Liselerimizde derdimize deva mücadele
Biz “Kitapları çarşıdan fotokopi mi çeksek yoksa ikinci el bulabilir miyiz acaba?” diye düşünürken onlar nasıl daha fazla kâr elde edeceklerinin derdindeler.
Kaynak: Freepik
Nehir AKDAĞ
Sınava hazırlık öğrencisi
Çankaya/Ankara
Okulların açılmasının üzerinden iki hafta geçti. Kimimiz kapısından ilk kez girdiği lisesine alışmaya çalışıyor, kimimizse son sınıf telaşında. Peki, nasıl geçti bu iki hafta? Liseye yeni başlayan gençler için çok heyecanlı geçmemiş olsa gerek. Çünkü belki çok çalışarak ancak girebildiği lisesinde bir öğün ücretsiz yemeğe bile ulaşamadığı, forma fiyatlarının binleri bulduğu, laik eğitimin l’sinden bile bahsedemediğimiz bir süreç söz konusuyken heyecan duymak biraz geri planda kalıyor sanırım.
Son sınıf gençler için de bunları söyleyebiliriz. Aynı zamanda ekleyeceklerimiz de var. Bazılarımız on binlere zar zor dershaneye gidiyor, bazılarımızsa okulda hazırlanıyor. Fakat sorunlarımız ortak bir paydada buluşuyor. Ulaşım, beslenme, kaynak kitap... Bu daha da uzayabilecek olan kalabalık liste bizler için ulaşılamaz hâle gelmeye başladı. Eğitim alacağımız yere, okullarımıza, dershanelerimize ulaşırken bile para hesabı yapıyoruz. Bir gencin okuluna gidiş geliş ücreti günlük en az 20 TL. Üstelik mezun öğrenciler için bu miktar daha da artıyor çünkü 30 Eylül’den sonraki süreçte mezun öğrencileri, öğrenci indirimden yararlanamadığı için abonman da yapamayacağı bir süreç bekliyor. Halbuki öğrenci indirimi mezun gençler için de sağlanabilir, belki de belli bir yaş aralığına indirimli kart tanımlanması olabilir. Biz mezun öğrencilerin de talebi, öğrenci indirimi hakkımızın sağlanması.
BİZİM GERÇEKLİĞİMİZ YÖNETİMLERLE BİR DEĞİL
Bir şekilde ulaşımımızı sağladık, beslenmeyi de hallettik diyelim. Simit ayranla geçirdik bir günümüzü. Hâlihazırda bin liralar verdiğimiz dershanede veya okulumuzda bir de kaynak kitap ihtiyacı çıkıyor önümüze. Dershane fiyatları böylesine pahalıyken bir de üstüne kitaplarımız için yaptığımız harcamalar ekleniyor. Hepi topu on tane kitaba on bin lira verince şüphe duymamak elde değil. Tek adam iktidarının ve MEB’inse eğitim için izlediği politikalar hiçbirimizin gerçekliğiyle çarpışmıyor. Din eğitimine milyonlar harcarken öğrencilere sınava hazırlık süreçlerinde, dersleri için ihtiyaçları olan kaynak kitapları nedense sağlayamıyor. Biz “Çarşıdan fotokopi mi çeksek yoksa ikinci el bulabilir miyiz acaba?” diye düşünürken onlar nasıl daha fazla kâr elde edeceklerinin, dinci-gerici programlarını müfredatta gittikçe derine yerleştirmenin derdindeler.
Bizse madem sorunlarımız ortak, çözümlerimiz de ortak olsun diyoruz. Nitelikli eğitim hakkımızı kâr hırsına teslim etmeyelim, bulunduğumuz her kademe de parasız, bilimsel, laik ve demokratik eğitim mücadelemizi büyütelim!