Okullarda bir öğün yemek acil ihtiyaç: "Sandviçinden ısırabilir miyim?"
İktidar okullarda bir öğün yemeği rafa kaldırırken, Antep'te çocuklar birbirine "Sandviçinden ısırabilir miyim" diye soruyor. Veliler ise bir öğün yemek kampanyasının aciliyetine dikkat çekiyor.
Fotoğraf: Mahmut Serem/Evrensel
Mahmut SEREM
Antep
Geçtiğimiz yıl Ekmek ve Gül’ün başlattığı “Okullarda Bir Öğün Ücretsiz ve Sağlıklı Yemek” kampanyasıyla kadınlar mücadele ederek çeşitli kazanımlar elde etmişti ve okul öncesi çocuklar için ücretsiz yemek dağıtımı kararı alınmıştı.
Yeni eğitim öğretim yılı başlamadan bir hafta önce okullara gönderilen genelge ile bu uygulamanın sadece deprem bölgesinde olacağı açıklandı. Antep’te okulların açılmasıyla birlikte yeniden gündeme gelen kampanyayı konuştuğumuz veliler ve öğretmenler ise “Çocuklar artık ailelerin yoksulluğunu çekmesin, bir öğün yemeğe kavuşsun” düşüncesinde. Ayrıca giderek kötüleşen ekonomik koşullar sebebiyle yeni dönemde kırtasiye ve servis masraflarının da büyük bir külfet olduğunu belirtiyorlar.
AİLELERİN YAŞADIĞI YOKSULLUK ÇOCUKLARIN DA SIRTINDA BİR YÜK
Antep’in Şahinbey ilçesi Cumhuriyet Mahallesi işçi ve emekçilerin olduğu bir mahalle. Dolayısıyla mahallede bulunan Naciye Mehmet Gençten Ortaokulunda ise öğrencilerin çoğunluğu emekçi çocuğu. Öğlen çıkışına çocuğunu almaya gelen İnci, 4 çocuk sahibi ve çocuklarının hepsi okuyor. Eşinin fabrikada 13 bin liraya çalıştığını ve okulların açılmasıyla masrafların katlandığını söyleyen İnci, “Çocuklara kırtasiye malzemesi almak için kırk kere düşünüyoruz. Her bir çocuğumun 7-8 dersi var. Her birine ayrı defter almaya kalksam bile yetişemiyorum, tanesi 25-30 lira olmuş. Biz hepsine nasıl yetişeceğiz?” diyerek ailelerin yaşadıkları yoksulluğun çocukların da sırtına bir yük gibi bindiğini ifade ediyor.
Kampanya hakkında konuştuğumuzda ise çok önemli bulduğunu belirten İnci, “Tabii ki her çocuğun hakkı. Ben çocuklarıma harçlık veremiyorum mesela. O gün evde ne varsa onu beslenme çantasına ekliyorum; bazen akşamdan kalmışsa bir yemek, bazen bir tost, elimde biraz para varsa süt alıyorum. En büyük çocuğum ‘Anne bu yaşımda bari bana beslenme hazırlama, harçlık ver’ diyor ama napayım durumum ortada” diyor ve eğer okullarda sağlıklı ve ücretsiz bir öğün yemek verilirse çocukların hem aç kalmayacağını hem de ailelerin maddi açıdan biraz da olsa rahatlayacaklarını söylüyor.
ÖĞRETMENLERİN KARŞILAŞTIKLARI
Okula yeni tayin olan bir Türkçe öğretmeni ise önceki çalıştığı okulda çocukların bazen birbirlerinin yemeklerini yediğini, hatta kimi çocukların sıralarında “Sandviçinden ısırabilir miyim?” gibi şeylerle karşılaştığını anlatıyor. Karşılaştığı örneklerin, velilerin yaşadığı yoksulluğun bir sonucu olduğunu belirten öğretmen, “İnsanlar geçen seneye göre daha da yoksullaştı. Şimdi tayin olduğum okulun bulunduğu mahalle diğerine göre daha yoksul üstelik. Bu dönem buna benzer örneklerle daha çok karşılaşacağıma eminim. Okula yardım talebinde bulunmaya gelecek olan veli sayısı da artacaktır. Bu kampanya uygulansa en azından çocuklar aç kalmaz, aileler de ‘Bu yoklukta çocuğumun beslenmesine ne koyacağım?’ kaygısıyla boğuşmazlar” diye anlatıyor.
"BİR İŞÇİ MAAŞIYLA ÜÇ ÇOCUK OKUTANLAR NE YAPACAK?"
Kırtasiye masraflarının giderek arttığına değinen öğretmen bu meselenin de gündeme gelmesi gerektiğini belirterek “Bugün bir dosyaya 400 lira verdim. Biz öğretmenler için bile kendi kırtasiye masraflarımıza yetişmek zor. Bir işçi maaşıyla üç çocuk okutan aileler ne yapacak?” diye soruyor.
"KARNIM AÇ DİYE AĞLAYAN ÖĞRENCİMİN BESLENMESİ YOKTU"
Yeni atanan bir başka öğretmen ile kampanya hakkında sohbet ettiğimizde ise henüz ilk iş gününde yaşadığı bir olayı aktarıyor bize. “Beşinci sınıfa giden bir öğrencim derste ağlamaya başladı. Sebebini sorduğumda ise karnının aç olduğunu söyledi. Öğrencinin dediğine göre annesi okulu yarım gün sanıp beslenme hazırlamamış. Kantine gidip bir şeyler ısmarladım ama ağlamaya devam etti. Durumdan haberdar olması için velisini aradım o da utana sıkıla çocuğu ile aynı sebebi söyledi ama veliyle o an kim konuşsa asıl sebebin bu olmadığını rahatlıkla anlayabilirdi. Bu ailenin bilinçsizliği değil tamamen yoksulluk” diyerek kampanyanın acilen hayata geçirilmesini, her çocuğun bir öğün yemeğe ihtiyacı olduğunu ve bu ekonomik koşullarda emekçi ailelerin çocuklarını okutmasının giderek imkansızlaştığını ifade ediyor.
"HER VELİNİN BU KAMPANYAYA SAHİP ÇIKMASI ŞART"
Çocuklarını almaya gelen Gül de kampanyanın haklılığına işaret ediyor ve “Özellikle gelişim çağında olan çocukların sağlıklı ve yeterli besin kaynağını alması gerekiyor. Ama bu pek çok aile için kolay değil. Çocuklar yarı aç yarı tok dinlemeye çalışıyor dersleri. Çocuklarımız sağlıklı ve düzenli yemeğe ulaşabilseler derslerinde de daha başarılı olur arkadaşlık ilişkilerinde de” diyerek her velinin çocuğu için bu meseleye sahip çıkmasının şart olduğunu belirtiyor. Sadece kampanyanın hayata geçirilmesi ile sınırlı kalmayıp hayata geçtikten sonra da çocuklara yeterli ve sağlıklı bir öğün verilip verilmediğini denetlemek gerektiğini vurguluyor.