Kulüp odaları ve Boğaziçi’nde tehlikeye giren kampüs yaşamı
Bu durum basit bir beceriksizlikten öte, Boğaziçi Üniversitesinde öğrencilerin bir araya gelme alanlarından olan kulüplerin faaliyetlerini kısıtlamak niyetiyle karşımıza çıkıyor.
Fotoğraf: Nisa Sude Demirel/Evrensel
Feyzullah ÜNNÜ
Damla DURLU
Boğaziçi Üniversitesi
Üniversitelerde öğrencilerin bir araya geldiği yegâne oluşumlar olan öğrenci kulüpleri son yıllarda kayyum yönetimler tarafından çeşitli baskı, sansür ve engellemelere maruz kalıyor. Bu uygulamalardan en sonuncusu Boğaziçi Üniversitesi kulüplerinin, yurt odalarına dönüştürüleceği söylenerek Güney Kampüs’teki kulüp odalarından zorla çıkarılıp kampüsün ücra bir köşesinde bulunan eski BÜMED binasına taşınması oldu. Depremi sebep göstererek yurtları yıkan kayyum yönetim, çözüm üretmek yerine 1000’in üzerinde yurtsuz kalacak gençten sadece 100’üne yurt olabilecek, doğal olarak yurt sorununu hafifletmeyecek olan kulüp odalarını hedef alıyor. Şüphesiz ki bu durum basit bir beceriksizlikten öte, Boğaziçi Üniversitesinde öğrencilerin bir araya gelme alanlarından en kuvvetlisi olan kulüplerin faaliyetlerini kısıtlamak ve zarar vermek niyetiyle oluşturulan bir çabanın sonucu olarak karşımıza çıkıyor.
Kulüp odalarının taşınmak istenmesindeki en büyük neden Güney Kampüs’ün ve öğrenci yaşamının merkezinde yer alan kulüpleri, okuldan ve öğrencilerden uzak bir noktaya yerleştirerek canlı ve güçlü kulüp faaliyetlerini kısıtlamak ve işlevsiz hale getirmektir. Yeni odalara ulaşımdaki zorlukla öğrenciler ile kulüpler arasındaki bağ yavaş yavaş koparılmak isteniyor. Kampüsün merkezinden uzak bir köşesinde olmasının yanı sıra, yeni yerleşilecek binadaki odalar kulüplerin özgün ihtiyaçlarını karşılamaktan da oldukça uzak. Karanlık, rutubetli ve altyapısı yetersiz odalara itilmeye çalışılan kulüpler, bu uygunsuz koşullarda kayyum yönetim tarafından ölüme terk ediliyor. Kayyum yönetim bir yandan da yeni alanda kulüplere daha önce olduğu gibi ayrı odalar vermek yerine tüm odaları etkinlik odasına dönüştürüp rezervasyon sistemiyle kulüplere ve öğrencilere tahsis etme planı yapmakta.
KULÜPLER ÖĞRENCİLER İÇİN NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ?
Üniversiteler, öğrencilerin kolektif üretim ve bir arada yaşamı deneyimlediği demokratik tartışma ortamının vazgeçilmez olduğu yerlerdir. Bu noktada öğrenci kulüpleri ve etkinlikleri büyük önem teşkil ediyor. Öğrenciler kulüplerde kendisiyle benzer ilgilere sahip insanlarla beraber çeşitli alanlarda bir araya geliyor, üretimde bulunuyor. Bunun haricinde özellikle AKP iktidarının üniversiteler üzerindeki baskıyı artırdığı son yıllarda kulüpler, bu baskılara karşı öğrencilerin örgütlenebildiği demokratik ortamlar olarak önemli bir rol oynuyor. Öğrenciler kulüplerde okul içi gündemlere dair bir araya gelip konuları nasıl ele almak gerektiği üzerine tartışmalar yürütebiliyor. Ardından kulüpler, Kulüpler Arası Kurulun (KAK) her hafta düzenlediği toplantılarda tüm kulüpler düzeyinde tartışmalar açıyor. Kulüplerin güçlü faaliyeti ve aktif bir KAK yapısıyla öğrenciler problemlerini genel çerçevede ele alabiliyor, tüm baskı ve engellemelere karşı dayanışma ve bir arada durma olanağı bulabiliyor.
KAYYUM YÖNETİM KULÜPLERE NEDEN SALDIRIYOR?
Kulüp odalarının Güney Meydan’dan taşınmasıyla kampüsteki öğrenci hareketliliği bitme noktasına gelme tehlikesi altında. Bu durumu kayyum yönetimin öğrencileri baskı altına almak için başvurduğu bir yöntem olarak değerlendirmek doğru olur. Öğrencilerin bir araya geldiği her yere saldırmaktan geri durmayan kayyumun, binlerce öğrenciyi kapsayan kulüpleri zayıflatmak istemesine şaşırmamak gerekiyor. Sosyal ortamlarına zarar vererek, öğrencilerin problemleri etrafında ortak çözüm yolları bulmak için bir araya gelmeleri engellenmeye çalışılıyor.
Aynı zamanda kayyum yönetim Dünya Bankası’ndan aldığı milyar liralık hibeyi okuldaki yapıların dönüşümü, yeniden yapımı ve yeni yapıların eklenmesi için kullanarak Boğaziçi Üniversitesini yandaşları için bir rant kapısı haline getirmek istiyor. Bu hevesle okulda birbiri ardına yeni ihaleler yapılıyor, yeni projeler masaya konuluyor. Şantiye alanına dönüştürdükleri okulu kendilerine çalışan bir AKP Türkiyesi minyatürüne çevirme arzusu içinde tüm kampüsü büyük bir değişim uçurumuna itiyorlar.
Son aldığımız duyumlara göre, bu sene yapılacak oryantasyon yıllardır yapılan Güney Kampüs’te değil Anadolu Hisarı Kampüsü’nde gerçekleştirilecek. Böylece kayyum yönetim, kulüpleri işlevsiz hale getirmek için attığı adımların bir yenisini daha hazırlamakta. İdarenin okula yeni gelen öğrencilerin kulüplerle ve Güney Kampüs ile ilişki kurmasını engelleme çabası, Boğaziçi’nin köklü demokratik kulüpçülük geleneğine bir darbe daha vurma isteğinin somut bir örneği olarak tezahür ediyor.
“Maarif ne güzel olurdu, şu mektepler olmasa” fikriyatıyla kampüsü öğrencisiz hale getirerek okulu bir rant merkezi ve yandaşların nemalanacağı bir mekân olarak yeniden inşa etmek isteyen bu zihniyete ve tüm kayyum yönetimlerine karşı, oryantasyondan etkinliklere, toplantılardan festivallere, okulun ilk gününden son gününe kadar demokratik bir üniversite için mücadele etmeye devam edeceğiz.