01 Ekim 2023 03:57

Film Dayanışması Platformundan Özgürcan Uzunyaşa: Öncelikli ihtiyaç örgütlü çalışmalar yapmak

Sinemacıların film yapım süreçlerinde neler yaşadıklarını, sorunlarını ve taleplerini Film Dayanışması Platformundan Yönetmen Özgürcan Uzunyaşa ile konuştuk.

Görsel: Pixabay

Paylaş

Şeyma AKCAN
İstanbul

Sanatçılar; yasaklar, kısıtlı imkanlar, sansür ve baskı koşullarında bağımsız sanat üretmek ve kendilerini özgür bir şekilde ifade edebilmenin yollarını bir araya gelmekte buluyor. Film Dayanışması Platformu da özellikle kısa ve belgesel film yapan veya yapmak isteyen sinemacıların yaşadıkları sorunlara birlikte çözüm üretmek ve dayanışmak için bir araya gelmiş topluluklardan biri.

Sinemacıların film yapım süreçlerinde neler yaşadıklarını, sorunlarını ve taleplerini Film Dayanışması Platformundan Yönetmen Özgürcan Uzunyaşa ile konuştuk. Sinemacıların yaşadıkları sorunların çözümü için kalıcı yapıların oluşturulması gerektiğinden bahseden Uzunyaşa, “Öncelikli ihtiyaç örgütlü, planlı ve düzenli çalışmalar yapmaktır” dedi.

"TEMEL SORUN KAYNAKLARA ULAŞAMAMAK"

Sinemacıların bugün açısından çalışma koşulları ve film yapım süreçlerinde öne çıkan sorunları nelerdir?

Film Dayanışması Platformu olarak bağımsız yöntemlerle film yapan kısa film, belgesel ve arthouse yönetmen-yapımcılarından oluşan bir platformuz. Dolayısıyla bu soruya bu alandaki sorunlardan bahsederek cevap verebiliriz. Gittikçe artan yaşam maliyetleri, üretim maliyetlerini de aynı oranda arttırıyor. Maliyet artışlarının yanına, pandemi etkisiyle sinema sektöründeki gerileme de ekleniyor. Evet, gişe ve satış rakamlarına bakıldığında bu gerileme dramatik görünmese de buradaki yanılgı, ana akım “blockbuster”ların izlenme sayılarındaki artışın, diğer filmlere kıyasla daha fazla olmasından kaynaklanıyor.

Orta-düşük bütçe skalasında üretilen yapımların gelir alanlarının da daralması ile birlikte, bu ölçekte filmlerin yapımında alternatif yöntemler aranmaya başlıyor. Üretim araçlarına erişimin artışı da tüm bunların yanında rekabetin artmasına sebep oluyor. Bunun doğal sonucu olarak, kamu kurumları, festivaller ve özel-yerel destekler, bağımsız film yapımında başat unsur haline gelmiş durumda. Bugün film yapımcılarının temel problemi, bu kaynaklara ulaşmadaki zorluk.

Türkiye’de, devlet desteğinin film yapımının temel şartı haline gelmesi, farklı destek ve proje geliştirme platformlarının filizlenememesi, yeni modellerin tartışılıp üretilememesi, filmleri yüksek rekabet-düşük başarı oranına sıkıştırıyor. Dolayısıyla, yönetmen ve yapımcılar filmlerine para bulamıyor, filmi yapamıyor. Filmi yapabilenler ise, düşük standartlar, zor çalışma koşulları ve uluslararası rakipleri ile yarışması zor yapım yöntemleri kullanmak zorunda kalıyor.

"ÜRETİM TEK BİR YOLA SIKIŞMIŞ"

Paylaştığınız metinde “alternatif bir sinema anlayışı”ndan bahsediliyor. Burayı biraz açabilir misiniz?

Bu ifade, aslında bir sinema biçimini değil, bir pratik yöntemini anlatıyor. Ana akımın ya da büyük bütçeli platform sinemasının yapım yöntemi, koşulları, standartları ve biçimi bellidir. Bu yöntemler onlarca yıldır uygulanan o sistem içerisinde bir mantığa oturan, kendi döngüsünü yaratan yöntemlerdir. Fakat bu döngü içerisinde yer almayan bir sinemaya uyarlanması mümkün değildir.

Dolayısıyla, sinemanın mutfağını ve fikri temelini yaratacak olan, bugün sanat sineması diye tanımlanan alanda -ki bu alanın en önemli bileşenleri kısa film ve belgesel üretimidir- üretim tek bir yola sıkışmıştır. Kamu fonundan desteğini al, var olan bir iki platformda projeni görücüye çıkar, filmini yap ve var olan birkaç festivalde görücüye çık. Bunun ötesinde yeni bir model hayal etmek bile artık çok zor bir hale geldi. Alternatif bir sinema anlayışı derken, bu belirli yolların içerisinde belirli biçimlere, estetiklere ve anlatılara sahip filmlerin ötesine geçebilmekten bahsediyoruz.

Sinemacıların neye ihtiyacı var, bu bahsettiğiniz sorunlara ilişkin neler yapılabilir?    

Birçok platform ve kurum, bu sorunların farkında. Politik ve kültürel kutuptan bağımsız olarak, üretilmeye çalışılan çözüm yöntemleri için kurumsal düşünce yapısı yeterli olmuyor. Üretilmeye çalışılan çözümler, sinemacılar için yeterli değil, sonuç odaklı değil.

Temelde, destek veren platformların değişen ekonomik koşullara uyum sağlamasının yanı sıra, bu platform sayısının çoğalması gerekiyor. Her zaman doğrudan nakdi destek değil, ayni destek ve bilgi paylaşımı da önemli bir ihtiyaç. Her şeyden önce bu ihtiyaçların doğru tespiti gerekiyor. Ardından bu ihtiyaçlara yönelik kalıcı ve yapıcı çözüm önerilerinin üretilmesi gerek. Su ihtiyacını karşılamak için, araçlarla su taşımak değil, bir su kuyusu açmak gibi.

Bu ihtiyaçları tespit edebilecek yegane topluluk ise, film yapan insanlar. Dolayısıyla, öncelikli ihtiyaç örgütlü, planlı ve düzenli çalışmalar yapmaktır.

"BİRLİKTE MÜCADELEYİ KABUL EDENLERLE ÇALIŞACAĞIZ"

Film Dayanışma Platformunun nasıl bir işlevi olacak? Planlarınızdan bahsedebilir misiniz?

FDP olarak öncelikli amacımız, bağımsız film üretiminin içerisinde bilfiil aktif olan bileşenleri bir araya getirerek sorunlara dair tespitleri ortaya koyup çözüm önerileri geliştirmek. Doğrudan diyalog ve çözüm odaklı çalışacağız. Maddi yetersizliklerimiz var, o zaman film yapımına aktarılan kaynağı artırmak için yeni destek modelleri geliştireceğiz. Bir kişinin film yapabilmesinin film yapılabildiği anlamına gelmediğini bilerek hareket edeceğiz.

İlerleyen süreçte film yapımı, proje geliştirme, dağıtım ve gösterim alanları ile ilgili bilgi eksiklerini gidermek, yeni yöntemleri tartışmak için geniş katılımlı çağrılar düzenleyecek, forumlar, paneller oluşturacak, proje geliştirme platformlarını destekleyecek / yenilerini oluşturacağız. Festivaller, özel ve kamu kurumlarının var olan şartname ve modellerini geliştirmek için diyaloglar kuracağız. Yenilerinin kurulması için fikir ve model önerileri sunacak, aktif rol alarak yeni platformlara önayak olacağız.

Tüm bunları yapmak için, sinemanın bireysel bir sanat üretim alanı olmadığının farkında olan, birlikte mücadeleyi kabul eden, aktif üretimde yer alan sinemacılarla birlikte çalışacağız.

"FİLMLERİN KİMLİKLERİ OLUŞAMIYOR"

Yayımladığınız metinde ilk aşamada yalnızca kısa film ve belgesel üreticilerinin bu platformda bulunacağından bahsetmişsiniz. Neden?

Her ne kadar platformumuza katılan, tartışmalara destek veren, fikir ve öneriler sunan yönetmen ve yapımcıların büyük kısmı uzun metraj kurmaca projelerini çekmek için yola çıkmış, birçoğu zaten yapmış olsalar bile hepimizin farkında olduğu bir gerçeği göz ardı edemeyiz. Uzun metraj kurmaca filmin nasıl yapılacağına dair yol, kısa ve belgesele göre çok daha açık ve net. Aynı zamanda kısa ve belgeselden çok da farklı. Türkiye’de ürettiğiniz bir proje ile dünyadaki birçok ortak yapım marketine katılabilir, uluslararası fonlar ve kamu kurumlarından destek alabilir, projenin geri dönüş potansiyeline göre yatırımcılar bulabilirsiniz.

Buna karşın kısa film ve belgeselde toplam fon sayısı bir elin parmaklarını geçmezken, uluslararası ortak yapım imkanlarına ulaşmak da neredeyse imkansız. Böyle platformların sayısı daha az, verilen desteğin miktarı bütçeye oranla daha az, filmlerden beklenti de bu oranda azalıyor. Dolayısıyla, filmlerin kimlikleri de oluşamıyor. Regüle edilmesi, kimlik kazandırılması ve güçlendirilmesi gereken alanların başında, bu sebeple kısa film ve belgesel alanı geliyor.

Aynı zamanda hem ülkemizde hem de dünyada birçok meslek birliği, platform ve dernek uzun metraj projeler için benzer çalışmaları yıllardır yürütmekteler. Türkiye’de SEYAP, SETEM, Filmkoop, Film-Yön bu sorunlarla ilgili uzun metraj özelinde görüşmeler, çalışmalar yapıyor. Fakat kısa film ve belgesel için böyle bir kuruma ihtiyaç oldukça fazlaydı.

Nasıl bir çağrınız var?

Film Dayanışması Platformu, bahsi geçen alanlarda, sorunları tespit eden, çözüm için fikirleri olan veya dayanışmak isteyen herkese açıktır. Eğer film üreten, sinema dünyasını takip eden bir sinemaseverseniz bize katılabilir, çözüm önerileri sunabilir, çeşitli alanlarda kurduğumuz ve modeller üretme amacı taşıyan komisyonlara katılabilir ve çalışmalar yapabilirsiniz. Herhangi bir üyelik uygulaması gerekmemektedir. Haberleşme ağına katılmak için gerekli katılım formu sosyal medya profillerimizdeki linkte bulunmaktadır.

 


FİLM DAYANIŞMASI PLATFORMUNUN ÇAĞRI METNİ

Sinema üreten ve takip eden kamuoyuna; Tarihteki ilk film izleme deneyiminde insanların, gara giren treni gördüklerinde heyecan ve korkuyla kaçıştıkları söylenir. Bugünlerde sinemanın hâlâ büyülü olup olmadığı tartışılıyor.  Bizler Türkiye’de sinema filmleri üreten sinemacılar olarak sinemanın ve hikaye anlatmanın gücüne hâlâ inanıyor ve hikayelerimizi anlatmak için her geçen gün daha da artan zorluklarla yüzleşiyoruz.

Türkiye’de kamu ve özel kurumların, festivallerin, platformların içinde bulunduğumuz koşullara uyum sağlayamayan yaklaşımları, alternatif bir sinema anlayışının nefes almaya devam edebilmesine olanak tanımıyor. Türkiye toplumunun bilhassa bu günlerde sinemanın büyüsüne her şeyden daha çok ihtiyacı olduğuna inanan ve sinema filmleri üretmeye devam etmek isteyen bizler Film Dayanışması Platformunda bir araya gelmeye karar verdik.

Film Dayanışması Platformu olarak; kısa veya uzun metraj, belgesel veya kurmaca ayrımı yapmadan sinemacıların filmlerini üretme ve izleyiciyle buluşturma konusunda yaşadığı sıkıntılara hep beraber çareler bulmayı hedefliyoruz. İlk aşamada kısa film ve belgesel üreticilerinin dertlerine odaklanmayı önemsiyoruz.

Kısa film ve belgesellerin, nitelikli üretim süreçlerine ulaşabilmesi için; filmlerin üretimine ayrılan merkezi ve yerel kamu fonlarının artırılması, halihazırda devam eden merkezi ve yerel fonların dağıtımının şeffaf, adil ve sorgulanabilir bir biçimde, günümüz koşullarına uygun olarak yeniden yapılandırılması, festivallerin ve streaming platformlarının anlaşma şartlarının geliştirilmesi için çalışmalar yürütmek gerektiğini düşünmekteyiz.

Film Dayanışması Platformu olarak yukarıda saydığımız hususlar doğrultusunda ilerleyen günlerde çeşitli çalışmalar yapacak, temaslar kuracak ve yeni dayanışma ağları oluşturulmasının takipçisi olacağız. Bu doğrultuda, kısa film, belgesel ve bağımsız sinema alanında üretim yapan tüm meslektaşlarımızı dayanışmaya çağırıyoruz.

Film Dayanışması Platformu olarak ırkçı, ayrımcı, eril, homofobik, sansürcü anlayışların karşısında olduğumuzu özellikle belirterek; sinema üretenler için çoğulcu, kapsayıcı ve özgür bir alanın inşasında elimizden geleni yapacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.

ÖNCEKİ HABER

Ekmek ve Gül’den çağrı: Bütçe ayrılsın, çocukların sağlıklı beslenme hakkı sağlansın

SONRAKİ HABER

Bir halkın belleği: İklim Kahverengi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa