21 Eylül 2023 05:22

EVAS işçileri: Bozuk düzen, şikayet ederek değişmez

600 kişinin çalıştığı EVAS’ta gündem sözleşme süreci. İşçiler, “Yüzde 100 zam bile yetmez, ama işten çıkarma korkusu nedeniyle sesini çıkaran yok” diyor.

EVAS işçileri: Bozuk düzen, şikayet ederek değişmez

Fotoğraf EVAS tanıtım videosundan alınmıştır.

Hilal TOK
İstanbul

Dünyanın en büyük LPG tüp ve oto tank üreticilerinden biri olan, İstanbul Kurtköy’de bulunan EVAS fabrikasında çalışan işçiler açlığa mahkum. Türk Metal’in örgütlü olduğu, MESS kapsamında yer alan EVAS’ta çalışan işçilerin ceplerine sosyal haklarla birlikte 16 bin lira giriyor. Sosyal haklar çıkarıldığında ise işçilerin eline geçen asgari ücret. 600 kişinin çalıştığı EVAS’ta gündem sözleşme süreci. İşçiler, “Yüzde 100 zam bile yetmez, ama işten çıkarma korkusu nedeniyle sesini çıkaran yok” diyor. Kutuplaşma siyasetinin fabrikada işçilerin bir arada olmasını engellediğine dikkat çeken işçiler, EVAS arkadaşlarına sesleniyor: “Patronların gözünde kim olduğumuzun bir önemi yok, sadece fabrikada bir tornavidayız, ön yargıları kırıp ekmeğimiz için sesimizi çıkarmalıyız.”

"GEÇİNEBİLMEK İÇİN SÜREKLİ FAZLA MESAİ YAPIYORUZ"

İpragaz’ın grup şirketlerinden biri olarak faaliyetini sürdüren, ürünlerin yüzde 80’inden fazlasını ihraç eden, LPG tüpü ve oto tank üretimi yapan EVAS’ta işçiler, MESS’in yoksulluk dayatmasına karşı mücadele çağrısı yapıyor.

Bir EVAS işçisi koşullarını anlatarak başlıyor: “Sürekli fazla mesai yapmak zorunda kalıyoruz, fazla mesailerle de ancak 18 bin liraya yükseliyor ücretimiz. ‘Kalmam’ dediğinde, mazeret bildirmen gerekiyor, sürekli kalmam dersen de göze batarsın tabii. Ama zaten elimize daha fazlası geçsin diye ‘gönüllü’ kalıyoruz. Vergi kesintisine giriyoruz bir de. Elimizde kuş kadar ücret kalıyor.”

CUMHURİYET SÖZLEŞMESİNİN GÖLGESİNDE SEFALET...

Sendikalarının taslağı “cumhuriyet sözleşmesi” propagandasıyla açıklamasına işçiler gülüyor. İlk 6 ay için saat ücretlerine istenen zam oranı taslakta yüzde 80 olarak yer alırken, Türk Metal taslaktaki zam oranını yüzde 119.05 olarak duyurdu. Ancak fabrikaların çoğunluğunu oluşturan 10 yıl ve altı işçiler için istenen zam yüzde 53 ila 93 arasında kalıyor.

İşçilerin, sözleşmeye kayıpların giderilerek girilmesi için ek zam yapılması, yüzde 1000’leri bulan kâr oranlarındaki artış hesaba katılarak zam istenmesi ve bir dahaki sözleşmeye kayıp olmadan gidilmesi için asgari ücret zammının yansıtılması ve vergi kesintilerinin sabitlenerek artan kısmın patron tarafından karşılanması taleplerinin hiçbiri taslakta yer almamıştı.

Taslağın bu haliyle MESS’e sunulmasının ardından ilk görüşme tarihi de belirlendi. Sendikaların MESS ile ilk görüşmesi 26 Eylül’de gerçekleşecek. İşçinin taleplerini ve iradesini ezerek masaya oturma kararının alındığını söyleyen başka bir EVAS işçisi, “Sendika temsilcileri fabrikaya geliyor, ‘Şöyle böyle anlaşma yapacağız, biz güçlü bir sendikayız’ diyorlar. Cumhuriyet sözleşmesi diyorlar… (Gülüyor) yüzde 100 zam bile yetmez. Yoksulluk sınırı 47 bin olmuş. Biz alıyoruz 16 bin lira. Üstelik sendikalıyız. En az 35 bin lira ücret alıp, vergiyi bizden almayı kesecekler, her şeye gelen zam da duracak ki anca bir nebze nefes alalım” diyor.

Sadece kendisinin değil, fabrikada tüm işçilerin, hatta sendikalı sendikasız Türkiye’deki bütün işçilerin bu sefalete mahkum bırakıldığını ve MESS’in yüz binlerce işçiyi etkileyeceğini söyleyen EVAS işçisi, kendi fabrikasındaki işçilerin yaşamlarını ise şöyle özetliyor: “Emekli olup hâlâ çalışmak zorunda olanlar var. Düşünün 9 bin lira emekli maaşı alıyor, ev alamamış bugüne dek, ev sahibi evden çıkarmış, şimdi 14 bin lira kira ödüyor. Burada kazandığı sadece kiraya gidiyor. Nasıl ödesin? Ben kirada olsam mümkünü yok yaşayamam. Bunca yıl uğraştım, her şeyden fedakarlık yapıp uyduruktan küçücük bir ev aldım. Tek şansım bu.”

“Ücret tartışmalarına ilişkin işçilerin geneli yüzde 100’ün bile yetersiz olduğunu söylüyor. Bugün AKP’liler de bunu diyor ama korkuyorlar, işten atılma korkusu var. Aslında nereye gitsen bu ücreti verecek yer bulursun, ama güvence görüyor işte. Yıllardır çalışıyorlar… Köklü bir firma… Kurtköy’de fabrikaların çoğu daha beter, iş güvencesi yok, hakları yok” diyor bir başka işçi. Molalarda da bu sebeple sözleşme tartışmasının çok yapılamadığını belirtiyor: “Çözüm üretecek bir muhabbet olmuyor. Ceviz kabuğunu doldurmuyor molalardaki tartışmalar. Bu sözleşmeden bir umudumuz yok, sendika ‘En iyisini aldık’ der yine. Ama o en iyisi yine bizi beterden çıkarmaz.”

EVAS işçisi, “Net ücretimiz asgari ücret, yan haklarla 16 bin lirayı buluyor. Daha ne olabilir? Ayakkabı yardımı 530 lira, senede iki kere. Ayakkabı fişi veriliyor, gidip böyle dandik ayakkabıları alıyoruz işte” diyerek ayağındaki yıpranmış ayakkabıları gösteriyor.

İşlerinin riskli ve tehlikeli olduğunu da vurguluyorlar öte yandan: “Bu işin riski çok, gaz kaçırma, kaynaklarda patlak çatlak gibi riskleri var. Parmağını sıkıştıran, elini kaynağa kaptıranlar oluyor.”

BİR ÇÖZÜM ARAYIŞI: SANA PARA VE BAHİS

Fabrikada Bitcoin’e, bahislere yönelimin arttığını söylüyor işçilerden biri, ancak tüm bu sorunlara karşın sözleşme sürecine dair baskın bir tartışma halinin olmadığını ekliyor. Genelde sendikacıların gelip bilgi verip gittiği bir atmosfer gördüğünü belirtiyor, “Böyle olmaz. Sendika olabilecek en mümkün gördükleri oranı söylüyorlar. Başlarını ağrıtmayacak oranı. Yüzde 100 söyleyip yüzde 60’ını yaparlar, hiç güvenimiz yok” diyor.

“Sözleşmeden önce biz de ek zam istiyoruz” diyen işçiler, bu taleplerinin sendikacılar tarafından görmezden gelindiğini söylüyor. Bunun yanı sıra, sözleşme taslağında da yer alan mahsuplaşma tartışmalarından haberleri olmadığını ifade ediyor. Ford, Mercedes, Renault gibi büyük fabrikalardaki tartışmalardan da haberdar olmadıklarını aktarıyorlar. Görülüyor ki, bu tartışmalardan habersiz olmaları da onları sessizliğe iten, mücadele arayışından geride tutan bir noktaya savuruyor.

İŞÇİ OLDUĞUMUZU BİLEREK SES ÇIKARMALIYIZ

Daha önce sendikalı bir yerde çalışmadığını söyleyen bir EVAS işçisi, “Daha önce sendikanın iyi bir şey olduğunu düşünüyordum. Dışarıdan takip ettiğim kadarıyla, sendika işçilerin haklarını korur. İşçiler için, işçi ne istiyorsa onun mücadelesini verir gibi görüyordum. Buraya girince sendikalı iş yeri olduğu için sevindim. Ama gördüğüm işçi ile patron arasında pazarlık yapan ve daha çok patronu dinleyen bir durumla karşılaştım. Bugün sendika bizim haklarımızı savunmalı. Ücretlerimizi geçinebileceğimiz bir orana getirmesi için uğraşmalı. Ama geçinemeyeceğimiz ücretlere ikna etmeye çalışıyor. Sendika eğitim de vermiyor haklarımıza ilişkin, bilinçlenmemiz için. İşçi bugün bilinçlenirse yarın karşımıza dikilir diye mi düşünüyorlar?​” diyor.

İşçiler taleplerini sıralarken bu talepler karşısında sessiz kalmanın fayda getirmeyeceğinin de farkında, “Bugün asgari ücret en az 30 bin liranın üzerinde olmalı. Bir kişinin maaşı kiraya yetmiyor. Açlık sınırında çalışıyoruz. Hiçbir şeye zam gelmemeli. Zamlar durdurulmalı. Vergiler çok yüksek, devlet senin ortağın olmuş, emeğine ortak olmuş. Devlet bana ne veriyor ki emeğime ortak oluyor? Sendikaların bunlara karşı da mücadele etmesi lazım. Yan hak veriyor, fazla mesaiye kalıyoruz, onu da devlet alıyor. Patron ise her şeyi gider gösterip vergiden muaf oluyor. İşçinin gider gösterme şansı yok, daha maaş cebine girmeden vergi kesiliyor. Ben geçinebilmek için her şeyden fedakarlık yapıyorum. Hiçbir sosyal hayatım yok. Ben hayatımda hiç sinemaya gitmedim ya, gidemedim. Bunlar lüks bana. TV izlemek bile lüks, elektrik yakıyor.”

Mücadeleye ihtiyaç olduğunu söyleyen EVAS işçisi, “Bunlar bu düzenle değişmez. Düzen bozuk bir kere. Düzen de anca şikayet ederek değişmez. EVAS işçisi de ‘artık yeter’ demeli. Farklı partilerden olsa da farklı düşüncelerden olsa da işçi olduklarını bilsinler. Bu ayrışma çok var. Hepimiz işçi olduğumuzu bilerek, hangi fikirde olursak olalım bunu yaşadığımızı görürsek birlik olabiliriz. Türkiye böyle kutuplaştırıldığı için yan yana gelemiyoruz. Ama bakın hangimizin hayatı daha iyi, hepimizi patron sömürüyor. Patron için senin kim olduğunun önemi yok, sen patron için fabrikada bir tornavidasın, hiçbir önemin yok. Bu yüzden ön yargıları kırıp yan yana gelmeli, ekmeğimiz için sesimizi çıkarmalıyız.”

Evrensel'i Takip Et