"Sağlıkta şiddete karşı meclisi göreve çağırıyoruz"

Kübra KIRIMLI
Ankara

Türkiye’de sağlıkta şiddet artarak devam ediyor. Neoliberal politikaların bir sonucu olarak bugün de uygulanmakta olan performans sistemi başta sağlık çalışanları arasındaki, ardından da hekim ile hasta arasındaki ilişkiyi şiddete taşıyor. Hastaneleri birer ticarethane, hastaları ise birer müşteri olarak gören sistemin bugüne yansıması ise neredeyse her gün artan şiddet olayları oldu. Sağlıkta şiddete ilişkin gazetemize konuşan hekim ve hemşire ise, şiddetin her gün arttığını ve bu şartlar altında hiçbir sağlık çalışanının kalmak istemeyeceğini söyledi. Güvenlik kaygıları nedeniyle hekim ve hemşirenin ismini haberimizde geçiremiyoruz.

‘HAK EDİYOR’ SÖZLERİ CEZALANDIRILMALI

Hâlâ güncel verilere göre; sağlıkta şiddetin en sık yaşandığı alanların başında aciller ve poliklinikler geliyor. Kadınlar ve acil sağlık çalışanları ise en sık şiddet yaşayan grupları oluşturuyor. Tıp fakültesini bitireli henüz 3 ay olmuş, genç bir hekim her gün yaşanan şiddete dair duygularını şöyle tarifledi. “Açıkçası ‘Sağlıkçılar hak ediyor’ sözlerinin bir hukuksal cezalandırılması olmadığı müddetçe bu ülkede çalışmak istemiyorum. Bugün birçok uzman hekimin ülkeyi terk ettiğini görüyoruz. Hiç kimse bunca iş yükü altında üstüne bir de bu sözlere maruz kalarak çalışmak istemez. Ben de bu koşullarda çalışmak istemiyorum.”

‘SANKİ DR. EKREM KARAKAYA HİÇ ÖLDÜRÜLMEDİ’

17 Nisan 2012 tarihinde Gaziantep’te bir hasta yakını tarafından öldürülen Dr. Ersin Arslan’ın ölümü ardından TBMM tarafından “Sağlık Çalışanlarına Yönelik Artan Şiddet Olaylarının Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Meclis Araştırması Komisyonu” kuruldu. 6 Temmuz 2022 tarihinde ise Konya Şehir Hastanesinde görevi başında hizmet veren Dr. Ekrem Karakaya yine bir hasta yakını tarafından katledildi. Dr. Ekrem Karakaya’nın katledildiği Konya Şehir Hastanesinde bir yılın ardından nelerin değişip değişmediğini sorduğumuz bir hemşire şunları söyledi. “Dr. Ekrem Karaya’nın ölümü ardından herhangi bir önlem alınmadı. AVM’lere girişte kullanılan o basit x-ray cihazlarını dahi hastanemize yerleştirmediler. Yöneticiler soruşturma dahi geçirmediler. Sanki burada Dr. Ekrem Karakaya başından vurularak öldürülmedi!”

‘ÇAĞRILARIMIZA KULAK VERİLMİYOR’

1 Ekim’de açılacak Meclise çağrı yapan TTB MK Üyesi Dr. Alican Bahadır, “Bu piyasacı sağlık sisteminin hem toplum sağlığını öncelemediğini hem de çalışanlarının hayatlarını feda edebilecek şekilde kurgulandığını söyleyebiliriz. Kışkırtılmış bir sağlık talebi var ve bu da daha fazla muayene, tetkik ve ilaç demek. Sağlık alanındaki kâr havuzunun artışı amaçlanıyor. Nasıl bir fabrikada vahşi koşullarda çalıştırılan işçilerin hayatları tehlikeye atılıyorsa, bizim de hekimler olarak bugün hayatlarımız tehlikede” dedi.

‘ÖNCE TOPLUMSAL ŞİDDET ÇÖZÜLMELİ’

“TTB olarak sağlıkta dönüşümün ardından yaşanacak tehlikelere dikkat çekerek bunun hem çalışma koşullarımızı dayanılmaz hale getireceğini hem de sağlıkta şiddeti artıracağını söylemiştik” diye devam eden Dr. Bahadır, “2007’den itibaren TTB olarak kurduğumuz Şiddet Çalışma Grubu ile şiddeti önlemeye dayalı çalışmalar yürütüyoruz. Bunun bir yönü de yasal düzenlemelerin ve altyapının oluşturulması. TTB olarak biz Dr. Ersin Arslan öldürülmeden önce hem Meclise hem de bakanlığa çağrı yapmıştık. Ancak çağrılarımıza kulak verilmediği için bir şekilde şiddet çığırından çıktı. Şiddet artarak devam ediyor. Her gün sadece Beyaz Kod verilerine dayalı 100’den fazla sözel ve fiziksel şiddet yaşanıyor. En son Van’da yaşanan bir şiddet olayı var. Bir meslektaşımızın omuzu kırıldı. Ölümlere neden olacak şiddete maruz kalıyoruz” dedi. Tüm bunlara rağmen sağlıkta şiddeti önleyecek tedbirler alınmadığına değinen Dr. Bahadır, “Biz en son Meclis olağanüstü toplanmaya çağrılınca yasa teklifimizin görüşülmesini iletmiştik. Ancak görüşülmedi. 1 Ekim’de Meclis bir kez daha açılıyor. Bir kez daha Meclisi göreve çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.