Affedersiniz beslenebiliyor musunuz?

Rojda DİKME

İstanbul Üniversitesi

Geçtiğimiz ay bizler yeni öğretim yılına hazırlanırken, İstanbul Üniversitesi yönetimi yemekhane fiyatlarını 6 liradan 10 liraya yükselttiğini duyurdu. Bu karar ağustos ayında, öğrencilerin pek çoğunun okulda bulunmadığı bir dönemde alındı. Aradan çok bir vakit geçmeden, yaklaşık bir ay sonrasında yemekhaneye 5 lira daha zam geldiğini öğrendik. İki ay içinde yapılan %150 zam sonrasında İstanbul Üniversitesi öğrencileri ile yeni yemekhane ücretinin hayatlarını nasıl etkilediğini, zamlar karşısındaki tepkilerini ve bu durumun çözümü için neler yapılabileceğine dair konuştuk.

Edebiyat Fakültesi’nden Arda, “Üniversitemizin yemekhanesine baktığımda beslenme ihtiyacımı yeterli ölçüde karşılamıyordu. Yemekler arasında ayrım yapan, seçici birisi olmamama rağmen yemekler yeterince besleyici ve doyurucu olmadığı için yemekhaneye uğramadan geçtiğim pek çok gün olmuştur. Hâlihazırda yemeklerin kalitesi ve doyuruculuğu tartışmalıyken, yapılan bu fiyat artışının kaliteye olumlu yönde yansıyacağına dair şüphelerim var” diyerek ortak sorunlarımızdan bahsediyor.

ÖĞRENCİLERİN İRADESİ YOK SAYILAMAZ

“Okul yönetiminin, öğrencisinin fikrini ve ekonomik durumunu gözetmeksizin böyle bir karar alması kabul edilebilir değildir. Bizim de bir parçası olduğumuz eğitim kurumunda yiyeceğimiz yemek hakkında bile söz sahibi olamamamız; öğrencilerin yararının gözden çıkarıldığı, despotik ve antidemokratik bir bürokrasinin hâkim olduğunu gösteriyor” diyor ve ekliyor “Bu probleme karşı bizler öğrenciler olarak, yemekhaneyi organize bir şekilde boykot edebilir veya protestolar örgütlemeyi deneyebiliriz.”

Edebiyat Fakültesi’nden bir başka arkadaşımız Göktuğ, “Yeni yarıyıl başlamadan art arda gelen zamların ardından bu dönemde yemekhane, yemek yeme ihtiyacımı karşılasa da maddi olarak baktığımda okuldaki yemeğin fiyatlandırılması oldukça rahatsız edici. Önceki senelerde servis edilen yemeğin kalitesi ile ona biçilen değer kıyaslandığında durum pek tatmin edici değil” kelimeleriyle kendini ifade ediyor. “TÜİK verilerine baktığımızda yapılan zamların enflasyonun kat kat üzerinde olduğunu görebiliyoruz. Bu da yapılan zamların enflasyondan ziyade kâr odaklı yapıldığını gözler önüne koyuyor.” Öğrencilerin duruşu ile ilgili fikirlerini ise “Bu durumu düzeltmek adına öğrenciler olarak yemekhanelerde fiziksel eylem planlamak gibi bir fikir akla gelse de, sadece bunun bir sonuç getireceğini düşünmüyorum. Onun yerine beraberce hareket ederek topluca yemekhaneleri kullanmayı bırakabiliriz. Bu şekilde bir tutum alarak talebimizi okul yönetimince görünür kılabilir ve geri adım attırıp zamların geri çekilmesini sağlayabiliriz” diyerek aktarıyor.

ZATEN YEMEKHANELER İÇİN ÖDENEK VERİLİYOR

Hukuk Fakültesinden Serhad ise “Yemekhane beslenme ihtiyacımızı zaten pek karşılamıyordu çünkü genel olarak porsiyonlar küçüktü, bunun yanında yemeklerin erkenden bittiği günler de oldu. Sıcak yemeğin herkese yetmemesi durumunda öğrencilere hazır konserve veya sandviç dağıtılıyordu. Art arda gelen zamlar özellikle son dönemde yemek fiyatlarındaki bu artışla beraber öğrencileri boğazından kısmaya yönlendiriyor” şeklinde durumu özetliyor. Serhad, düşüncelerinin özünü şu şekilde ifade ediyor: “En başta bu konuyu üniversitelerde öğrencilerin yemeğe ücretsiz erişebilmesi şeklinde ele almalıyız çünkü her üniversite, öğrencilerin yemek masrafı için ödenek alıyor. Bugün yemeklerden alınan para da öğrencilerin ücretsiz beslenme hakkına gasptır.”

Serhad, neler yapılabileceğine ilişkin “Okul yönetiminin yemekhaneye %150 zam yapma kararı almasının yegâne sebebi kendi ceplerini doldurma arzusudur. Biz öğrenciler de ellerini ceplerimize atmaya çalışan bu yönetime karşı bir araya gelip örgütlenmeli, hakkımızı savunmalıyız. Çünkü bugün yemekhaneyle ilgili alınan bir karar, yarın başka bir kararın tetikleyicisi olabilir. İşte bu yüzden bunun önünü kesmek için karşı çıkmalı, her alanda sesimizi yükseltmeliyiz” diyerek sözlerini noktalıyor.