7 maddede Nuri Bilge Ceylan sineması
Güney Birtek, 7 maddede Nuri Bilge Ceylan sinemasının öne çıkan özelliklerini yazdı.
Nuri Bilge Ceylan | Fotoğraf: Mustafa Yalçın/AA
Güney BİRTEK
Kadrajına aldığı filmlerle Türkiye’de sınırlı kalmayıp dünya sanat sinemasını da etkileyebilen Nuri Bilge Ceylan; yabancılaşmayı, iletişimsizliği, yalnızlığı vb. insan hallerini kendine özgü üslubuyla aktaran bir yönetmen. Hikayelerin olay örgüsünde klasik anlatının ezberini bozan NBC’nin, aktarımın durağan olduğu sade bir sinematik tarzı vardır. Koza (1995) kısa filmiyle başlayan sinema macerası, Kasaba (1997) ve Mayıs Sıkıntısı (1999) filmleriyle mütevazı bir yolda ilerler. Uzak (2002) ve İklimler (2006) filmleriyle artık sanat sinemasının yeni auteur yönetmenlerinden biri kabul edilen Ceylan, Üç Maymun (2008) ve Bir Zamanlar Anadolu’da (2011) ile yükselişine devam edip, Kış Uykusu’yla (2014) Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye alarak gurur kaynağımız olmuştu. Halihazırda yeni filmi Kuru Otlar Üstüne festival yolculuğuna Adana Altın Koza Film Festivali’nde devam ederken onun sinemasını daha yakından tanıyalım.
1-MİNİMALİST, DURAĞAN VE TELAŞSIZ STİL
Yönetmenin ilk dönem filmlerinde diyaloglar çok azdır. Karakterler sessiz ve içine kapanıktır. Toplumsal ilişkiler kurmaktan kaçınan bireyci karakterlerin yükünü çeken bir sinematik aktarım vardır. Yalnız karakterler, başarısız ilişkiler, geçmişinden pişman, öfkesini içinde diri tutan fakat eylemlerinde pasif olan tutunamayanların mistik sessizlikleri resmedilir. Görüntüde durgun ve telaşsız film dilini merkezine alan Nuri Bilge Ceylan, dünya sinemasından etkilendiği usta yönetmenlerin (Tarkovski, Antonioni, Bergman, Ozu, Kiarostami vb.) yolundan gider… Sinemasında akıp giden zamanı yakalamaya çalışan, insanın yalnızlığını, kaygılarını varoluşçu perspektiften süzerek telaşı olmayan minimalist bir yapı kurar.
2- ÇEHOV ETKİSİ
Özellikle Rus edebiyatından Çehov öykülerine olan düşkünlüğü onun sinemasını biçimlendiren temel ögeler arasındadır. Döneminde toplumun yaşadığı çatışmaları, çelişkileri yazdığı karakterlerle yansıtan Çehov, gözlem gücü yüksek bir yazardı. Senaryolarında Çehov’un trajik öykülerinden/oyunlarından bir iskelet kurabilen NBC, onun taşrada geçen öykülerinden feyzalarak onları Türkiye’nin toplumsal gerçekliğine devşirmeyi başarır. Gerek Çehov öykülerinde, gerekse Nuri Bilge Ceylan sinemasındaki olaylar bir yabancıya anlatılır gibi işlenir.
3-GRİ KARAKTERLER
Filmlerinin genelinde gri karakterlerin ön planda olduğu görülür. Gri karakter, gerçek yaşamda iyi ve kötü düşüncelerin/eylemlerin insandaki karşılığı niteliğindedir. Bir durum/olay karşısında seyirciye “neye göre iyi”, “neye göre kötü” (?) vb. soruları sorduran yönetmen, karakterleriyle özdeşleşme imkanı vermez. Karakterleri anlayabiliriz, hatta zıt tarafta olan karakterin söylediklerine de hak verebiliriz ama herhangi bir karaktere sempati duyabileceğimiz sıcaklığı vermez. Karakterlerle seyirci arasına buz dağından bir engel, mesafe koyar.
4-TAŞRA SIKINTISI VE ZAMAN
Uçsuz bucaksız, çevresinde biraz olsun su bulabilmişse meyve vermeye çalışan tek tük ağaçların olduğu bozkırlar; yalnızlığın, bekleyişin sinemadaki temsili olarak pekala kullanılabilir. Küçük bir yerde zaman daha yavaş akar çünkü yapılacaklar sınırlıdır. Bu sebeple taşrada yaşayan bir insan kentliye nazaran doğayla daha çok iç içedir. Öz insana daha yakındır. Her açıdan gökyüzünü görebilir, kuş seslerini duyabilir, yalın ayak toprağa basıp bir ağaca dokunabilir… Mayıs Sıkıntısı filminde yoldan geçen kaplumbağa görürüz, yahut Bir Zamanlar Anadolu’da dalından düşen elmayı takip ederiz... Sinemasında doğa ile insana aynı anda temas eden zamanın kayıtsızlığı göze çarpar ve bu özellik NBC sinemasının temelini oluşturan özellikler arasındadır. Doğayla insan arasındaki bu özgür bağ aslında basit ve sıradan bir yaşamın kaynağını oluşturur. Sinematik akış tıpkı doğada olduğu gibi akıp giden hayatın sıradanlığını göstermeye çalışır.
5-FOTOGRAFİK ANLATIDAN ÖYKÜSEL ANLATIYA GEÇİŞ
Onun filmlerinde sinematografi her zaman önemlidir ama ikinci dönemiyle birlikte hikaye aktarımı öyküsel bir teknik estetiğe ulaşır. Bir Zamanlar Anadolu’da, Kış Uykusu ve Ahlat Ağacı filmlerini gözlemlediğimde ilk dönem filmlerindeki yoğun fotografik anlatıdan öyküsel-metinsel anlatıya geçtiğini söyleyebilirim. Bu yeni dönem filmlerinde, göstermekten (fotografik anlatı) ziyade anlatmayı (öyküsel anlatı) daha çok tercih ettiği görülür. Sinema her şeyden önce görüntüyle hikaye anlatma sanatıdır. Bu görüntünün oluşumunda ise yine metinsel hikayeye ihtiyaç vardır. İkisinin bir uyum içindeki birlikteliği doğru sinematografiye götürür. Bu uyumu da usta yönetmenler sağlayabiliyor.
6-AİDİYETSİZLİK VE İRONİ
Genelde birbirine zıt ve çelişkili karakterlerin iç dünyasında yaşadıkları yalnızlıkları, yabancılaşmayı ortaya koyan NBC, toplumsallaşmayı gerektirecek insan ilişkilerinde kendine yabancılaşmış, cinsel ilişkiler kurmakta zorlanan ve tüm bunlara karşın yalnızlığı kutsal sayabilecek ironik bir kendini kandırma hali sirayet eder karakterlerine. Bir yere aidiyet kuramayan karakterleriyle; arada kalmışlığın, belirsizliğin, Godot misali bekleyişin sinemasını yapar.
7-UCU AÇIK FİNALLER
Nuri Bilge Ceylan sinemasının mihenk taşını oluşturan özellik, önemli olanın söylenmez/söylenemez olduğudur. Böylece filmlerinin finalinde herhangi bir amaca ulaşılmaz. Karakterler hayatın sıradanlığında benzer dertlerin sıkıntılarıyla boğuşur. Sinemada finali belli olmayan filmlere “ucu açık” filmler denir. Karakterlerin hayattan bıkmışlığı, memnuniyetsizliği, mutsuzluğu filmlerinin her karesinde aynı karın ağrısını çekmeye devam eder. NBC’nin çoğu filmindeki karakterler eylemlerinde ısrarcı davranarak melankoliyi anlamlı bir durgunluğa eriştirir. Bencil, geçmişine öfkeli bu karakterler içlerindeki yokluk hissiyle dünyaya sığmaya çalışır.