Irkçılığa karşı bir sembol: Strange Fruit
Bir taraftan günümüzde hâlâ ırkçılığın devam ettiğini görüyor olsak da öbür taraftan ırkçılığa karşı sanatçıların sesi yükseliyor.
Kaynak: Unsplash/Janine Robinson
Berzan BAYHAN
Ulaş TÜRKOĞLU
Şişli/İstanbul
Ağaçlardan sarkan tuhaf meyveler, kara ve upuzun, gözleri pörtlek ve ağızları çarpık... 1930'ların sonlarında ABD'nin İndiana eyaletinde iki siyahi adam dönemin ırkçı görüşlerine kurban gitmiş ve linç edilip bir ağaca asılarak öldürülmüştü. O dönemlerde lise öğretmenliği yapan Abel Meeropol iki adamın asılı haldeki fotoğrafından çok etkilenmişti. Meeropol öğretmenliğin yanı sıra Lewis Allan mahlasıyla şiir, şarkı sözü ve kitaplar da yazıyordu. Üyesi olduğu öğretmen sendikasının duvarında bu çarpıcı görselle karşılaşmasıyla ortaya o ünlü şarkının sözleri yazılmıştı: Strange Fruit.
TRAJEDİDEN DOĞAN ŞARKI
Meeropol aynı zamanda komünist parti üyesiydi ve devlet okullarına soruşturma için gönderilen bir heyet tarafından şarkısından sonra bunu ona ABD Komünist Partisi’nin parayla yaptırdığı iddiasıyla sorgulanacaktı. Şarkının yazılma hikayesi bu iki siyahi adamın ölümü olsa da dünya geneline yayılması tanınması başka bir ismin hikayesiydi.
1915 yılında Philadelphia’da doğan Billie Holiday yoksul ve trajik bir çocukluk geçirdi. 11 yaşında tecavüze uğramış ve ardından zorla bir Katolik okulunda yatılı öğrenime gönderilmişti. Hayatta kalmak için fahişelik yapmak zorunda kaldı. İleriki yıllarda ufak kulüplerde şarkı söylemeye başladı. O dönemin Leonard Cohen gibi ünlü isimlerini parlatan John Hammond’la tanıştı. 1930 yılında Harlem'de sahne almaya başladı ve 3 yıl sonra ilk kayıtlarını yaptı. Birkaç sene sonra o dönemin ırkçı ideolojisine karşı yapılmış şarkıyla, Strange Fruit parçasıyla tanıştı.
ADALETSİZLİĞİN SESİ
Siyahi bir müzisyen olan Holiday de dönemin siyahileri gibi hayatında ırkçılığın getirdiği sorunlarla çokça karşılaşmıştı. Şarkıdan etkilenmesine karşın kaydetme konusunda belirli çekinceler yaşadı. Bunların en başında dönemin politik atmosferinden dolayı Amerika'daki ırkçı kesimler tarafından linç edilebileceği vardı. Fakat babası Clarence Holiday’in siyahi olması gerekçesiyle ölümcül bir akciğer hastalığına sahip olmasına rağmen tedavisinin reddedilmesinin ardından Strange Fruit Holiday için bu adaletsizliğe karşı ses çıkarmanın yolu oldu. Ardından dönemin kayıt stüdyolarından Columbia Records’a bu fikriyle gittiğinde stüdyo kayıt almayı reddetti. Karşılaştığı bu tepkiye karşı Holiday, artık hiçbir konserini sonunda Strange Fruit parçasını söylemeden bitirmiyordu. Aynı sene şarkıyı Commodore Records’un iş birliği ile yayınlamayı başardı. 20 Nisan'da çıkan plakla şarkı ün kazanmış ilerleyen dönemlerde ırkçılığa karşı bir sembol olarak çağın öncül isimleri tarafından tekrar tekrar seslendirildi.
IRKÇILIĞA KARŞI BİR DURUŞ GÖSTERGESİ
Günümüze yakın bir tarihte aynı çabayı Rebecca Ferguson, 2017 yılında Donald Trump’ın başkanlık seremonisi için teklif aldığında, seremoniye ancak Strange Fruit’u söylediği takdirde katılacağını söyleyerek göstermiş ancak Ferguson seçtiği şarkı nedeniyle seremonide yer almasına izin verilmemiştir. Bir taraftan günümüzde hâlâ ırkçılığın devam ettiğini görüyor olsak da öbür taraftan ırkçılığa karşı sanatçıların sesi yükseliyor. Sanatçılar tutum almaktan geri durmuyor, Strange Fruit’sa hala yaşanılan ırkçılığa karşı mücadelenin bir sesi olmaya devam ediyor.
O vakit biz de bu ırkçılığa karşı duruşa katılalım ve yazıyı bitirirken şarkıdan bir dörtlük bırakalım:
Pastoral scene of the gallant south
The bulging eyes and the twisted mouths
Scent of magnolias, sweet and fresh
Then the sudden smell of burning flesh*
* Görkemli Güney'in şiirsel manzarası
Pörtlek gözleri ve çarpık ağızları
Kokusu manolyaların taze ve tatlı
Gelir aniden yanan bedenlerin kokuları