13 Eylül 2023 00:00
/
Güncelleme: 23:02

Lise öğrencileri Deniz ve Aslı

Mamak/Ankara

11 Eylül’de okulların da açılmasıyla beraber gençlerde ve ailelerde kaygılar başladı. Sürekli olarak gelen zamlar ve kötüleşen ekonomiyle beraber kırtasiye masrafları da büyük bir artış gösterdi. Genelde yoksul ailelerin kullandığı, çeşitli ev ihtiyaçları, faturalar, yemek masrafı için olan Başkentkart’a öğrencilerin kırtasiye masrafları için de Büyükşehir Belediyesi tarafından yükleme yapıldı. Yapılan bu yükleme tek sefere özgü ve öğrenci başına 400 TL olarak verildi.

LÜTUF DEĞİL İHTİYAÇ

ABB Başkanı Mansur Yavaş bu haberi gençlere “Pırıl pırıl gözlerinizle geleceğe ışık tutacaksınız” diye verdi. Lakin gençlerin yüklenen bu meblağ ile geleceğe ışık tutması bir yana, önlerini görmeleri bile çok zor. Bir ortaokul öğrencisi için en asgari fiyatlardan oluşturulan bir liste bile 900-1000 TL arası tutuyor. Bunun yanı sıra sınav dönemi öğrencileri içinse masraflar çok daha fazla. Verilen 400 TL bu ihtiyaçlardan sadece çantayı karşılayabiliyor. “Peki bu çantanın içi nasıl dolacak?​” sorusuna bir cevap bulamıyoruz. Öğrencilere yapılan bu yardım bir lütuf gibi sunulurken öğrencilerin gerçekleri görmezden geliniyor. Bir belediyenin öğrencilere hiç yoktan yardımda bulunması iyi bir şey olarak görülebilir, ama zaten belediyelerin hiç yoktan yardım yapan bir kurum değil, öğrencilerin ihtiyaçlarının çözümünde sorumlu bir kurum olduğunu düşündüğümüzde bu bir yardım olarak kaldığı ölçüde yeterli bir çaba olarak görülemez.

İHALELERE KAYNAK BOL ÖĞRENCİYE DESTEK YOK

Bu süreçte öğrenciler de kendilerini farklı çözüm yolları arayışları içinde buldu. Bu yollardan bazıları eş dosttan az kullanılmış kitap, defter edinmek. Bu çözümler hem kaliteli ve kalıcı olmamakta hem de ergenlik çağındaki bu öğrencilerin duygu durum bütünlüğünü de olumsuz yönde etkilemektedir. Sürekli kendilerine kısa vadeli çözüm üretmek zorunda bırakılan gençler bu durumdan artık bıktı. Büyük ihalelere giren, birçok basamağı olan ödenekleri kullanan ABB, öğrenciler için bunun binde birini bile yapmıyor. Önümüze çözüm olarak sundukları yollar kaliteli bir eğitim hayatını bize vadetmiyor.

Güya devlet okullarında herkes için eşit ve ücretsiz denilen bu eğitim, bizlere bu hakları sunmuyor. İktidar temelli ekonomik sıkıntılar içinse her gün daha da kemer sıkmamız bekleniyor. Daha reşit bile olmayan lise öğrencileri en azından cep harçlığımı çıkarırım düşüncesiyle kötü şartlardaki işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Bu sorunlarımız yokmuş gibi davranılarak bir yandan da babacan bir tavırla verilen ve ihtiyacımızı karşılamayan yetersiz paralara avuç açmamız bekleniyor.

Oysa ekonomik problemler derinleşirken özellikle emekçi mahallelerinde yaşayan liseliler için eğitim hakkı da tehlikeye girmiş durumda. Yerel iktidarın bu konuya ilişkin sorumluluk alması gerekiyor. Örneğin yukarıda bahsettiğimiz Büyükşehir Belediyesinin tek seferlik 400 TL yardımı öğrencilerin ihtiyacının çok küçük bir kısmını karşılamasına olanak sağlıyor. Başkentkart kullanan birçok liseli, yardımların sürekliliğe dökülüp eğitim masraflarının her öğrenciye eşit ve yeterli olacak şekilde belirlenmesini bekliyor. Fakat bu noktada liselilerin de sadece beklemesi yeterli değil, haklarını ve isteklerini nasıl kazanabileceklerine dair adım atması da gerekiyor.

Evrensel'i Takip Et