27 Eylül 2023 04:50

Simsarın elleri üzüm bağında! Dosya: Üzüm hasta, üretici ipotekli-3

Devlet eliyle fiyatı baskılanan üzümü ucuz yolla alınıp, yüksek fiyata satılıyor. Aracı 1 lira kazanıyorsa, simsar 10 lira kazanıyor.

Toplanan üzümün kuruması için serildiği sergi | Fotoğraf: Burak Yılmaz/Evrensel

Paylaş

Hazırlayan: Burak YILMAZ

Kuru üzümün ihracat değeriyle simsarların gözleri ışıldıyor. Devlet eliyle fiyatı baskılanan üzümü ucuz yolla alınıp, yüksek fiyata satılıyor. Aracı 1 lira kazanıyorsa, simsar 10 lira kazanıyor. Üretici ürettiğinin fiyatını belirleyemiyor. Serbest piyasaya mahkum edilen üretici bu yolla derin bir sömürü ağının içine çekiliyor.

Alaşehir’deki durağımız Alaşehir Tüccarlar Sitesi. Burada Adem Erkol ve Mustafa Erkol’un konuğuyuz. Burada üreticiden alınan kuru üzüm, daha sonra ihracatçılara satılıyor. Dükkanların hepsi büyük hangarlar biçiminde ve yakınlarda ihracat yapan firmaların ve tüccarların kamyonları sıralı. Site sessiz diyebiliriz. Rekolte düşüklüğünün ve üzümlerin kalitesinin beklenen düzeye ulaşmamasının bunda etkisi olduğunu belirtiyorlar.

Adem Erkol’dan yaptıkları işi anlatmasını istiyoruz, başlıyor; “Biz bir nevi ihracatçıyla köylü arasında alıcıyız. Biz şimdi köylüden alıyoruz malı. Sürekli bizim de orada İzmir’de irtibat kurduğumuz işletmeler var veya alıcı simsarlarımız var. Biz onlara diyoruz ki ‘Elimizde şöyle mal var, kaça gidiyor İzmir’de, borsada kaça satılıyor’. Bize diyelim ki 47 lira diyor. O fiyatın üstüne çıkarsan zarar edersin. İki buçuk lira da masrafım var kiloda. Biz o şartlarda üzümü alıyoruz.”

İzmir’deki süreci ise şöyle anlatıyor; “İzmir’in belirlediği fiyata göre, o şekilde götürüp İzmir Ticaret Borsasına döküyoruz. Orada geliyorlar simsarlar, alıcılar. Senin malını beğenirse adam ortalama bir fiyat veriyor. Seni kurtarıyorsa veriyorsun.”

"SEN 1 LİRA KAZANIRSAN, O 10 LİRA KAZANIYOR"

‘İhracatçılar ya da simsarlar fiyatı neye göre belirliyor’ diye soruyoruz Adem Erkol’a; “Onlar da fiyatı kendi ihracat satışına göre belirliyor. Sen bir lira kazanırsan, o adam on lira kazanıyor. Onu on lira tatmin etmiyor. Adam sana malı stoklattırıyor, dolduruyor. Mala ihtiyacı olduğu zaman senden alıyor. Zarar etmişsin, kâr etmişsin, o onu ırgalamıyor”.

TMO DÜŞÜK FİYATTAN İHRACATÇIYA VERDİ, İDDİASI

Mustafa Erkol TMO’nun (Toprak Mahsulleri Ofisi) ihracatçının işini kolaylaştırdığını belirtiyor ve şöyle açıklıyor: “TMO onların ağzına bal sürdü. Geçen sene TMO aldı köylüden malı 22-25 bandından. En son temmuzda 24, 26, 28 liralara verdi onlara (ihracatçılara). TMO da istedi ki ülkemize döviz girsin. Sen sezona bir ay kala yüz milyon kilo üzümü niye veriyorsun ihracatçıya? Tut deponda. Bak bu sene de üzüm kalmadı elinde. Bugün büyük firmalar ihtiyacını karşılıyor. Hepsinin eline beş, on, on beş… Bütçesine göre herkes bir stok yaptı. Şimdi adamlar (ihracatçılar) o eski malı satıyor.”

KİM KİMİ YUTARSA DÜZENİ

Mustafa Erkol’a ‘İhracat sürecinde üreticinin ya da tüccarın görüşü önemli mi?​’ diye soruyoruz; “Çiftçiyle tüccarın görüşünün hiçbir önemi yok. Çiftçi karambole üretir. Tüccar karambole bismillah der başlarsın. TARİŞ’i (Tariş Üzüm Birliği) beklersin, TMO’yu beklersin. Bir fiyat belirlerler kafalarında. Sen o yönde bir randıman tutturursun. Tüccar her zaman kâr ediyor mu? Etmiyor. Neden? Bilmiyorsun önünü. Rekabet çok, tüccar çok. Bilmiyorum ama yetmiş-seksen tane tüccar vardır. İhracatçı yedi-sekiz tane. Müstahsil (üretici) desen zaten çok. Mal satılacak. Amele parası lazım, şu lazım, bu lazım. Neye göre?​” Mustafa Erkol, ihracatçı firmalar arasındaki rekabet sürecini anlatıyor; “Gizli kapaklı yapılan bir satış var ülkede. A firması iki bin dolara satıyor. B firması bin sekiz yüz dolara satıyor. Artık hangisi hangisini yutarsa. Mesela bugün firmanın biri için 15 milyon kilo mal çektiği söyleniyor. Rakamlar çok büyük. Bu kadar gerçekten bu insanlarda para var mı? Ya da bu adam aldı sattı dönüşte mi ödeyecek bu parayı?​”

İHRACATÇI NE KADAR BAĞIŞLARSA, O KADAR KAZANÇ

“Yani bu işte büyüdükçe kâr oranı artıyor mu?​’ diye soruyoruz. Mustafa Erkol, “artıyor” diyor, “Adam, tesis kurdum kardeşim ben diyor. İşçim var benim diyor. Yani bugün bir Menderes Tekstil (Osman Akça AŞ) var, Özgür (Özgür Tarım) var en büyük firmalar. Bu adamlara sen nasıl kafa tutarsın? Bu adamlar piyasayı belirleyen adamlar. Piyasayı belirleyemiyorsun ki. Onların ağzında her şey. En büyük ihracatçı onlar. Şimdi herkes istiyor. Üzüm 60-70 lira olacak ama neye göre olacak? Şimdi Mustafa Özgür (Özgür Tarım Yönetim Kurulu Üyesi), 2 bin 500 dolara satarsa üzüm 60-70 lira olur. Dolar 30-32 lirayı görürse üzüm 60 da olur, 70 de olur. Ama sana kâr marjından ne kadar bağışlayacak. Onun satışını bilmiyorsun, görmüyorsun. Ortalama yıllık bazda satışları bize gösteriyorlar. Mesela bir firma Japonya’ya 3 bin dolara satıyor. Yani pazar onların elinde. Burada ne devlet, ne de TARİŞ hiçbir şey yapamıyor. Mesela ben TARİŞ’in başkanı olacağım, alırım bu ovanın üzümünü. Kaç bin ton üzüm var kardeşim burada? Yüz bin ton diyelim. Pekmezin var, sirken var, rakılığın var. Her şey sende. Bugün bir firmanın yaptığını TARİŞ yapamıyor.”

TARİŞ YAPMIYOR MU, YAPAMIYOR MU?

‘O halde TARİŞ bunu neden yapmıyor?​’ sorumuzu önce Mustafa Erkol cevaplıyor; “Yapamıyor ya da yapmak istemiyor. Ya da bastırılıyor. Bilmiyorsun o tarafını. Siyaset yönü nedir, iç dünyası nedir insanların? Türkiye’de öyle gidiyor sistem”. Adem Erkol, “TARİŞ’in elindeki imkan hiçbir ihracatçıda yok. Müşteri yönünden sıkıntısı yok TARİŞ’in. Üreticiye aynı zamanda tentene satıyor, ilaç satıyor, kelter satıyor, gübre satıyor. Bunu üzümü kaldırdığında bana üzüm getireceksin şartıyla veriyor sana. Sana diyor ki, yıllık bana 2 ton üzüm getireceksin. Sen üzümünü kaldırıp TARİŞ’e veriyorsan TARİŞ’in bunda zarar etme ihtimali hiçbir zaman yok.”

 

ÖNCEKİ HABER

BEKSAV Eş Başkanı Latife Canan Kaplan gözaltına alındı

SONRAKİ HABER

Erdoğan açıkladı: AKP grubu yeni anayasa için kapı çalmaya başlayacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa