13 Eylül 2023 01:46

Tek teksek yalnızız örgütlüysek güçlüyüz!

Eğitimin, devletin parasız olarak sunması gereken bir hizmet ve hak olduğu iddiası, bugün, 2023 Türkiyesi’nde koca bir yalandan ibaret. Peki, bu yalana kim dur diyecek?

Evrensel

Paylaş

Liseliler yeni bir döneme daha adım atıyor. Kimilerimiz için ise lise macerası yeni başlıyor.

Bu macera aynı gerilimi bol, serim düğüm çözüm gibi klasik bir izlence yerine gelmeli gitmeli, duraksamalı, hızlıca çözülmeli bir filmi andıracağa benziyor. Pek tabii hayatın diğer alanlarında olacağı gibi.

Neden mi? Çünkü önümüzdeki süreçte görünen o ki, yaşamı, hakları ellerinden alınmak istenen milyonlarla karşı karşıya gelen siyasal anlayış; sömürme, gasp etme hamleleri durdurulmadığı ölçüde ucu bucağı olmayan bir genişleme hedefinden geri adım atmayacak. Genişledikçe genişliyor, öyle ki kendi gövdesini yaşamın bütün alanlarında elimizden alınanlarla büyütüyor. Ne yazık ki liselerimiz de bundan azade değil. Eğitim ise hiç değil.

YALANLARI DOĞRUYA HAYALLERİ GERÇEĞE ÇEVİRELİM!

Birlikte düşünelim. Bu memleketin milyonlarca gencine eğitim hakkının gereğince yerine getirilmesi için gereken ihtiyaçları bile sağlamaktan aciz bir yönetim nasıl olabilir? Kendisini nasıl ayakta tutmaya devam edebilir?

Liseli gençliğin okul ulaşım ücretlerinden, yemekhane ücretlerinden kendi kasasına dayanak yapan, bütçe kalemlerinde bu giderlerden sakındıklarıyla bu ülkeyi yönettiğini, büyüttüğünü söyleyenler, bu ikiyüzlülükle, bu gençliğin ülkesini temsil etme iddiasına nasıl soyunabilir? Bu sorulara verilecek doğru yanıtlar, sağduyuya uygun olarak soyunamaz ve ayakta kalamaz olmalı. Ancak yaşadığımız hayatta yüzümüze başka gerçekler çarpıyor. Çünkü sağduyuya ve akla yatkın olanı, gerçek ve somut olana dönüştürecek bir güç gerekiyor, aksi, suratımıza çarpanlar tam olarak başkalarının gerçekleri olduğu için, pek tabii canımızı yakıyor. Eğitimin, devletin planlaması ve parasız olarak sunması gereken bir hizmet ve hak olduğu iddiası, bugün, 2023 Türkiyesi’nde koca bir yalandan ibaret. Peki, bu yalana kim dur diyecek? Bu işi ancak parasız bir lise eğitimi için, örneğin okullarda bir öğün ücretsiz yemek hakkını elde etmek isteyen liseliler başarabilir.

Eğitim rafa kaldırılıyor, lisenin yalnızca bir gençlik döneminden ibaret olarak anlaşıldığı bir süreç örgütleniyor. Liseli olmak, okurken çalışmak, bunun için gerekiyorsa açık liseye geçmek, geleceğin ucuz iş gücü olmak üzere hazırlanmak için bir aralık, bir dönem. Elbette bu proje için ne bilimsel bir eğitimin gereği var ne de nitelikli bir eğitimin esamesi.

Bu sisteme ve onun temsilcilerine hayatımızın, bilimsel ve nitelikli eğitim ihtiyacımızın geçiştirilecek bir ayrıntı olmadığını, yaşamımızın diş sıkmakla, kemer sıkmakla feda edilemeyecek kadar değerli olduğunu kim söyleyecek? Bilimsel ve nitelikli bir eğitim almak için, başta ÇEDES olmak üzere her türlü saldırı karşısında örgütlü mücadeleye girişen liseli gençliği.

Çünkü eğitime, yaşamımız ve geleceğimiz için ihtiyaç duymak bizim gerçeğimiz. Eğitim politikalarını yönetenlerin gerçeğiyse onu, kendi siyasal ihtiyaçları doğrultusunda yönetmek, dizayn etmek. Tek adam yönetiminin, ekonomik ve siyasal bütün programı da bu doğrultuda şekilleniyor, oynaması gereken rol somut olarak ÇEDES’lerle, zamlarla, okul yönetimlerini kendi kadrolarıyla donatmasıyla hayat buluyor.f

Hâl böyleyken, tek adam yönetiminin bu ülkenin gençliğine sunduğu yaşam ve geleceğin içinde liseli gençliğin rolü nedir? Elbette, bu gerçeği alaşağı etmek.

Pek tabii bu rol için yeni bir dönemin açılışı da nefes almanın, güçlü ve dinç başlamanın, yeni olanın dinamikliğiyle hızlıca işe koyulmak için bir başlangıç olacak. Bu yeni dönemdeyse yüz yüze kalacağımız pek çok sorun, bir kar topu gibi büyüyerek üzerimize gelirken ivmesi ve büyüklüğü oranında pek çok yerden bir vurguna hazırlanıyor. Bu vurgun öyle gizli kapaklı, kaçak bir dövüş değil. Açık bir saldırı.

AÇIK SALDIRILARA KARŞI SEFERBERLİK

Bu açık saldırılar karşısında, eğitim hakkımız için mücadelenin ilk uğrağı parasız ve bilimsel bir eğitimi savunmak olacak. Bunun için ise ulaşım ve beslenme hakkını temel alan bir tartışmanın öne çıkacağı görülüyor. Elbette bunun yanında ÇEDES projesi gibi laik ve bilimsel bir eğitimi hedef alan uygulamalar karşısında liselerde haklarımız için birleşmenin, kendimizi temsil etmek için demokratik bir lise tartışmasının örgütlenmesi hayati.

BİR ŞEY YAPMALI!

Liselilerin önünde iki yol var. Bu yollardan biri yukarıda tarif ettiğimiz karanlık gerçeğin yolu, onun isteklerine ve hedeflerine çıkıyor. Bu yolda bize düşen, kenara çekilip bu içimize sinmeyen gerçeği sindirmeye çalışmaktan ibaret.

Bu yollardan öteki elbette gül bahçesi vaat etmiyor. Ancak vaat ettiği bir şey var. O da haklarımızla var olmanın imkânı. Kazanmanın, duyulmanın, öğrenip keşfetmenin yaşama dönüştüğü bir yerin imkânını. Bu yer mücadelenin safları. Zira, kendimiz ve bizden sonra gelecek genç kuşaklar için bugün koruyup ilerlettiğimiz bütün haklar, yarın için bir teminat, özgür bir dünyanın mihenk taşları.

Evet, bizim siyasetimiz kendi karnımızı doyurmak için, okula gidebileceğimiz bir ulaşım için. Bilim için. Çünkü bunlar bizim “var eden” haklarımız, biz haklarımızla varız.

ÖNCEKİ HABER

Depremzede olarak kamp tecrübesi

SONRAKİ HABER

Motorine 2 lira 6 kuruş zam: 40 lirayı aştı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa