İklim değişikliği ve çevre politikalarının sonuçları: Arılar bal üretemiyor
Bal üreticiliği yapan arıcılar son dönemde birçok farklı sorunla karşılaşıyor. İklim değişikliği, tarım politikaları, madenler ve çevre katliamı bal üretimini ve sağlıklı bal üretmenin önüne geçiyor.
Fotoğraf: Fatih Polat/Evrensel
Ramis SAĞLAM
İzmir
Ülkemiz sekiz milyon koloni varlığı ile dünyada Çin’den sonra ikinci sırada yer alıyor. Bal üretim miktarımız ise yıllara göre değişim gösterse de ortalama 110 bin ton civarında olduğu tahmin ediliyor. Bunun 30-40 bin tonluk kısmını çam balı oluştururken, dünya çam balı üretiminin yüzde 92’si ülkemizde üretiliyor.
Bal üreticiliği yapan arıcılar son dönemde birçok farklı sorunla karşılaşıyor. Bal üreticilerinin ve balda yaşanan sorunları bal üreticileri Ömer Atilla, Zühre ve Mustafa Çakır çifti, TMMOB’a bağlı Gıda Mühendisleri Odası (GıdaMO) İzmir Şube Başkanı İ. Uğur Toprak ile konuştuk.
“TARIM POLİTİKALARI EN ÖNEMLİ SORUN”
Foça Kocamehmetler köyünde 10 yıldır arıcılık yapan Ömer Atilla, “Arıcılığın en önemli sorunu başta çok sert olan tarım politikaları. Belli pestislere ve ot ilacına izin veriliyor. Hâlâ belli kimyasalların arılarda kullanılmasında herhangi bir sakınca görülmüyor. Varroa mücadelesi için kullanılan obsalik asittin zararlarını hepimiz biliyoruz. Doğal asitlerle bunu çözebilecekken, hâlâ kimyasallar kullanmaya devam ediyoruz” dedi.
“GÖÇER ARICILIK DÜZENLEMESİ YAPILMALI”
Arıcıların daha fazla bal üretebilmek için arıları sürekli gezdirdiklerini belirten Atilla, “Göçer arıcılıkla verim artırılmaya çalışılıyor. Çeşitli bölgelerden gelen göçer arıcıların, arılar aracılığıyla hastalıklar ve farklı ırklar getirebiliyorlar. Göçer arıcılık faaliyeti için çevrenin ve bitkisel kaynakların sürdürülebilir şekilde kullanılması, göçer arıcılığın genetik çeşitliliği yok etme yönündeki etkisinin önlenmesi ve pestisit kullanımının sınırlandırılmasına ilişkin gerekli düzenlemelerin bir an önce yapılması gerekir” diye konuştu.
“AŞIRI SICAKLARDAN DOLAYI YARARLI BÖCEKLER ÖLÜYOR”
Arıcılığın yaşadığı sorunlara bir de iklim değişikliğinin eklendiğini ifade eden Atilla, “Ani hava değişimleri gibi ani yaz yağmuru ile ‘tarlacı arı’ diye adlandırdığımız işçi arıların tamamı yağmur görünce ölüyor. Bunun dışında çam balı için gerekli olan Basra Böceğimiz var. Bunun görevi çamın özünü dışarı çıkarır, arıda gelip ondan o özü çalar. Ama aşırı sıcaklardan dolayı Basra Böcekleri ölmeye başladı. Buna bir de çam ormanlarında yaşanan yangınlar eklenince çam balının merkezi olan Muğla’da bile sorunlar yaşanıyor” dedi.
“İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ARICIĞI VURUYOR”
Foça Yeni Bağarası’nda 20 yıldır arıcılık yapan Mustafa Çakır ise son dönemde arıcılığın önemli sorunlar yaşadığını söyledi. Çakır, “Geçen 80 kovan arıdan bu yıl 40 kovana kadar düştü. Özellikle ikim değişikliği, bilinçsizce yapılan tarımsal ilaçlama ve çevreye açılan taş ocakları bölgemizdeki en önemli sorunların başında yer alıyor. Arılarımız neden olduğunu bilmediğimiz nedenlerden dolayı birden ölmeye başladı. Araştırdığımızda iklim değişikliği olduğunu öğrendik. Özellikle ilaçlama geç saatte arının kovanda olduğu zamanda yapılsa bu sorunu yaşamayacağız. 20 yıl önce arıcılığa başladığımızda yaşamadığımız yer sorununu şimdi yaşamaya başladık. Bir de dışarıdan gelen arıcılar bizinle danışmadan arıları bu bölgeye koydukları zamanda sıkıntı yaşıyoruz” dedi.
“İMARA AÇILAN DOĞAL ALANLAR ARILARI YOK EDİYOR”
Eşiyle birlikte arıcılık yapan Zühre Çakır da arıları sağıyor, onlara gözü gibi bakıyor. Fakat son yıllarda arıcılığın gittikçe daha zorlaştığını belirten Zühre Çakır, “Özellikle bölgemizdeki yapılaşma, imara açılan alanlar arıların doğal ortamını bozuyor. Yapılan her ev, her tesis burada hem tarıma hem de arıcılığa çok büyük zarar veriyor. Tarım ve ormanlık alanın içine ne adla olursa olsun yapılan inşaatlar arıcılığa darbe vuruyor. Koloni başına aldığımız verimlilik devamlı düşüyor” diye konuştu.
“YANLIŞ ALGILAR BALIN DEĞERİNİ DÜŞÜRÜYOR”
Çiçek ballarının doğası gereği kristalize olması halk arasında genellikle şekerli bal veya sahte bal olarak algılandığını ifade eden GıdaMO İzmir Şube Başkanı İ. Uğur Toprak, bu yanlış algının maalesef balın gerçek değerini düşürdüğünü söyledi.
Balın cinsi, yapısı, içerdiği polen miktarı, rutubet miktarı ve sıcaklığın en büyük etken olduğunu söyleyen Toprak, “Balın glikoz miktarının oransal olarak fruktozdan yüksek olması, su miktarının düşük olması ve depolandığı ortamdaki gün içerisindeki sıcaklık değişiklikleri kristalizasyonu hızlandırır. Kristalize balın halk arasındaki şekerli bal veya şeker balı algısını kırmak için Tarım ve Orman Bakanlığı gibi ilgili kurumların halkın anlayacağı şekilde görsel açıklamalar yapmalı ve kamu spotu olarak tüm televizyonlarda yayınlatmalıdır. Kristalize bal, sıcak suyun içinde bekletilerek (benmari yöntemiyle) tekrar sıvı hale getirilebilmektedir” ifadelerini kullandı
“DENETİMSİZLİK HİLLELERİ ARTIRIYOR”
Arıcılar tarafından arılara sakaroz (toz şeker) verilerek hileli üretilen petekli ve süzme balların Türkiye’nin gerçeği olduğunun altını çizen Toprak, “Süzme bal piyasasında da sahtekârlıklar mevcut. Arıcılıkla hiç ilgisi olmayan kişi veya firmalarca yüksek fruktozlu mısır şurubuna aroma ilavesi katılarak yapılan bala benzetilen ürünler, süzme bal piyasasında en fazla sahtekârlık olarak karşımıza çıkıyor. İnternet üzerinden satışı yapılan denetimsiz ballar adeta sağlıksızlığa davetiye çıkarıyor” diye konuştu.
Orman gülü balının bal olarak satışının yasak olduğunu belirten Toprak, “İçindeki andromedatoksin adlı bir glikozit nedeniyle çok hızlı tansiyon düşürme özelliğine sahip ve her yıl bu baldan kaynaklı ölüm olayları basında yer almaktadır. Hatta bazı Arı Yetiştiricileri Birlikleri ve yerel firmalar yasak olmasına rağmen bu balı paketleyip satmaktadırlar” dedi.
Devletin bal alanında uzman denetmen sayısının, denetimci kalitesinin ve denetim sayısının yetersiz kaldığını Toprak, “Denetim görevini yapması gereken devletin bir valisi ölüm vakalarının önlenmesi için İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne talimat verip bu balın satışının mutlak suretle engellenmesini isterken, bir başka ilin valisi de bu balı paketleyip satan firmaya plaket vererek ödüllendirmektedir. Bu şekilde halkın sağlığı ile alenen oynanmaktadır. Halk sağlığı problemini yaratanlar hükümet eliyle ödüllendirilmektedir. Bu nedenle internet üzerinden bal satışı gibi kontrolsüz ve denetimsiz satışlarına acil olarak denetim altına alınması gerekmektedir” diye ekledi.