13 Eylül 2023 04:30

Bu zamlar karşısında yaşama şansımız ne kadar?

Sabahın köründen, akşamın görmeyen karanlığına kadar çalışıp, evine ekmek götürme çabasında olan, fakat yine de yetemeyen emekçileri hiç gören var mı?

Fotoğraf: Kenan Çetin/Evrensel

Paylaş

Gebze’den bir işçi

Et, tavuk, süt, peynir artık neredeyse üst gelir grubunun gıdası haline geldi. Para babası zenginlerin ve hükümet edenlerin devasa gelirleri yetiyor artık gıdaya, barınmaya, sağlığa ve eğitime.

Sormadan edemiyorum, maaşları dolgun, sırtları pek hükümet yetkililerine.

- 3 çocuklu bir ailenin maaşı ile et, tavuk, süt, peynir alması ne kadar mümkün bu maaşlarla ve bu fiyatlarla?

- Sanayi kenti olan Gebze’deki kiralık ev fiyatlarından haberiniz var mı?

- Komik asgari ücret ve 10-15 yıldır çalıştığımız fabrikalarda asgari ücretin 2-3 bin lira fazlasını alan biz işçilerin bu zamlar karşısında yaşama şansımız ne kadar?

- Her şeyin, her geçen gün pahalılaşması ve sermaye sınıfını düşünen ekonomik politikalarınız yüzünden mutfaklar bomboş haberiniz var mı?

- Her markette, farklı fiyatla ve durmayan zamlarla gıdanın lüks olduğunu ve alınamayacak kadar pahalı olduğunun farkında mısınız?

- Okula yarı aç yarı tok, harçlıksız giden çocuk sayısından haberiniz var mı?

- Bebek bezi ve mamaların aylık en ucuz 1500 TL’ye dayandığını biliyor musunuz?

- Kuş tüyü koltuklarında oturup, gerile gerile bizlere hayali tonlarca vaatler verenlerin sokaktaki aç insanlardan haberi var mı?

Hiç sanmıyorum.

Bizleri komik ve harçlık düzeyine mahkum eden sefalet ücreti ile ev kirasını, çocuk okutmasını, sağlıklı olmamızı, yaşamamız için şart olan gıda almamızı bekliyorlar. Yok, yok beklemiyorlar, ister alın, ister almayın, çocuğunuzu ister okutun, ister okutmayın, ister sağlıklı olun, ister hasta olun bize reva görülen bu.

Elektrik faturasını yatıramayan, kışın doğal gaz kullanmaktan çekinen, okula harçlıksız çocuk gönderen aileleri düşünen yok. Eee ne de olsa önce can sonra da yine can diyenler tepemizde. Değil mi?

Sabahın köründen, akşamın görmeyen karanlığına kadar çalışıp, evine ekmek götürme çabasında olan, fakat yine de yetemeyen emekçileri hiç gören var mı? Emekçi ailelerin bu pahalılık, bu zor yaşam koşullarında ne durumda olduğunu düşünen tek bir koltuk sahibi yok mu ya? Meclis kürsüsünden kendi ceplerinin dolmasını sağlayanlar, patronlara teşvik üstüne teşvik verenler, vergiyi sırtımıza yıkanların bizlerin durumundan haberiniz hiç yok mu? Hastanede doğum yapıp, yeni doğan bebeğine ikinci paket bezini alamayacak durumda olan ailelerden de mi haberiniz yok? İlaç alamayan yaşlı ve hastaları da mı görmüyorsunuz?

Gebze’de geçen sene okul kantinlerinde 100 gram yarım ekmek tavuk döner 18 lirayken bu yıl 35 liraya, bir bardak çay 3.5 lirayken 7.5 liraya çıktı. Bir öğrencinin aylık kantin masrafı 1500 lirayı geçti. Sadece okul harçlığı ile bitmeyen zor ve pahalı bir eğitimin yanında bilimsellikten uzak bir eğitim bekliyor bizleri ve çocuklarımızı. Emek Partisi üyesi halkın vekilleri olan Sevda Karaca ile İskender Bayhan’ın Meclis kürsüsünden dile getirdikleri taleplerimizi de duymuyorsunuz? Kulaklarınız sağır ise özel hastaneler size bedava değil mi?

Aldığımız maaş eve gelmeden kart borçlarına yetmezken, ayın 10’undan sonra avans çekmeye, kartlara yüklenmeye çalışan bizlerin yaşadığımız zorlukları oturduğunuz koltuklardan görmek, anlamak mümkün olmuyor değil mi?

Hep sorunlarımızı dile getiriyoruz, elbette dile getirelim. Sefalet ücretlerine, zamlara, yaşamın zorluğuna karşı, yakınmak, küfretmek yetmez, seçim sonuçlarına bakıp umutsuzluk yaymak olmaz, direnmek bir araya gelip mücadele etmek zorundayız. Bunu başarmak için birlik olmaktan geri durmayalım.

ÖNCEKİ HABER

"Bugüne kadar yapılan mülakatları nasıl açıklayacaksınız?"

SONRAKİ HABER

MEB okul öncesinde ücretsiz yemeği kesti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa