13 Eylül 2023 03:44

‘Eğitim vicdan işidir’

Furkan Doğan “Çürük” isimli öykü kitabını anlattı.

Görsel: Kitap kapağı 

Paylaş

Kutluay ORDU
Mersin

Özel sektörde Türkçe öğretmeni olarak çalışan Furkan Doğan’ın “Çürük” isimli öykü kitabı Ange yayınlarından çıktı. Öykü kitabında Doğan, özel sektörde çalışan öğretmenlerin yaşadığı sorunları ve zorlukları anlatıyor. Kitaba adını veren “Çürük” öyküsü dişi çürüyen özel sektör öğretmenini anlatıyor. Aslında bu öykü temel sağlık haklarından bile yararlanamayan onlarca öğretmenin öyküsü. Sadece kâr odaklı bir sistemde öğretmenler patronlar için sadece bir araca dönüşüyor.

Furkan Doğan ile yeni kitabına dair konuştuk. Eğitim sistemindeki en büyük sorunun özelleştirme olduğunu dile getiren Doğan “Özel sektörde çalışan öğretmenlerin sendikalaşması ve özelleştirmelerden vazgeçilmesi gerekiyor. En nihayetinde hep bir ağızdan şunu söylemek gerekiyor: Eğitim vicdan işidir, özelleştirilemez” diyor.

Söyleşiye “Kaynak” isimli öykünle başlamak istiyorum.  Bu öyküde öğretmen çocukluk sarsıntısını hatırlayarak karmaşık duygular yaşıyor. Bu öykünü öğrenci-öğretmen ilişkisi bağlamında nasıl değerlendirirsin?

“Kaynak” adlı öyküde ana tema yoksulluk, hepimiz sınav merkezli eğitim sisteminden geçiyoruz. Bu sınav merkezli eğitimde sınavlara daha iyi hazırlanmak için dershaneye gitmek veya bir sürü sınava hazırlık kitabı almak gerekiyor. Bunların hepsi bizim için maddi bir külfet. Eğer eğitimin gerçekten nitelikli olmasını istiyorsak gerçekten parasız eğitimi savunmak gerekiyor.

"AÇLIKLA SINANIYORDUK"

İlk öykündeki başparmağı ağrıyan öğretmen ile son öykündeki masaları kıran ofis çalışanı arasında nasıl bir ilişki var?

Ben bu soruya kendimi anlatarak cevap vermek istiyorum. Ben genç bir Türkçe öğretmeniyim, bize fakültede artık siz öğretmensiniz, mesleğiniz belli kendinizi ona göre hazırlayın denildi oysa mezun olduktan sonra durumun böyle olmadığını anladım. Biz ya KPSS’ye hazırlanarak ya da özel sektörde çalışarak açlıkla sınanıyorduk. Özel sektörde öğretmenler, asgari ücretle hatta asgari ücretin altında sigortasız bir şekilde çalıştırılıyordu. Özel sektörde patronlar örgütlü olduğu için en ufak bir itirazımızda bile “İstersek seni özel sektörde hiçbir yerde çalıştırmayız” cümlesiyle karşılaşıyorduk. Ben öykülerimde bu sıkışmışlıkları yazmaya çalıştım, ilk öykümdeki mobbinge maruz kalan öğretmenle son öykümdeki çıldıran ofis çalışanı aynı kişi aslında. Kahramanımız bireysel bir kurtuluş aramak istiyor ama kurtuluşun bireysel olmadığını da biliyor. O sebeple kahramanın masaları kırması biraz da makine kırıcılar hareketinin ortaya çıkışına da benziyor. Yıllardır acımasız koşullarda çalıştığı için etrafındaki araçlara tepki gösteriyor ama belki de örgütlü hareket edebildiği bir sendikası olmadığı için patronun masasına dokunamıyor.

"TEMEL SORUN ÖZELLEŞTİRİLME"

Ülkemizde özel sektör öğretmenliğinin çalışma koşulları ve yapılması gerekenlere dair neler söylemek istersin?

Eğitim sistemimizin temel sorunu özelleştirilmesidir. Öğrencilerin ve velilerin patronun gözünde müşteri olduğu ve öğretmenlerin kâr uğruna temel insan haklarından dahi yararlanamadığı bir sistemin nitelikli olması beklenemez. Özel sektörde çalışan öğretmenlerin sendikalaşması ve özelleştirmelerden vazgeçilmesi gerekiyor. En nihayetinde hep bir ağızdan şunu söylemek gerekiyor: Eğitim vicdan işidir, özelleştirilemez.

ÖNCEKİ HABER

Evde bakım işçileri kadro taleplerine dair yaptıkları eylemler sonucu Soyer’den sözü aldı

SONRAKİ HABER

RTÜK, Sputnik hakkında inceleme başlattı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa