” sorularını soran veliler şunları söyledi; “Milli Eğitim Bakanı’na sesleniyoruz; Mahkeme Kararlarının uygulanmasını sağlayın, Anayasa’ya aykırılıklara izin vermeyin. Bakanlıkta hukuk devletine aykırı hareket edilmesi ve kanunların uygulanmaması birkaç görevlinin davranışı olmayı aşmıştır, bir sistem sorunu haline gelmektedir. Gelecek kuşakları yetiştiren Milli Eğitim Bakanlığı,öğrencilere de nasıl örnek olacaktır? Bakanlık, Anayasa’ya aykırı davranırken öğrencilerin yasalara uymalarını nasıl bekleyecektir? İmam hatip okulları Anayasa ve mahkeme kararları ile bağlı değil midir?​”

"MAHKEME KARARLARININ UYGULANDIĞI GÜNE KADAR MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ"

Kendilerine ve çocuklarına yönelik dayatmaları kabul etmeyeceklerini ifade eden veliler; “Çocuklarımızı, gençlerimizi, velilerimizi haklarından ve haklarını aramaktan vazgeçiremez. Çocuklarımızın yaşamından daha fazla zaman kaybedilmesini ve kurumların yıpratılmasını kimse kabul edemez. Kuralsızlık ve kaos  bazen işinize gelebilir, bir süre sorumluluktan kaçabilirsiniz ama asla sürekli olamaz. Sorumlular mutlaka hesap verir. Dayatmalar da sürekli olamaz, gelişim durdurulamaz .Kimse geleceğinden, çocuklarının geleceğinden, toplum da geleceğinden vazgeçmez, razı olmaz. Bizler aynı zamanda ,okulları yine hukuka aykırı şekilde ,bağışçısının izni alınmaksızın binaları Kız İmam Hatip Lisesi’ne verilen Dr.Naci Ekşi Anadolu Lisesi Velileri ve Mezunlarıyla dayanışma içinde olduğumuzu belirtiyoruz. Bizler, tüm işlemlerin takipçisi olmaya ve mahkeme kararlarının uygulandığı güne kadar mücadeleye devam edeceğimizi kamuoyuna duyururuz” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Kobane Davası yarına ertelendi

SONRAKİ HABER

Adalet Bakanı Tunç'tan Tanrıkulu açıklaması: Bundan sonraki süreç Meclis’in takdirindedir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa