Kuir Araştırmaları Topluluğu neden kapatıldı? Biz ne yapmalıyız?
Kuir Araştırmaları Topluluğu’nun kapatılması da önümüzdeki günlerde bize neler olabileceğiyle alakalı ipuçları veriyor.
Fotoğraf: Isi Parente/Unsplash
Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü öğrencisi
Hacettepe Üniversitesi
2013’ten beri faaliyet gösteren Hacettepe Kuir Araştırmaları Topluluğu hukuksuzca kapatıldı. Topluluğa tebliğ edilen belgede son bir yıldır inaktif olması gerekçe gösterildi. Topluluk yönetim kurulu, yıllardır etkinlik almadığı halde hala resmi statüye sahip toplulukların olduğunu söylüyor. Yıllardır uygulanmayan karar, Kuir Araştırmaları Topluluğu’nu kapatmak için işletiliyor. Üniversitemizde cinsel şiddetin faillerinin elle tutulur bir ceza almaması yetmiyormuş gibi Kuir Araştırmaları Topluluğu’nun kapatılması da önümüzdeki günlerde bize neler olabileceğiyle alakalı ipuçları veriyor. Geçtiğimiz günlerde de aynı şekilde üniversitelerdeki kadın çalışmaları topluluklarını kapatma girişimleri veya içeriğinin denetlenmesi yönünde kararnameler çıkarılması bize tüm bunların öğrencilerin bir araya gelebilecekleri alanları kısıtlamak amacı taşıdığını gösteriyor. Bugün hala trans cinayetleri failleri ceza almazken hatta tutuksuz yargılanırken tüm bu eşitsizliklere karşı dayanışmamız ve mücadelemizin önemi kendini gösteriyor.
ARTAN BASKILARA KARŞI BİREYSEL MÜCADELE YETMEZ!
Seçimlerde birincil hedef olarak gösterilen LGBTİ’ler ve örgütlenmeleri ve devamında “Büyük aile buluşması” gibi mitinglerle nefret ortamı körüklenmeye devam edildi. Yaşamın her alanında cinsiyet kimliği ve cinsel yöneliminden dolayı ötekileştirilen ve terörize edilen LGBTİ’ler için devlet eliyle şiddete zemini hazırlanıyor. Üniversitelerin kadın ve LGBTİ’ler için güvenli olması talebi karşısında tüm bu kararlar bizleri yıldırmayacak ve tek tek hakkımız olan güvenli kampüs ve akademide eşitliği kazanacağız. AKP iktidarı boyunca LGBTİ hareketi her ne kadar geriletilse de bugün hala var olan kazanımlarımız, dayanışmamız ve örgütlülüğümüz sayesinde. Önümüzdeki günlerde artan baskılara karşı bireysel mücadelenin yeterli olmayacağını anlamamız ve üniversitelerimizde örgütlü mücadelemizi büyütmemiz gerekli.