20 Eylül 2023 02:20

"Beslenmesi olan yiyor, olmayan bakıyor"

Okul öncesinde "bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek” hakkı çocukların elinden alındı. İlkokul çatısındaki ana sınıflarında herkes kendi beslenmesini kendi getiriyor. Yani olan yiyor, olmayan bakıyor.

"Beslenmesi olan yiyor, olmayan bakıyor"

Dersim | Fotoğraf: Evrensel

Balıkesir’den bir okul öncesi öğretmeni

Oh yıllık öğretmenlik hayatımda ilk defa eğitim öğretim hazırlık çalışmalarının bu kadar aksadığını ve eğitim öğretim zamanına sarktığını görüyorum. Okul öncesi kurumlarında alınan aidatların kaldırılmasıyla ilgili çalışmaların altyapısız olması idareci ve öğretmenleri zor durumda bıraktı. Aidatların kaldırılması sonrası okullara devlet desteği beklenirken gereken desteğin gecikmesi, akabinde gelmeyeceğinin açıklanması okul bütçelerinin zamanında oluşmasını engelledi.

Okullarda zaten azalan yardımcı personel sayısı daha da azaltıldı ya da çalışanlara yarı zamanlı çalışma düzeni uygulandı. Yardımcı personel çalıştıramayan okul öncesi kurumlarında temizlik sağlanamadığı için öğretmenler taşın altına elini koydu, kendi okullarını temizlediler. Temizliği yetişmeyen okullarda uyum haftası etkinlikleri aksadı. Birçok idareci, kendi çözümlerini kendi üretti ve velilerden toplanan bağışlarla sorunu çözmeye çalıştı. Gönüllülük esaslı bağışların zorunluymuş gibi istendiği bu durum bazı velileri rahatsız etti. Birçok idareci soruşturma sürecine girdi.

Devlet anaokullarının kulüp sistemi yapılarak tam gün eğitime geçmesi konusunda talepler oluştu ve birçok anaokulu kulüp düzenine geçerek kapasitesi üstü mevcutlarla çalışmak zorunda kaldı. Fırsat bu fırsat Kur’an kursu hocaları dini eğitim, değerler eğitimi adı altında okullara yerleştirilmeye çalışıldı. Kalabalık mevcutlu sınıflar oluşunca eğitimin kalitesi de olumsuz etkilendi. Öğrencilerin yaşadığı hijyen sorunlarında yardımcı personel yetersizliği olduğu için öğretmenler ilgilenmek durumunda kaldı. Öğretmenler yardıma ihtiyacı olan öğrenci ile ilgilenirken diğer öğrenciler sınıflarında gözetimsiz kaldı.

Yaşanan sınıf içi herhangi bir olumsuzlukta sorumlu öğretmen olarak görülüyor. Asıl sorumlular görülmüyor. Öğretmenler hem eğitim veriyor hem de yardımcı personelin yaptığı işin yükünden alarak kendi görevinden uzaklaşıyor. Kadrolu birçok hizmetli ile de hemen hemen aynı maaşı alıyor. Öğretmenler sınıflara yardımcı personel desteği ve 10 dakikalık teneffüs hakkı beklerken bu manzarayla karşılaşınca yine hüsrana uğradılar.

Artan mutfak masrafları ile durumu olmayan birçok aile çocuklarının beslenme ihtiyaçlarını da karşılayamaz duruma geldi. Geçen sene başlayan “Okullarda bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek” çağrısıyla okul öncesinde kazanılan bu hak da çocuklarımızın elinden alındı. Anaokullarının veli aidat sistemine geri döneceği bu doğrultuda çalışmalar yapıldığı konuşuluyor. Aidatların da bir önceki seneden çok daha fazla olması bekleniyor. Toplanan aidatlarla yardımcı personel ücretleri ve beslenme ihtiyaçları karşılanıyor. Bunların da ihtiyaçlar karşısında ucu ucuna yeteceği ortada. Bu da çocuklarımızın ya hijyeninden ya beslenmesinden kısıtlanacağı anlamına geliyor. İlkokul çatısı altında olan ana sınıflarında herkes kendi beslenmesini kendi getiriyor. Yani olan yiyor, olmayan bakıyor.

Okul öncesi eğitimde çok da etkili bir yaygınlaştırma politikası izlenmediği ortada. Okul öncesi eğitimine hâlâ gerekli değerin verilmemesi, çocuklarımızın gelecekleri için gerçekten kaygı verici. Geleceğin temellerinin atıldığı bu yaş grubuna en büyük ve en güzel yatırımları yapmamız gerekirken geleceğimizi çöpe attığımızın farkında olmalıyız.

Devletin bakım hizmeti veren gündüz bakım evleri ve kreşlerle, eğitim veren anaokullarını bir tuttuğu bu düzende okul öncesi eğitimin ve öğretmenin hak ettiği değeri bulması uzak görünse de çocuklarımız için bu haklı savaşın peşini bırakmamalıyız. İhtiyacımız olan tüm çocukları kucaklayan bir düzen…

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek imzasıyla taşıt alım satımı hariç ülkedeki tüm alım satım işlemlerinde dövizle ödemenin önü açıldı.

Evrensel'i Takip Et