Tek adam iktidarı OVP i̇le gözünü eği̇ti̇me dikiyor
Eğitime ayrılan bütçenin nerelere harcanacağı ise üniversitenin asıl işlevi olan bilim üretiminin gerekliliklerinden ziyade sermayenin, piyasaların ihtiyaçlarına göre şekilleniyor.

Fotoğraf: Anadolu Ajansı
İrem TAÇYILDIZ
ODTÜ
Tek adam yönetimi, bizleri yoksullaştırırken sermayeyi daha da zengin eden Orta Vadeli Plan’ı açıkladı. 2024-2026 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Plan’da ekonomik anlamda neler yapılacağı, nasıl hedeflerle çalışılacağı, neye ne kadar bütçe ayrılacağı gibi konulara yer verildi. Bu konuların her biri halkın bütün kesimlerini etkiliyor. Yüksek öğretim aşamasında eğitimini sürdüren biz üniversiteliler için ne anlama geldiğini ise bu sayfada tartışacağız.
BÜTÇEDE ASLAN PAYI YİNE EĞİTİMDE DEĞİL
Erdoğan’ın "Aslan payını eğitime ayırıyoruz" sözü ve o zamanki yardımcısı Fuat Oktay’ın da onu destekler nitelikte olan "Merkezi yönetim bütçesinden en büyük payı eğitime ayırıyoruz" sözleri bizzat aldığımız eğitimin kalitesi tarafından çürütülürken veriler de aynı şeyleri söylüyor. 2016 yılından bu yana Gayri Safi Yurtiçi Hasıla* ve Merkezi Yönetim Bütçesi** içerisindeki payı düşüşte olan eğitim bütçesinin 2016’da GSYH içerisindeki payı yüzde 4,21 iken 2023 ise yılında bu oran yüzde 3,48. Merkezi Yönetim Bütçesi’ndeki payı ise 2016’da yüzde 19,24 oranında iken 2023’te yüzde 14,53’e geriledi. 2023 yılındaki toplam eğitim bütçesi 649 milyar 800 milyon TL iken bunun yalnızca yüzde 20,72’sini YÖK ve üniversitelere ayrıldı.
Yeni açıklanan Orta Vadeli Plan’da ise aslan payı 2023’te de olduğu gibi yine Hazine ve Maliye Bakanlığında. 4 trilyon 227 milyar lira ile Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri Gelirlerinin %41’ini teşkil ediyor.
SERMAYEYE DEĞİL EĞİTİME BÜTÇE
Eğitime ayrılan bütçenin nerelere harcanacağı ise üniversitenin asıl işlevi olan bilim üretiminin gerekliliklerinden ziyade sermayenin, piyasaların ihtiyaçlarına göre şekilleniyor. Örneğin ODTÜ’de bilim üretiminin bir parçası olan öğrenci laboratuvarlarının ihtiyaçları karşılanmazken sermayenin ihtiyaçlarının karşılanması için inşa edilen kariyer fuarlarına çokça harcama yapılıyor. Eğitime verilmeyen bütçe sermayeye seferber edilirken eğitime verilen bütçe de yine sermaye için seferber ediliyor. Sermayenin ihtiyaçlarının tümüyle giderilmesi için ise her türlü imkanın seferber edileceği açıkça ifade ediliyor. Ki zaten ODTÜ’nün 2023 bütçesinin yalnızca %0.07’sinin Araştırma, Geliştirme ve Yenilik’e harcanmış olması da üniversitelerin bilim üretimi işlevinin gittikçe silinip sermaye için birer kuluçka merkezine dönüştürüldüğünü gösteriyor.
AZALAN HARCAMALAR ZAYIFLAYAN EĞİTİM İMKANLARI
Başka neye harcanıyor ki bu bütçe deyişinizi duyar gibiyim. Gelin bir de personel giderlerine bakalım. Eğitime ayrılan bütçe, büyük oranda üniversitelerin personel giderlerine ayrılıyor. 2023 bütçesinde YÖK, 129 üniversite için toplam 134,6 milyar TL ayırmıştı. Bu bütçenin 86,2 milyar TL’sinin personel giderleri için harcanması öngörülüyordu. Her sene azalan ve gün geçtikçe enflasyon karşısında eriyen eğitim bütçesi, personel giderlerinden de kısılmasını gerektiriyor. Bu durum üniversitelerde personel sayısının azaltılması anlamına da geliyor. Yeni Orta Vadeli Plan’da buna “Yükseköğretim kontenjanları kamu ve özel sektörün orta vadede ihtiyaç duyduğu işgücü miktarı ve nitelikleriyle uyumlu hale getirilecektir” sözleriyle yer veriliyor. Personeller için düşük maaşlarla, işten çıkarmalarla sonuçlanacak bu süreç, öğrenciler içinse üniversitelerin karşılaması gereken barınma, beslenme gibi ihtiyaçlara ulaşamamakla sonuçlanacak. Örneğin ODTÜ’de geçtiğimiz dönemlerde personel sayısı eksikliği nedeniyle kütüphanenin çalışma saatleri sınırlandırılmış, öğrencilerin mücadelesi sonucunda saatler eski haline getirilmişti. ODTÜ yurtlarında temizlik sıklığı, geçtiğimiz dönemlerde yine personel eksikliği nedeniyle azaltıldı. Yemekhanede ise öğün eksikliği, yemek çeşitliliğinde azalma, hijyen problemleri, yemekhane önünde oluşan uzun öğrenci kuyrukları gibi sorunların hepsinin kaynağı personel eksikliği olarak ifade ediliyordu. ODTÜ Rektörlüğü’nün bu alanlardaki eksiklikleri giderecek nitelikteki personelleri işe alması yerine ‘güvenliği’ sağlamak üzere yeni güvenlik görevlisi alması ise tepki çekmeye devam ediyor.
Bunların yanı sıra OVP ile ortaya konan iktisadi politikalar yalnızca eğitimin toplam bütçesini değil üniversite kampüsleri içerisindeki işletmelerin ürünlerinin fiyatını da etkiliyor. Üniversite yönetimine kira vererek işletilen bölüm ve yurt kantinlerinin kiraları üniversite yönetimleri tarafından artırılıyor. Enflasyon nedeniyle giderleri de artan işletmeler, her yeni dönemi zamlarla açarken, öğrencilerin payına düşen yemekhanenin kötü koşullarından kaçıp kantinlerin zamlı fiyatlarına tutulmak oluyor.
OVP İLE YAŞAMIMIZA AYRILAN BÜTÇE KISILIYOR
Yalnızca eğitime ayrılan bütçe de değil OVP ile yaşamımıza ayrılan bütçenin daha da kısılacağının sinyalleri veriliyor. Belirlenen hedef enflasyonla, büyümeyle istikrarlı bir tabloyu inşa etmeye çalışan iktidar, enflasyonu doğuran gizli servet transferinin artık apaçık bir biçimde yapılacağını dile getiriyor.
Bizler için insanca bir yaşamı değil sürdürülebilir ve kapsayıcı bir ekonomik büyümeyi hedef alan, serbest piyasa ve rekabet ortamında verimliliği arttırmayı amaçlayan bir yaklaşımı benimseyeceğini söyleyen iktidar, tüm bu hedefler için bizlere enflasyonu ve yoksulluğu göze almamız gerektiğinin işaretini veriyor. Biz bunun tüm üniversite öğrencileri için ne anlama geldiğini biliyoruz. Zam gelse dahi enflasyon karşısında hızla eriyen burslar, eğitime devam edebilmek için çalışmak zorunda kaldığımız işler, beklediğimiz uzun yemekhane sıraları, atlamak zorunda kaldığımız öğünler, otobüse para vermemek için yürünen yollar… Üniversite eğitimini servetin oluşumu için bir araç olarak kullanan kapitalist sistemin temsilcisi tek adam iktidarı, OVP ile de gözünü eğitimimize, yaşamlarımıza dikiyor.
*Bir ülkenin belirli bir dönem (üç ay ya da bir yıl) içinde yaptığı üretimin piyasa fiyatları cinsinden toplam değeri. Genellikle bir yıl olarak hesaplanır. Metindeki hesaplama da bir yıllık GSYH üzerinden yapılmıştır.
**Kamu idarelerine (TBMM, EGM, Bakanlıklar vs.), özel bütçeli idarelere (YÖK, TSE, TÜBİTAK vs.) ve düzenleyici ve denetleyici kurumlara (RTÜK, BDDK vs.) verilen bütçelerin toplamı.
Evrensel'i Takip Et