24 Eylül 2023 14:41

Salınbaş altın madeni ÇED raporu iptal edildi | ‘Kazanım olsa da kaygılarımız var’

Artvin Ardanuç'ta bölge halkının “ikinci Cerattepe” olarak adlandırdığı altın madeni projesinin ÇED raporu iptal edildi.

Fotoğraf: Özer Akdemir

Paylaş

Özlem Songül ABAYOĞLU
İstanbul

Artvin’in Ardanuç ilçesinde bulunan Salınbaş Tepesi’ne kurulmak istenen, bölge halkının “ikinci Cerattepe” olarak adlandırdığı altın madeni projesinin ÇED raporu iptal edildi. Daha önce Cerrattepe’deki altın madeni için direnen Artvinliler, şimdi de Salınbaş Tepesi için Cengiz Holding’e karşı mücadele ediyor. ÇED raporunun iptal edilmesinin ardından Çevre Mühendisi ve Salınbaş Çevre Platformu üyesi Hakan Tekin ile konuştuk. Tekin, “Gelecekte daha fazla yetki tanınmış bir ÇED başvurusu görmek istemiyoruz” dedi.

‘HALKIN KATILIM TOPLANTISI ERTELENDİ’

Salınbaş altın madeninin yaklaşık 602 hektar büyüklüğünde olduğuna ve bu büyüklüğün Cerrattepe'nin 22 katı kadar olduğuna dikkat çeken Tekin, “24 Şubat 2023’te ÇED başvuru dosyası bakanlığa sunulmuştu. Normalde halkın katılım toplantısı sürecindeydik ve toplantının yapılacağı nisan ayında duyurulmuştu. Sonrasında bakanlık, gerekçesiz kararla toplantıyı ileri bir tarihe erteledi. Bu da ÇED süreçlerinde çok rastladığımız bir şey değil. Biz halkın katılımı sürecine dair duyuru beklerken, 15 Eylül tarihinde Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının ÇED başvuru dosyalarını ve ÇED raporlarına yönelik ÇED olumsuz İptal ve İade listelerini yayınladı. Bu tablodan Salınbaş altın madeni projesinin 15 Eylül 2023 tarihinde iptal edildiği öğrendik” dedi.

‘İLK ETAPTA KAZANIM’

ÇED dosyasının iptal edilmesini bir kazanım olarak değerlendirdiklerini söyleyen Tekin, aynı zamanda kaygı duyduklarını da dile getirdi. Tekin, “Uluslararası sermayenin yerli işbirlikçileri doğayı meta haline dönüştürüp bir sömürge madenciliği yapıyor. Bunun örneklerini Bergama'da, Ordu Fatsa’da, Erzincan İliç’te ve en son da Akbelen’de gördük. Sermayenin ne zaman önü tıkansa bir mevzuat değişikliğiyle devam ediyor. Mahkeme ÇED dosyasını İptal ediyor. Biz daha bunun sevincini yaşamadan bir bakıyoruz yeni bir ÇED gelmiş” diyerek daha önce yaşanan örnekleri hatırlattı. ÇED Dosyasının iptal edilmesine ilişkin kaygılarından bahseden Tekin, “Burada en önemli kısım Bakanlık tarafından verilen iptal kararı maden ekosisteme, insanlara, doğaya, canlıya zarar vereceği için mi iptal edildi, yoksa şirket bunu kendisi mi iptal etti? Bunu henüz bilmiyoruz. Biz gelecekte daha fazla yetkiler tanınmış bir ÇED başvuru dosyasıyla karşılaşmak istemiyoruz. Bizim amacımız burada projenin durdurulması, madencilik faaliyetinin yapılmaması, köylerimizin tarım ve hayvancılığın yapıldığı alanlar olarak kalması. Ancak iptal kararı bizim için ilk etapta bir kazanım” ifadelerini kullandı.

‘YERALTI SULARI GİDEREK YOK OLUR’

Projenin çevresel etkilerine ilişkin bilgi veren Tekin, “Çevresel açıdan en önemli tehlike, açık ocak madenciliğinin yapılacak olması. Burada yüzeye yakın bir cevher var. Altın ve gümüş madeninden bahsediliyor ve dolayısıyla bu çıkarılacak olan cevherin siyanürle ayrıştırılması söz konusu. Suya ve toprağa karışan ağır metallerin ve siyanürün insanlarda kansere sebebiyet verme ihtimali inkar edilemez bir gerçek. Bölgenin yağış rejimini eğimini düşündüğümüzde burası çok şiddetli erozyona maruz ve 6 ay yağış alan bir bölge. Dolayısıyla siyanür havuzundan toprağa ve suya karışan ağır metallerden köylerin, barajının etkilenmemesi mümkün değildir. Aynı zamanda patlatmalarla oluşacak olan toz etkisi doğa açısından büyük bir tehlikedir. Toz, gürültü ve titreşimle birlikte yeraltı sularının çatlak sistemleri yer değiştirir ve sular giderek yok olur.” şeklinde konuştu.

‘EKOLOJİK YIKIM PROJESİ’

Çevre düzenleme planına göre bölgenin orman alanı, bölgeye özel ürün alanı ve ağaçlık karakteri korunması gereken bir alan olarak nitelendirildiğine dikkat çeken Tekin, “Bu proje hayata geçirildiğinde çevre düzeni planına aykırı hareket edilmiş oluyor. Yine kadastro verilerine göre proje alanının %85’i orman sayılan yerler üzerine kurulu ve bunlar bakım ormanı olarak geçiyor. Orman yok olunca oradaki bütün canlı ekosistemi yok oluyor. Şubat 2023’de bakanlığa sunulan ÇED başvuru dosyası verilerine göre, burada 9 tane endemik tür var. Yine birçok kritik nesli tükenmekte olan türler var. Nesli tükenmekte olan kritik türlerin devamlılığını sağlamak ve korumak zaten Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin görevidir. Özetle bu proje yaşamı tamamen etkileyen ekolojik yıkım projesidir” dedi.

‘BU BİR YAŞAM MÜCADELESİ’

TEMA Vakfı'nın 2 yıl önceki raporlarında Artvin ilinin sahası 525 parçaya bölündüğüne de değinen Tekin, “Artvin’in %71’i maden ruhsatlı. Bir tarafına HES’ler kurulmuş bir tarafında da madenler. Bu yönüyle baktığımızda da bu bir yaşam mücadelesine dönüşmüş durumda. Normalde doğasıyla ünlü, tarih kenti, belki turizm kenti olması gereken Artvin maden kentine dönüştürülmüş durumdadır” ifadelerini kullandı.

ÖNCEKİ HABER

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası: Taban maaş hakkımız için 1 Ekim'de Mecliste olacağız

SONRAKİ HABER

Hacettepe Kuir Araştırma Topluluğu Yönetim Kurulu’ndan Melis: Kapatmakla bitmeyiz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa