23 Eylül 2023 05:31

Su havzalarındaki kirlilik tarımsal üretimi tehdit ediyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının Gediz Nehri’nden aldığı numunelerin incelenmesi sonucu, Gediz Nehri’nin 4. sınıf yani ‘çok kirli’ olduğu açıklandı.

Su havzalarındaki kirlilik tarımsal üretimi tehdit ediyor

Fotoğraf: DHA

Ramis SAĞLAM
İzmir

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Ege Bölgesi'nin önemli tarımsal su kaynaklarından biri olan Gediz Nehri'nden aldığı numunelerin incelemesinde, su kalitesinin 4’üncü sınıf yani “Çok kirli” olduğunu açıkladı.  Gediz'e Kum ve Nif Çayı ile birlikte yan dereler, sanayi ve belediyelerin olduğu her yerden kirlilik akmaya devam ediyor. Geniş bir bölgeyi kaplayan alanda çiftçiler ürünlerini “çok kirli” olarak tanımlanan kimyasal dolu su ile suluyor. 

GEDİZ HAVZASINDA SU KİRLİLİĞİ ARTIYOR 

245 kilometre uzunluğundaki Gediz Nehri'nin yaklaşık 175 kilometresi Manisa'dan geçiyor. Manisa'da 6 organize sanayi bölge müdürlüğü, 3 tane dericiler sanayi bölge müdürlüğü olmak üzere toplam 9 sanayi bölgesi bulunuyor. Yine bu bölgede 160 zeytinyağı işletmesi, 230 salamura sofralık zeytin işletmesi faaliyetini sürdürüyor. Tarımsal sanayiden, endüstriyel tesislerden ve evsel kirlilikten kaynaklı Gediz havzasında su kirliliği her geçen gün artıyor. 

Tarımsal suyun yetersizliği, kuraklık, ekonomik süreçler gibi birçok nedenle akarsulardan ve tahliye kanallarından tarımsal sulama amaçlı su çekildiğini söyleyen Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İzmir Şubesi’nin Teknik Sorumlusu Çevre Mühendisi Selma Akdoğan ile tarımsal sulamadaki kirliliği konuştuk. 

TARIM İLAÇLARININ SULAMADAKİ TEHLİKESİ

Bitki su ihtiyacından arta kalan, toprak ve bitki için zararlı olan, tarım arazisinden uzaklaştırılması gereken suyun tahliyesi için tahliye (drenaj) kanalları inşa edildiğini belirten Akdoğan, bu kanalların hem sulamadan dönen suları hem de yağışlarla gelen suları uzaklaştırılması gerektiğini söyledi. 

Akdoğan, “Su tahsisleri ile ilgili sorunlar, suyun yetersizliği, kuraklık, ekonomik süreçler gibi birçok nedenle akarsulardan ve tahliye kanallarından tarımsal sulama amaçlı su çekildiğini ülkemizin her yerinde görüyoruz. Tarım ilaçları, gübre vb. kalıntıları içeren bu suların sulama için tekrar kullanılması uygun değildir” ifadelerini kullandı.

“HALK SAĞLIĞI TEHLİKEDE” 

Yeterli miktar ve kalitede suya erişilememesi tarımsal üretim ve gıda güvenliğini de tehdit ediyor. Kriterlere sahip olmayan suların tarımda kullanılmasının halk sağlığı açısından risklere neden olduğunu söyleyen Akdoğan, “Bugün bölgemizde en önemli su havzaları olan Gediz, Küçük Menderes, Büyük Menderes, Kuzey Ege Havzalarında su kalitesi değerlerine yönelik izlemelerde su kalitesi değerlerinin en kötü kalitede olduğu görülmektedir. Havzalarımızda yüzey ve yer altı sularına yönelik kirlilik baskısı artarak devam ederken, bir yandan kontrolsüz yer altı suyu çekimleri ile su varlıkları büyük risklerle karşı karşıya kalmaktadır” diye konuştu. 

“SU HAVZALARI ÇOK HASSAS KORUNMALI”

Bütün bu süreçlerde mevcut hali kısıtlı ve kirli olan su havzaların çok daha hassas korunması gerektiğini ifade eden Akdoğan, “Havza yönetimi ile ilgili hazırlanan plan ve raporlar, maden, enerji, tarım, hayvancılık, sanayi planlamalarında göz önünde bulundurulmadığı için mevcut baskı unsurları ve risklere yenileri eklenmektedir. Havza bazında hazırlanan sektörel su tahsis planları; çevre düzeni planı ve imar planları gibi mekânsal kullanım planlamasında, kalkınma planları, endüstriyel ve tarımsal teşvik programları oluşturulmasında, Çevresel Etki Değerlendirmesi, izin ve ruhsat süreçlerinde temel ve zorunlu bileşen olarak dikkate alınmalı ve bu yönde yasal düzenlemeler yapılmalıdır” diye ekledi.

“ÖZEL KORUMA PLANLARI HAZIRLANMALI” 

Endüstriyel ve tarımsal planlamalarda havzadaki su potansiyeli ve sektöre tahsis edebilecek su miktarlarının temel alınması gerektiğini vurgulayan Akdoğan, düşük su ayak izine sahip sektörlerin önceliklendirilerek teşvik edilmesi gerektiğini söyledi. 

İçme, kullanma suyu havzalarının korunması için “havza özel koruma planlarının” ivedilikle hazırlanması gerektiğini sözlerine ekleyen Akdoğan, “Havzaların çevresel kalitesinin iyileştirilmesi çalışmaları kapsamında; havzada bulunan mevcut tesislerin iyileştirilmesi, altyapı eksikliklerinin giderilmesi yanında planlanan faaliyetlere ilişkin de bütüncül bir değerlendirme yapılması ve koruma izleme politikası yürütülmesi gerekmektedir” dedi. 

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamu işçisi hedefte

Kamu işçisi hedefte

Ücretleri baskılayan Erdoğan-Şimşek programının yeni hedefi toplu sözleşme sürecine giren 600 bin kamu işçisi. Sendikal bürokrasi eliyle işçiden kaçırılan sözleşme taslağı, iktidar medyasına sızdırıldı. “Taleplerimizi karşılamıyor” diyen işçiler öfkeli. Ekonomide, iç ve dış politikada sıkışan Saray iktidarı, toplumu yönetebilmek için yasaklara, gözaltılara ve tutuklamalarla sarılıyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et