28 Eylül 2023 05:41

MESEM’li olmanın dayanılmaz ağırlığı

Sigortalı işçilerle aynı ortam aynı işleri yaparak hakkımızdan çok daha azını alıyoruz. “Siz daha çıraksınız, iş öğretiyoruz üzerine para veriyoruz, fazlasını ne yapacaksınız?”

Arşiv | Fotoğraf: DHA

Paylaş

OSTİM’den genç bir işçi

Ankara

 

Merhabalar. Bu yazıda size çıraklığın ve MESEM’in ne olduğuna dair bir özet geçmek istiyorum. Ben 15 yaşında OSTİM’de metal fabrikasında çalışan bir çırağım. Toplam 2 yıllık bir çalışma hayatım var. İş ve okul aynı anda mümkün olduğu, çalışarak elime para geçtiği için MESEM’i tercih ettim. Makine bölümündeyim. CNC, bilgisayarlı makine imalatı olarak da geçiyor.

DOĞRU DÜZGÜN EĞİTİM YOK

Eğitimin bizim gibiler için sadece adı var. Zenginin çocuğu okuyor, garibanınki çalışıp ona mal yetiştiriyor. Ben daha önce başka bir MESEM’deydim. Sınıflarda doğru düzgün ders işlenmiyor. Sınav günü hoca tahtaya cevapları yazıyordu. Biz de kağıda geçiyorduk böylece dersleri başarıyla vermiş oluyorduk. Sınavları geçecek kadar bile bir şey öğrenemiyoruz. Okul da bir an önce bizden kurtulmak istiyor. Aslında okul eğitim almamız için değil patronlar için var. Az buçuk temel bilgileri ve mesleki eğitimi alıyoruz. Ama devlet bizi çalıştıran yere teşvik olarak para veriyor. Bizim üzerimizden para aktarılıyor yani.

“SEN DAHA ÇIRAKSIN!”

İş koşullarından devam edelim. Kendi bölümüm makine fakat makineden çıkan parçaların tesfiyesini öğrenmeden makine tezgahının başına geçemiyorum. Tesviye dediğim parçalardaki çapakların ele batmasını engellemek, parçaların yerine tam uyum sağlaması ve görünüşü için çeşitli aletlerle yapılan düzeltme işlemi. Ben bu işi öğrendim ama tesviyeye devam ediyorum. Torpille girenler direkt tezgah başına geçiyorlar. Bu da biz emekçi çocukların önünde başka bir engel. Tüm bunlara ek olarak iş tanımımın dışında çalışmaya zorlanıyorum. Bir kere kahvaltıdan sonra elimdeki kalem dediğimiz alet bozulmuştu. Ustabaşına söyleyince sinirlenip beni tuvalet temizlemeye gönderdi. Bizim işimiz bu değil dediğimizde ‘Çıraksınız sizden başka kim yapcak?​’ cevabını duyuyoruz.

Bir de maaş konusu var. Sigortalı işçilerle aynı ortam aynı işleri yaparak hakkımızdan çok daha azını alıyoruz. Hatta bazen biz daha çok çalışıyoruz. Ben şu an 5800 TL alıyorum. Mesailerle 6500 TL oluyor. Benim harcadığım en çok 1500 TL. Kalanı aileme veriyorum. Başka iş yerlerinde çalışan çırak arkadaşlarımın kimisi daha az kimisi daha çok maaş alıyor. Bu konuda bir düzenleme ya da denetim yok. İş öğretme bahanesiyle “Siz daha çıraksınız, iş öğretiyoruz üzerine para veriyoruz, fazlasını ne yapacaksınız?​” diyerek bize çıkışıyorlar. Birçok çırak hayatından memnun gibi davranıyor. Hem çalışıyor, cebine para giriyor hem de okuyor. Mezun olunca ustalık belgesi alıyor. Bu işyeri açabilmeyi de sağlıyor. Bunlar çok büyük avantajlar gibi gösteriliyor. Evde ailem ve akrabalarım, okulda hocalar, iş yerinde ustalar ve patronlar herkes sürekli bunları tekrarlıyor. Ben de yakın zamana kadar böyle düşünüyordum. Şimdi gerçeklerin daha çok farkındayım. Bu bir anda olmadı. Bu dergiyi bana ulaştıran arkadaşlarla tanıştım. Sonrasında araştırıp öğrenerek çevremdeki çırak arkadaşlarıma da bahsedere durumumuzu daha iyi anlamaya, anlatmaya çalışıyorum. Umarım bu yazı da size bir şeyler katmıştır.

ÖNCEKİ HABER

Kar topu misali̇ barınma hikayesi

SONRAKİ HABER

Daha okul başlamadan mağduriyet başladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa