15 Eylül 2023 04:37

Emeğimiz üzerinden yaratılan servetler

Biz işçiler olarak tüm bu sorunlara ve sömürüye karşı yan yana gelerek çözüm üretebiliriz. Yan yana gelerek sendikaya iyi bir sözleşme imzalatabiliriz.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Donuk Fırıncılık’tan bir grup işçi
İstanbul

Ben ve birkaç arkadaşım ülkemizin zenginlerinden biri olan Murat Ülker’in fabrikasında, DFU’da (Donuk Fırıncılık Ürünleri AŞ) çalışıyoruz. Çalışma süreleri bölümlere göre 8 ya da 12 saat şeklinde değişiyor. İşe başlarken ‘Haftada 4 gün 12 saat çalışıyorsun, 3 gün dinleniyorsun’ demişlerdi ama çalışınca böyle olmadığını gördük. Fazla mesai adı altında yoğun bir şekilde çalıştırılıyoruz. Sürekli ayakta olduğumuz için ayaklarımızda rahatsızlıklar başladı. Bu kadar çok çalışmamıza rağmen ücretler yetmiyor. Tatil günlerinde ek iş yapan arkadaşlarımız var.

Taşeron işçilere fabrikada en pis işleri yaptırıyorlar. Fabrikanın dış kısmında temizlik yapmaya zorlanan bir arkadaşımız güvenlik önlemi alınmadan temizlik yaptığı sırada üzerinde olduğu merdivenin devrilmesiyle yere düşerek nerdeyse ölümden döndü. Ayrıca taşerondaki arkadaşlar bizim yararlandığımız hiçbir haktan yararlanamıyor. Bakın böyle servet zengini olunuyor. Bu gibi insanların çocukları doğduğunda da servetle doğmuş oluyorlar. Bizim ise çocuklarımıza, ailemize, sosyal yaşama ayıracak vaktimiz yok.

Bu gibi sorunların olduğu bir iş yerinde sendika sözde var. Yıldız Holdingin sözünden çıkmayan Hak-İş’e bağlı Öz Gıda-İş... Sıkıntılarımızı dile getirdiğimizde sendikanın verdiği yanıt ‘İnsan kaynaklarına gidin görüşün’ şeklinde. Temsilciler atama usulüne göre belirleniyor. Biz temsilci seçebilmek ve her koşulda bizim yanımızda olacak bir sendika istiyoruz.

Bir iki ay önce Murat Ülker YouTube’da bir programda servetiyle ilgili konuştu. “Paranın üstünde ne yazıyor, Türkiye Cumhuriyeti. Bu servetim o zaman Türkiye Cumhuriyetine aittir” diyor. Hayırsever iş insanı diye anılıyor. Ama kiraların yüksek olduğu, geçim derdinin arttığı, çarşı pazardaki fiyatların el yaktığı, okul masraflarının arttığı bu zamanda asgari ücret yeterli olmuyor. Programda Murat Ülker’e yöneltilen bir soru da “Her gün uyandığınız sabit bir saat var mı?​” şeklinde. “Neden uyanacağım ki? Yetişeceğim otobüs yok” diye yanıt veriyor. Açıkçası, “Bakın kurduğum bu düzende sizi yoğun bir şekilde çalıştırıyorum, siz böyle çalışacaksınız ki ben servetime servet katayım” diyor.

Biz işçiler olarak tüm bu sorunlara ve sömürüye karşı yan yana gelerek çözüm üretebiliriz. Yan yana gelerek sendikaya iyi bir sözleşme imzalatabiliriz. Bizler bir araya gelmedikçe, bu sorunlara karşı mücadele etmedikçe ne ülke ekonomisi düzelir ne de sömürü çarkı yıkılır.

ÖNCEKİ HABER

18 aylık Mehmet Uytun’u öldüren askere "iyi hal"den 3 yıl 4 ay hapis cezası

SONRAKİ HABER

Depremzede öğrencilere de ücretsiz yemek verilmedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa