27 Eylül 2023 11:55

Asbest maruziyetinin yol açtığı hastalık; Mezotelyoma nedir?

26 Eylül Dünya Mezotelyoma Farkındalık Günü'nde bir açıklama yayımlayan Türk Toraks Derneği, asbest maruziyeti sonucu meydana gelen hastalıkla ilgili bilgiler verdi.

Fotoğraf: Freepik

Paylaş

Her yıl binlerce insanın yaşamını tehdit eden ve hala yeterince bilinmeyen bir hastalık olan Mezotelyoma hakkında farkındalığı artırmak amacıyla 26 Eylül “Dünya Mezotelyoma Farkındalık Günü” olarak kabul ediliyor. Deprem sonrası yıkımı yapılan ağır hasarlı binaların kontrolsüz yıkımı da risk faktörü oluşturuyor.

Türk Toraks Derneği (TTD) Torasik Onkoloji Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Tuncay Göksel, Mezotelyoma’nın, mezotel hücrelerden köken alan bir kanser türü olduğunu belirterek, “En çok akciğer zarında (plevra) görülür. Ayrıca kalp ve karın zarında ortaya çıkabilir. Türkiye’de Prof. Dr. Y. İzzettin Barış, önderliğinde çevresel asbest maruziyetinin mezotelyomaya neden olduğunun tespit edilmesi dünya literatürünü değiştirmiştir” dedi.

“MEZOTELYOMA YÜKSEK ORANDA ASBEST KAYNAKLI”

Asbestin, ak toprak olarak da bilinen, ısıya, suya karşı dayanıklı, esnek, lifli yapıda bir mineral olduğunu belirten Göksel, şu bilgileri paylaştı:

“Asbest doğal bir fibröz silikattır ve bazı bölgelerde toprak örtüsünde birikimler halinde bulunmaktadır. Bu yalıtımsal özellikleri nedeni ile kırsal alanda evlerde sıva-badana amaçlı, çatıda, kaplamada ve ayrıca kentlerde izolasyon amaçlı kullanılmaktadır. Asbestin kullanıldığı iş alanları ise; İnşaat işçiliği, tesisatçılık, çatı ustalığı ve elektrikçilik, gemi inşası ve tersane işçiliği, sanayi, otomotiv mekaniği, kazan işçiliği vb.’dir. Mezotelyoma yüksek oranda asbest kaynaklıdır. Asbestin kansere sebep olduğu kesinleşmesi nedeni ile ülkemizde ‘Bazı Tehlikeli Maddelerin, Müstahzarların ve Eşyaların Üretimine, Piyasaya Arzına ve Kullanımına İlişkin Kısıtlamalar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’ Resmi Gazetede 29 Ağustos 2010 tarihinde yayımlanmış ve 31.12.2010 tarihinden itibaren her türlü asbest mineralinin ticari kullanımı yasaklanmıştır.”

“DEPREM SONRASI YIKIMI YAPILACAK BİNALARDA ASBEST ANALİZİ YAPILMALI”

Asbest maruziyetini önlemenin mezotelyoma riskini azaltmanın en etkili yollarından biri olduğunu belirten Prof. Dr. Tuncay Göksel, asbest içeren malzemelerle çalışırken uygun koruyucu ekipmanların kullanılmasının, potansiyel maruziyeti azaltabileceğini aktardı. Göksel, şöyle devam etti:

“Kentlerde inşa edilen binalarda da izolasyon amaçlı kullanılmış olduğu bilinmektedir. Son yıllarda deprem sonrasında hasarlı binaların ve kentsel dönüşüm sırasında eski binaların kontrolsüz yıkımı ile çevreye asbest salınımı olabileceği bilinmektedir. Kontrollü bina yıkımı öncesi asbest analizlerinin yapılması gerekmektedir. 2012 yılında T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından ‘Türkiye Asbest Kontrolü Stratejik Planı’ yapılmıştır. Kırsal alanda asbest karışımlı toprak kullanımı azaltılması ve asbestin çevresel ve mesleksel maruziyetlerinin azaltılması ya da ortadan kaldırılması temel hedef olmuştur. 25 Ocak 2013’te ‘Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik’ yayınlanmıştır. Bu Yönetmeliğin amacı, çalışanların asbest söküm, yıkım, tamir, bakım, uzaklaştırma çalışmalarında asbest tozuna maruziyetlerinin önlenmesi ve bu maruziyetten doğacak sağlık risklerinden korunması, sınır değerlerin ve diğer özel önlemlerin belirlenmesidir.” 

TANI KOYARKEN HASTANIN MESLEĞİ VE YAŞADIĞI YER FAKTÖRÜ ÖNEMLİ

Türk Toraks Derneği (TTD) Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Metin Akgün de, asbestin solunum yolu ile akciğere ve akciğer zarına ulaştıktan sonra hastalıkların 10 ile 50 yıl içinde gelişebildiğini ifade etti. Sürecin çok yavaş ilerlediği için hastanın uzun süre şikayet hissetmeyebildiğini belirten Akgün, şunları söyledi:

“Bu nedenle birçok hasta ileri evrede tanı almaktadır. Kontrol amaçlı yapılan tetkiklerde erken evre mezotelyoma hastaları saptanabilmektedir. Erken tanı mezotelyoma tedavisinde çok önemlidir ve hayatta kalma şansını artırabilir. Mezotelyoma tanısını koymak kolay değildir. Tanıda hekimi ilk uyaran hastanın doğduğu ve yaşadığı yer ayrıca meslek öyküsüdür. Akciğerde sıvı ile karşımıza çıkan hastalıkta, sıvıdan alınan örnekler tanısal açıdan yetersiz kalabilmektedir. Bu nedenle biyopsi yapılması önerilmektedir. Mezotelyoma tedavisinde kemoterapi, radyoterapi, immunoterapi kullanılmaktadır. Ayrıca steril, asbestsiz ‘TALK’ yolu ile plöredez (akciğer zarını pudralama) yapılmaktadır. Bu tedavilerin deneyimli ve konuda uzman merkezler tarafından yapılması önerilmektedir.” (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Tedavi için götürdüğü arkadaşını hastanede darbetti

SONRAKİ HABER

Ulubey ve Mesudiye’de halk maden ve enerji şirketlerine karşı toprağını savunuyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa