“Çocukların Beslenme Hakkı” Çalıştayı sonuç bildirgesi: Kamusal destek programı acilen uygulanmalı
“Çocukların Beslenme Hakkı” çalıştayının sonuç bildirgesinde başta siyasi iktidar olmak üzere toplumun tüm kesimlerine, beslenme yetersizliği ile mücadelede sorumluluk alma çağrısı yapıldı.
Fotoğraflar (sol): Volkan Pekal/Evrensel, (sağ) Ramis Sağlam/Evrensel
Ramis SAĞLAM
İzmir
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası (GıdaMO) İzmir Şubesi, İzmir Tabip Odası ve Bir Arada Yaşarız Eğitim ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı (BAYETAV), çocukların beslenme hakkına yönelik 16 Eylül’de İzmir’de “Çocukların Beslenme Hakkı” çalıştayı düzenledi. Çalıştayda oluşturulan çalışma masalarındaki sonuçlar üzerinden sonuç bildirgesi yayımlandı.
Sonuç bildirgesinde, TÜİK “Türkiye Çocuk Araştırması 2022 Raporu” verilerine göre, her sekiz çocuktan birinin et, tavuk veya balığı, on çocuktan birinin fasulye, nohut, mercimek gibi kuru baklagilleri, iki çocuktan birinin peynir ve yoğurdu her gün tüketebildiğine işaret edildi.
Bildirgede, başta siyasi iktidar olmak üzere toplumun tüm kesimlerine, beslenme yetersizliği ile mücadelede sorumluluk alma çağrısı yapıldı.
“BESLENME HAKKI TEMEL HAKTIR”
Beslenmenin her bireyin sağlıklı gelişimi ve yaşam kalitesi için temel bir gereksinim olduğu dile getirilen sonuç bildirgesinde, çocukların sağlığı, fiziksel ve zihinsel gelişimi üzerinde olumsuz etkilere yol açmakta olduğuna vurgu yapıldı.
Türkiye’de çocukların yeterli ve dengeli beslenememesinin başında ekonomik sebepler geldiği belirtildi. Gelir dağılımındaki eşitsizlik, yoksulluk, işsizlik, enflasyon, gıdaların niteliksizliğinin altı çizilirken, “ırkçılık” ve siyasi iktidarın yetersizliğinin birçok aile için yeterli ve sağlıklı beslenmeyi ve gıdaya erişimi zorlaştırdığı ifade edildi.
“ÇOCUKLAR OKULA AÇ GİDİYOR”
Türkiye’de 18 yaş altı yaklaşık 23 milyon çocuk bulunurken, ülke nüfusunun yüzde 27’si çocuklardan oluşuyor. Çalıştay bildirgesinde, bu çocukların dörtte üçünün okul çağında olduğu vurgusu yapılırken, “Son yıllardaki gözlemler okul çağındaki çocukların en az dörtte birinin okula aç gittiğini göstermektedir. Bu durum çocuk açlığının artmasına, çocukların okuldan alınmasına, çocuk işçiliğinin artmasına ve erken yaşta evlilikler gibi birçok soruna neden olmaktadır” denildi.
Deprem bölgeleri dışında okul öncesi eğitimde başlatılan beslenme programının iptal edildiğinin hatırlatıldığı sonuç bildirgesinde, Aile ve Sosyal Yardım Bakanlığı tarafından yayımlanan “Türkiye Çocuk Hakları Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2023-2028)” belgesinde okul çağındaki çocuklara ücretsiz gıda ve beslenme desteği yapılacağına dair bir ifadenin bile yer almaması eleştireldi.
ÇALIŞTAYDAN ÇIKAN ÖNERİLER
Çocuklar başta olmak üzere yetersiz beslenme ve açlık sorunu yaşayan kesimlere yönelik bir kamusal destek-dayanışma programının acilen uygulamaya konulması çağrısı yapılan sonuç bildirgesinde bazı öneriler şu şekilde sıralandı;
- Siyasal iktidar okul ayırt etmeksizin beslenme desteği sağlayacak programları başlatmalı, tüm öğrencilere okulda ücretsiz, besleyici bir öğün vermelidir.
- Okul beslenme programları, okul ortamında olanakları yeterli olmayan öğrencilere yeterli beslenme olanağı sunarken, bütün öğrencilerin sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmasını sağlar. Aynı zamanda öğrencilerin okula devamını arttıran bir işlevi vardır. Yemek zamanı öğrencilerin sosyalleştiği bir zaman dilimi olarak, çocuklar arasındaki eşitsizliklerin azalmasına katkı sağlayacaktır. Okul beslenme programları dezavantajlı bölgelerdeki okullardan başlamak üzere tüm okullara yaygınlaştırılmalıdır. Bu konuyu organize edecek her kamu kurumu devreye girmelidir. Bu çalışmaları yürütecek ebe, diyetisyen, okul hemşiresi, gıda mühendisi vb. meslek disiplinlerinden yeterli sayıda personel istihdam edilmelidir.
- Gıda güvencesine sahip olmayan ailelere (göçmen ve sığınmacı aileler dahil) aileler destek sağlamak için, birinci basamak sağlık hizmetleri veren kurumlar ile Aile ve Sosyal Hizmetler İl-İlçe Müdürlükleri arasında koordinasyon sağlayacak bir idari mekanizma oluşturulmalıdır.
- Sağlıklı beslenme konusunda toplum genelinde farkındalık yaratmak amacıyla eğitim çalışmaları düzenlenmelidir. Gebe okulları, emzirme ve çocuk bakımı çalışmaları desteklenmeli ve yaygınlaştırılmalı ve akran eğitim modelinden faydalanılmalıdır.
- Kolay ve anlaşılabilir bir içeriğe sahip halkın beslenme rehberi oluşturulmalıdır.
- Kamu kreşleri ve anaokulları yaygınlaştırılarak çocukların sağlıklı beslenmesi sağlanmalıdır.
- Çocukların sağlıklı gıdalara erişimini kolaylaştırmak için iktidar ve yerel yönetimler tarafından tarım yapan küçük üreticiler desteklenmeli, çocuklara taze ve ekolojik ürünler sunulmalıdır. Toplumun yönetim süreçlerine katılım imkanları güçlendirilmelidir.
- Tüm kamu kurumları, yerel yönetimler birinci basamak sağlık hizmetleri ile iletişime geçerek gıda krizinden etkilenen okul öncesi çocuklar için beslenme desteği sağlayacak programlar geliştirmelidir.
- Beslenme desteği tartışmalarında sadece okula giden çocuklar değil, okul öncesi çağda olan küçük çocuklar da mutlaka dikkate alınmalıdır. Okul öncesi çağdaki çocuklar sağlıksız beslenmenin doğurduğu sorunlardan etkilenen en hassas kesimi oluşturduğu unutulmamalıdır.
- Çocuk beslenmesinde önem arz eden temel gıda maddelerinde KDV kaldırılmalı, elektrik, su ve doğal gaz gibi hane bazında yapılan harcamalarda dezavantajlı ailelere indirim uygulanmalıdır.
- Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde gıda sağlığı ve beslenme birimi kurulmalıdır.
- Okullarda kantin yerine mutfak-yemekhane uygulamasına geçilmelidir.
- Okullarda sağlıklı beslenme konusu ile ilgili dersler müfredata eklenmeli ve buna yönelik olarak gıda mühendisi ile beslenme ve diyetetik uzmanları istihdam edilmelidir.
- Okullarda tuvalet dışında temiz ve içilebilir nitelikte suya erişim için çeşmeler oluşturulmalıdır.