28 Eylül 2023 04:15
/
Güncelleme: 03:23

Karıncalardan bizlere örgütlü mücadele yolu

Yağmur Su

Şişli/İstanbul

Yaşar Kemal’in Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca romanını uzun bir otobüs yolculuğunda elimden düşürmeden bitirmiştim. Romanda Filler Sultanı’nın tüm dünyadaki karıncaları kendi kölesi haline getirip karıncalara kendi isteklerini yaptırmasını ve Kırmızı Sakallı Topal Karınca’nın, karınca halkını kölelikten kurtarmak için onları bir araya getirmesiyle karıncaların başlattıkları ve kazandıkları direnişi anlatılır. 

KARINCALARIN GÜCÜ BİR ARADALIKLARI

Ufacık bir karınca nasıl tek başına hayatta kalabilir diye düşünürdüm küçükken. Hadi şanslıydı, tek başına bir yolunu buldu, belki güzel bir yerde doğdu. E iyi kötü besin de elde ediyordu, peki başına gelen bir soruna nasıl müdahale edecekti o küçücük haliyle? Hepimiz küçükken parklarda, bahçelerde bazen mutfak köşelerinde topluca hareket eden karıncaları izlemişizdir. Karıncayı düşündüğümüzde de aklımızda hep toplu hareket etmeleri gelir değil mi? Karıncalar genellikle göç ederken tehditle karşılaşma, aşılması gereken güçlü bir engelin varlığı, bazen de ulaşılması zor yiyecek kaynaklarına ulaşmaya çalışırken süper organizma davranışını gösterirler. Bu süper organizma davranışı karıncaların birbirlerini çok sıkı kavrayarak adeta tek bir organizma gibi hareket etmelerini sağlayan organize çalışma düzenidir.

Okuduğum kitapta Filler Sultanı, ona hizmet eden Ulukepez isimli bir ibibik kuşunu dünyayı turlaması ve keşfetmesi için görevlendirir. Ulukepez karıncalar ülkesini ve karıncaları anlata anlata bitiremez. Filler Sultanı daha önce hiç karınca görmemiştir. Karıncaların hünerlerini duydukça kulaklarına inanamaz. Sürekli birlikte hareket etmelerine, topladıkları bölüştürdükleri için koca karıncalar ülkesinde hiçbir karıncanın aç ve yuvasız kalmamasına çok şaşırır.

Filler Sultanı, karıncaları kendi emri altına almak ister. Eğer gayesinde başarılı olursa bundan sonra sefahat ve huzur içinde yaşayabileceğini düşünür. Geç olmadan fil ordusunu toplayarak karıncaların ülkesine sefere çıkar. Ülkeye vardıklarında Filler Sultanı fil ordusuna karıncaların kendilerinin düşman olduğunu söyleyen bir konuşma yapar ve onları savaş pozisyonuna sokup karıncaların üzerine yollar. 

DİLİ, HAYATINI, KENDİNİ UNUTMAK

Saldırıda milyarlarca karınca fillerin ayakları altında ezilir. Karıncalar nesilleri tükenmek üzereyken Filler Sultanı’na yalvarır yakarır. Savaşı durdurmasını, aksi halde bir tane bile karınca kalmayacağını söylerler. Filler Sultanı da karıncaların bundan böyle sadece ve sadece filler için çalışması şartıyla savaşı durdurur. Bir yıl içinde karıncalardan kendisine devasa bir saray inşa etmelerini, içine dünyanın merkezinde bulunan mavi elmastan bir taht yapmalarını ve bütün fillere yüz yıl yetecek kadar da yiyecek doldurulmasını ister. Karıncalar ise tüm bu istekleri mecburen kabul ederler.

Filler Sultanı bu planlarını hayata geçirirken aklında hep Kırmızı Sakallı Topal Karınca vardır çünkü bu karınca halkının en ileri gelen, saygıdeğer karıncalarından biridir. Kırmızı Sakallı Topal Karınca, karınca halkının bir araya getirebileceği için Filler Sultanı için tehdit yaratmaktadır. Filler Sultanı ise çözümü kölesi yaptığı karınca halkını düşünmeye bile vakit bulmayacakları şekilde çalıştırmakta bulur. Karıncalar kendi dillerinde iletişim kurup bu yoğun çalışma şartlarından şikayetçi olmasınlar diye de ülkede karınca dilini yasaklar ve onların fil dilini konuşmalarını zorunlu kılar. Kendi dillerine, ülkelerine ve hayatlarına yabancılaşan karıncaları fil olmaya özendirirler, dolayısıyla tüm karıncaların aklında daha çok çalışıp fil olma hayali vardır. Fil dilini öğrenmek için açılan okullarda karıncaların akılları yıkandıkça artık kendini fil sanan karıncalar ortaya çıkmaya başlamıştır. Filler Sultanı’nın istekleri bitmez, saraylar elmaslar dünyadaki her şeyi ister. Bu kadar emeğin karşılığında ise zorlu bir kış mevsiminde karıncaları açlık bekler. Filler Sultanı ve fil halkı dünyanın en güzel meyvelerini yerken karıncalar sadece çalışır, açlıktan hastalıktan kırılır. 

ÖZGÜRLÜĞÜN TÜRKÜSÜ

Filler Sultanı’na hizmet etmek için uyandıkları bir günün sabahında ülkenin dört bir yanında fil dili hakimken tanıdık bir türkü duyarlar. Türkü de diyordur ki: “Bir zamanlar biz böyle kul, böyle uşak, böyle köle değildik. Bağımsızdık, barış içindeydik, eşittik. Hep birlikte güzelleştirirdik ülkemizi! Biz bundan sonra bağımsızlığımızı ilan edeceğiz. Karınca ülkeleri karıncaların hakkıdır ve bizler özgürüz, bağımsızız. Ve bizler mücadele ederek haklarımızı bağımsızlığımızı örgütlü özgürlüğümüzü geri kazanacağız!”

Artık bu duruma katlanamayan karıncalar uzun tartışmalar sonucunda meydanda toplanır ve kırmızı sakallı karıncalar bir plan yapar, tüm karıncaları bir araya getirir. Gündüz çalışırlarken gece Filler Sultanı’nın sarayının etrafını ve altını sürekli olarak oyarlar. Sürekli zeminin altındaki toprağı boşaltırlar. Bitirdikleri gün ise Kırmızı Sakallı Topal Karınca, Filler Sultanı’na giderek onu dışarı çıkması için kışkırtır. Filler dışarıya çıktıklarında ise hepsi oyulan toprağa düşerek karıncalara yenik düşerler.

Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca benim için her satırı çok kıymetli bir kitaptır. Yaşar Kemal anlatısında bize gösteriyor ki özgürlüğün ve birey olabilmenin yolu beraber olmaktan ve bir arada olmaktan geçmekte. Özgür bir karınca olabilmek için önce örgütlü bir karınca olmaktan gerekmekte. Karıncaların direnişinin kahramanı sadece Kırmızı Sakallı Topal Karınca değil tüm karıncalardır. Biz kendi hikayemizin Kırmızı Sakallı Topal Karınca’sı olabiliriz. Okulumuzda, mahallemizde sınıflarımızda yaşam alanımızı kısıtlayanlara karşı arkadaşlarımızı bir araya getirip mücadele edebiliriz. Filleri, sultanları ve saraylarını devirecek gücümüz var, hep birlikte örgütlü mücadele ortaya koyup özgür olacak gücümüzün olduğu gibi!

Evrensel'i Takip Et