OSTİM’de gençler için ders zili değil sömürü çanları çalıyor!
Ostim'deki MESEM ve meslek liselerindeki öğrenciler, yük olarak gördükleri okulun bitmesini beklerken hayat pahalılığı ve çalışma koşullarından şikayetçi.
Fotoğraf: DHA
Ekin Yoldaş KALI
Ankara
OSTİM’de iki öğrenim kurumu bulunuyor. OSTİM Mesleki Eğitim Merkezi ve OSTİM Şehit Alper Zor Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi. Yeni eğitim-öğretim döneminin başlamasıyla bu okullardaki gençlerle bir araya geldik. MESEM’deki gençlerin tamamı haftada 1 gün okula gidiyor. Kalan günler okuldaki bölümlerine göre bir iş yerinde çalışıyorlar. Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin ise bünyesinde üç program var. Meslek Lisesi, Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve MESEM. İlk olarak OSTİM MESEM’li üç gençle bir araya geliyoruz. Yeni eğitim yılından neler beklediklerini sorduğumuzda hep bir ağızdan verilen cevap bir an önce okulun bitmesi oluyor. 11. sınıfa gidiyorlar ve kalfalık eğitimi alıyorlar. Hepsi farklı iş yerlerinde farklı maaşlara çalışıyor. En çok aldıkları ücretlerin yetersizliğinden ve hayat pahalılığından şikayetçiler. Ulaşıma günlük olarak verdikleri miktarın 40₺’ye denk düştüğünü, aldıkları maaşın temel ihtiyaçları ucu ucuna karşıladığını belirtiyorlar. “En az 25 bin olmalı” diyor içlerinden biri, diğerleri miktarı çok bulup şakaya vuruyorlar. Kuaför bölümünden 4 gençle sohbete devam ediyoruz. Her biri 15 yaşında, 9. sınıftalar. Onların da çalışma koşulları ve aldıkları ücret değişkenlik gösteriyor. İçlerinden birisi yaptığı işin yarısını ücret olarak alırken diğerleri yalnızca bahşişleri ücret olarak aldıklarını söylüyor. Okuldan çok iş yerinden konuşuyorlar. Okula dair beklentileri ise bir an önce ustalık belgesini alıp dert olarak gördükleri okuldan kurtulmak. Üniversiteye devam etmek gibi bir hayallerinin olmadığını ifade ediyorlar. İçlerinden biri “Üniversite okuyacak olsak burada işimiz ne?” diyor.
Diğer lisedeki gençlerle buluşuyoruz. 12. sınıfta makine öğrencisi olanlar yeni dönemden beklentilerine dair benzer şeyler ifade ediyorlar; “Tek amacımız bir an önce belgeleri alıp iş başına geçebilmek.” Anadolu lisesi programına kayıtlılar bu yüzden stajlarını yazın yapıyorlar. Bu durumdan da mustaripler. “Yazımız stajda geçti. Cebimize üç kuruş para girdi. O da öğle yemeği masrafına ancak yetiyor” ifadelerini kullanıyor içlerinden biri. 10. Sınıfta mobilya bölümünden öğrenciler ise aldıkları eğitimden şikayetçi. Hocalarını yeterli bulmuyorlar. Okul koşullarına dair “Yemekhanemiz var normalde ama ilk hafta olduğu için açılmadı. Yakındaki yerlerde yemek yiyebiliyoruz. Buralar da bize pahalı geliyor. Yemekhane açılsın belki rahat ederiz ama yemekhanede de fiyatının ne olacağı belli değil tabi” sözleriyle beslenmeye dair endişelerini dile getiriyor. 9. sınıftan bir genç “Hocalar MESEM’i ağzından düşürmüyor bizi oraya yönlendirmek istiyor ancak bana mantıklı gelmiyor. Az bir ücretle uzun saatler çalışınca okulla ilişkim kalmaz” diyor ve üniversitede makine üzerine okuma hayali olduğunu ekliyor. 9. sınıfların bir bölümü oldukça uzak yerlerden birkaç vasıta değiştirerek geliyor. Okulun koşullarının daha iyi olduğunu düşünerek buna katlandıklarını belirtiyorlar. Kışın yolların nasıl olacağı konusundaysa endişeliler.
Yeni öğrenim dönemine dair görüşlerini, beklentilerini ve ihtiyaçlarını konuşmak için bir araya geldiğimiz gençlerin çoğunluğu öğrenimden fikren ve fiilen kopmuş durumda. Çoğunun belirttiği üzere ‘ustalık belgesi’ alıp hayata devam etmek temel dertleri. Bu yaşta çalışmaya başlayıp beslenme, ulaşım gibi temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyor olmak iyi bir geleceğe dair umutları da çalıyor. Bir ev, araba almanın ötesinde hayallerinin olmadığını, olamadığını ifade ediyorlar. Yeni dönem milyonlarca genç için çalan ders zili, OSTİM’de sömürünün çanları olarak karşılık buluyor.