18 Eylül 2023 04:00

Taşın diliyle doğanın çığlığına cevap

Sanatçı Bestami Eği, doğadan topladığı taşlarla ortaya çıkardığı eserlerinde iklim ve çevre sorunlarına dikkat çekiyor. Sergi ve atölyeler düzenleyen Eği, sanatıyla tahribatlara cevap veriyor.

Fotoğraf: Dilan Temiz/Evrensel

Paylaş

Dilan TEMİZ
Diyarbakır

Heykel ve resim alanlarında üretim yapan, doğadan topladığı malzemeleri bir sanat aracına dönüştürerek küresel ısınmaya, iklim krizine ve çevre tahribatlarına karşı üretimiyle dikkat çeken Sanatçı Bestami Eği, bir atölye gerçekleştirdi. Daha önce ‘Doğadan İzler’ adlı ilk sergisini Diyarbakır’da gerçekleştiren sanatçı ikinci sergisini ise ağustos ayında Mardin’de gerçekleştirdi. Bestami Eği bu sergilerin ardından bir de 14-15 Eylül tarihlerinde Diyarbakır Hewş Kültür Sanat Cafe'de taş sanatının özgün örnekleriyle ve yeni üretimleriyle bir atölye gerçekleştirdi. Doğadan sergilere ve atölyelere kadar uzanan bu yolculuğu ve çalışmaları Diyarbakırlı Sanatçı Bestami Eği ile konuştuk.

2014 yılından beri kendi bağımsız çalışmalarını yürüttüğünü belirten Eği, üretim malzemeleri olarak taşın yanı sıra ahşap atıklarla da çalıştığını aynı zamanda dijital çalışmalarının da olduğunu söylüyor.

Ancak taşın onun için ayrı bir önem taşıdığını ve taşı nasıl çalışmalarına dahil ettiğini şöyle anlatıyor Eği: “Ücretli öğretmenlik yaptığım yıllarda, köy okullarında çocuklarla doğa gezileri yapardık. Orada taşları incelerdik. Ardından kamp yaptığım bir alanda ilk defa bir taş ilgimi çekti tesadüfen. Her taşın bir hikayesi vardır dedim. Onu alıp atölyeye götürüp işledim. Tabii daha sonra bu bir bilinçli araştırmaya dönüştü, farklı formları araştırmaya başladım.”

“TAŞIN HAFIZASI VAR”

Taşın kadim bir malzeme olduğunu söyleyen Eği, “Taş kunt bir malzeme sağlam dayanıklı bir malzeme. Aynı zamanda insanlık tarihi ile eş değer yani taşın bir hafızası var. İnsanlar taşı üç milyon yıl önce işlediler. Hem mimaride hem sanatta hem savunmada” diyor.

sergiden fotoğraf

“TAŞI DOĞADA BULDUĞUM HALİYLE İŞLİYORUM”

Eği, topladığı taşların formunu bozmadan işlediğini belirterek, bunun da doğayı tahrip edenlere karşı bir mesaj olarak eserlerinde taşıdığını söylüyor. Atölyenin ortaya çıkış sürecine dair de şunları söylüyor Eği: “İnsanlar taştan işlenmemiş haliyle görmek istediler. Sosyal medyadan bayağı bir mesaj ve talep aldık. Çünkü insanlar sosyal medyada gördüğünde 'Acaba bu seramik mi? Kesip biçiyor musunuz?' diye soruyordu. Taşı kesip biçmiyorum doğadan aldığım gibi işliyorum sadece boyayla müdahale var. Boyalarımın da doğal içerikli olması için uğraşıyorum. Bir tahribat yok. Bu da şöyle bir mesajı barındırıyor hem o taşa saygı aynı zamanda doğayı tahrip etmemek. Ve aslında burada şu an mutfağımı açıyorum. Taşın ilk halini göstermeye çalışıyorum. İşlenmemiş halini.”         

ÇEVRE TAHRİBATLARI VE HAK İHLALLERİ

Çalışmaların tek tek bir anlamının olmadığı ancak bütününde bir mesaj olduğunu söylüyor Eği. İklim değişikliğine ve buna sebep olan çevreyi tahrip eden firmalara, fabrikalara ve bunların yarattığı hak ihlallerine dikkat çeken Eği, tüm bunlara sanatıyla cevap vererek “Bizim harcadığımız enerji miktarı çok çok az bireysel olarak. Ama endüstriyel olarak üretim yapan büyük firmaların verdiği zarar çok çok daha fazla. Bazı büyük bu küresel firmalar, yeşil gibi görünen aslında çevreleri de kullanarak tüketimimizi azaltmayı öneriyorlar. Burada da bir ilüzyon var. Tabii ki biz de bireysel olarak kendi tüketimimize dikkat edeceğiz” diyor.

 Çocuklarla da ekolojik bir atölye yürüten Eği, yeni 20 çalışmasıyla ekim ayında Ankara için de bir sergi hazırlığında olduğunu söyledi.

ÖNCEKİ HABER

Çatışmalar ve kentsel dönüşümün ardından Sur 'manzarası': 6 metrekarelik alanda yaşam

SONRAKİ HABER

İstanbul- Bursa- İzmir Otoyolu'nda dinamit yüklü kamyon devrildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa