Adalet Bakanı Tunç'tan Tanrıkulu açıklaması: Bundan sonraki süreç Meclis’in takdirindedir

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TSK ile ilgili açıklamaları gerekçesiyle hakkında soruşturma başlatılan CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu hakkında, "Bundan sonraki süreç Meclis’in takdirindedir" dedi. 

Tunç, "Bu açıklamaları kabul etmek mümkün değil. Mehmetçiğimize ve ordumuza dil uzatmak kimseye yakışmaz. Partisi gerekeni söylemelidir. Bu soruşturma ile ilgili fezleke TBMM’nin gündemine geldi. Mehmetçiğimize ve ordumuza dil uzatmak bu şekilde suçlamalarda bulunmak hiç kimseye yakışmaz. Hele hele milletvekili sıfatı taşıyan birine yakışmaz. Kendi partisinin de bir tepki koyması gerekir. Gerekli soruşturma süreci başlamıştır. Bundan sonraki süreç Meclis’in takdirindedir." diye konuştu.

NE OLMUŞTU?

CHP Diyarbakı Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, bir televizyon programında Türk Silahlı Kuvvetlerinin eleştiriden azade olmadığını belirterek, "Bu Türk Silahlı Kuvvetleri değil mi 12 Eylül’de faşist darbeyi yapan? Bu ordu değil mi 15 Temmuz’da darbe girişimi yapan, köyleri yakan... Onlarca faili meçhul cinayet. Benim takip ettiğim davalar var. 15 köylüyü helikopterden atan TSK değil mi? AİHM kararıyla sabit hale gelen...” ifadelerini kullanmıştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Tanrıkulu hakkında, “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama” ve “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçlarından soruşturma başlatıldığını duyurmuştu.

Tanırkulu'nun açıklamalarına partisinden tepki gelmiş, CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun, milletimizin gözbebeği Türk Silahlı Kuvvetlerini töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir” demişti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da "Konuyla ilgili açıklamayı parti sözcümüz yaptı. TSK bizim göz bebeğimizdir." açıklaması yapmıştı.

Tanrıkulu kendisine yöneltilen tepkilere AİHM’nin Türkiye’yi mahkum ettiği iki davaya gönderme yaparak yanıt vermişti: "İlki Ekim 1993 tarihinde Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı bir köyde 11 köylünün nasıl kaybettirildiğine ilişkin karar. Devlet bu köylülerin helikopterle götürüldükten sonra kaybettirildiğini inkar etmiş. Oysa kaybedilen 11 kişinin yakınları, akrabalarının helikoptere bindirildiğine tanıklar. Köylüler zorla kaybettirildi. İkinci dava Şırnak’ın Kuşkonar ve Koçağıllı köylerinin savaş uçaklarıyla bombalanması ve 33 köylünün öldürülmesine ilişkin AİHM kararı. Bunlar benim yargılarım değil, AİHM kararları.." (HABER  MERKEZİ)

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’dan tepkilere "AİHM kararı" yanıtı