Hekimler Dr. Fikret Hacıosman’ı andı: "Şiddet olmasaydı Dr. Fikret yaşayacaktı"
Hekimler, TTB'nin öncülüğünde yurdun dört bir yanında, şiddet sonucu yaşamını yitiren Dr. Fikret Hacıosman’ı andı, sağlıkta şiddete karşı gerekli adımların atılması talebini yineledi.
Fotoğraf: Evrensel
Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve yurdun dört bir yanından tabip odaları 2 Ekim 2018’de yaşamını yitiren Dr. Fikret Hacıosman’ı anmak ve sağlıkta şiddete dair basın açıklamaları gerçekleştirdi. TTB Genel Merkezinde Ankara Tabip Odasının da katılımıyla (ATO) düzenlenen açıklamayı okuyan ATO Genel Sekreteri Dr. Mine Coşkun Sağlık Bakanı’na seslenerek; “Artık canımıza da kasteden bu sorunlarımıza karşı halen sadece tweet atmakla mı yetineceksiniz? Hekimlerin, sağlık emekçilerinin yaşadıkları sorunlar için tek yapabileceğiniz bu mu?” dedi.
Açıklamaya Genel Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Derya Uğur ile TTB Tıp Öğrencileri Kolu da destek verdi. Açıklamayı okuyan ATO Genel Sekreteri Dr. Mine Coşkun, “2 Ekim 2018’de Dr. Fikret Hacıosman’ı, görev yaptığı hastanede silahlı saldırı sonucunda yitirmiştik. Kendisini ve sağlıkta şiddet nedeniyle kaybettiğimiz tüm hekimleri/sağlık emekçilerini saygıyla anıyoruz. Sağlıkta şiddet son bulana kadar mücadele edeceğimize yeniden söz veriyoruz” dedi.
SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM POLİTİKALARI ŞİDDETİ TIRMANDIRDI
TTB ve tabip odaları olarak; 2003’ten beri ülkede Sağlıkta Dönüşüm Programı ile had safhaya ulaşan piyasacı; halk sağlığını ve hekimleri/sağlık emekçilerini yok sayan, değersizleştiren sağlık politikalarının şiddeti daha çok artıracağını söylediklerini ifade eden Dr. Mine Coşkun; “sağlıkta şiddet nedeniyle 1988’de kaybettiğimiz Dr. Edip Uğurcan Kürklü dışındaki tüm meslektaşlarımızı ne yazık ki yaratılan tüketici sağlık politikalarının hızla bizleri de tükettiği son 20 sene içerisinde kaybettik” diye devam etti.
Dr. Fikret Hacıosman’ın ölümünün ardından da sağlıkta şiddete karşı etkili önlemler için yüzlerce kez çağrı yaptıklarını hatırlatan Coşkun, sağlık kurumlarına silahla girilmemesini de içeren yasal düzenleme önerilerinin görmezden gelindiğini belirtti. Dr. Ekrem Karakaya'nın da önerilerin gözardı edildiği süreçte katledildiğini hatırlata Coşkun, yürüttükleri mücadele sonucu Bakanlığın önerilerin sadece bir kısmını alarak yasa çıkardığını, ancak yasanın yetersiz olduğunu sonuçlarını da acıyla yaşadığımızı ifade etti.
"ÜLKEYİ YÖNETENLERİN NEFRET DİLİ DE ŞİDDETİ KÖRÜKLEDİ”
“3-5 dakikaya sığdırılmaya çalışılan muayenelerle verilemeyen sağlık hizmeti, yok sayılan sağlık hakkı, iyileşemeyen hastalıklar, bulunamayan ilaçlar, yapılamayan ameliyatlar, mesleki özerkliğe yönelik müdahaleler, hekimlerin/sağlık emekçilerinin tükenmişliği ve son zamanlarda iyice derinleşen ekonomik zorluklar, toplumun sağlığını bozdu” diye açıklamaya devam eden Dr. Coşkun, “Toplumda artarak süregelen şiddet iklimi, sağlığımızı bozan, bizi yok sayan, tüketen, değersizleştiren sağlık politikaları, hem bizi hem de halkı geçinememeye sürükleyen ekonomik buhranla birleşince; sağlığın fiziksel, zihinsel, toplumsal bütün bileşenleri de zarar görerek sağlık alanlarında şiddete de zemin oluşturdu. Aynı zamanda ülkeyi yönetenlere kadar uzanan nefret ve şiddet dili de sağlıkta şiddeti körükledi” dedi.
Açıklamada Sağlık Bakanının şiddete karşı adım atmayıp sadece tweet attığına değinen Dr. Coşkun, “Hekimlerin, sağlık emekçilerinin yaşadıkları sorunlar için tek yapabileceğiniz bu mu? Her ay sayısı katlanarak artan yüzlerce hekim bu kötü koşullar ve gelecek kaygısıyla ülkesini terk ediyor. Neredeyse hepimiz, çalışma yükümüzün yanında bu sağlık sisteminde ruhsal anlamda zorluklarla da karşılaşıyoruz. Daha geçen hafta üç meslektaşımız intihar etti. Yüzlerce sağlık emekçisi her gün şiddet görüyor. Tüm hekimler/sağlık emekçileri geçim derdi ile boğuşuyor. Günde en az 100 sözel ve fiziksel şiddetle karşılaştığımız, hekimlerin %84'ünün en az bir kere şiddete maruz kaldığı çalışma koşullarındayız” dedi.
“BİRİLERİ SESİMİZİ DUYMADIĞI GİBİ DUYULMASINI DA ENGELLİYOR”
Konuşmasında Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisinde yaşanan silahlı saldırıya da değinen Dr. Coşkun, “bir kişinin ateş etmesi sonucu, bir sağlık çalışanı kıl payı ölümden dönmüştür. Silahla hastaneye bu kadar rahat girip ateş edilmesi, Sağlık Bakanı ve diğer yetkililerin önlem alma konusunda harekete geçmeleri için yeterli değil midir? Sayın bakan, siz halen susacak mısınız? Sosyal medyadan mesaj göndermekten daha fazlasını yapacak mısınız?" diye tepki gösterdi.
“NE YAŞAMDAN NE DE MESLEĞİMİZDEN VAZGEÇİYORUZ”
Açıklamada meslektaşlarına da çağrı yapan Dr. Mine Coşkun, “Ne yaşamlarımızdan ne de mesleğimizden vazgeçiyoruz. Bu eylem sürecinde etkili sağlıkta şiddet yasası, güvenli çalışma alanları taleplerimizi yükseltelim.Yaşamı ve yaşatmayı kendine şiar edinmiş bir mesleğin mensupları olarak sağlıkta şiddete karşı her yönüyle mücadelemiz devam edecek” diye konuştu. (Ankara/EVRENSEL)
İZMİR'DE SAĞLIK MESLEK ÖRGÜTLERİ VE SENDİKALAR ŞİDDETE KARŞI BİR ARAYA GELDİ
İzmir Tabip Odası, Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası, Birlik ve Dayanışma Sendikası, Genel Sağlık-İş Sendikası, İzmir Aile Hekimleri Derneği, SES ve Tüm Radyoloji Taknisyenleri ve Teknikerleri Derneği, 2 Ekim 2018 tarihinde görev yaptığı hastanede silahlı saldırı sonucunda hayatını kaybeden Dr. Fikret Hacıosman’ı İl Sağlık Müdürlüğü önünde gerçekleştirilen basın açıklaması ile anıldı. Ortak basın açıklamasını İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak okudu.
“BİLANÇONUN SEBEBİ PİYASACI SAĞLIK SİSTEMİ”
Sağlıkta şiddet son bulana kadar mücadeleye devam edeceklerini dile getiren Kaynak, “2003’ten beri ülkemizde Sağlıkta Dönüşüm Programı ile had safhaya ulaşan piyasacı; halk sağlığını ve hekimleri/sağlık emekçilerini yok sayan, değersizleştiren sağlık politikalarının şiddeti daha çok artıracağını söyledik ve sağlıkta şiddet nedeniyle 1988’de kaybettiğimiz Dr. Edip Uğurcan Kürklü dışındaki tüm meslektaşlarımızı ne yazık ki yaratılan tüketici sağlık politikalarının hızla bizleri de tükettiği son 20 sene içerisinde kaybettik” diye konuştu.
Dr. Fikret Hacıosman’ın ölümünün ardından da sağlıkta şiddete karşı etkili önlemler için yüzlerce defa çağrı yapıldığını hatırlatan Kaynak, “Ancak çağrılarımıza kulak verilmemesi sonucunda her gün ama her gün Türkiye’nin farklı şehirlerinden akıl almaz şiddet olayları duymaya devam ettik" dedi.
“BU SİSTEMİ HEP BİRLİKTE DEĞİŞTİRELİM”
Artık kaygıyla çalışmak istemediklerini söyleyen Kaynak, “Bir kere daha yaşatmak isterken ölmek istemiyoruz. Bu nedenle başlattığımız eylem sürecinde topluma çağrımızdır; Sağlıkta yaşadığınız sorunların sorumlusu ne hekimler ne de sağlık çalışanlarıdır. Randevu bulamamanızın, 5 dakikada muayeneye mecbur bırakılmanızın, eczanelerde kalem kalem ödeme yapmanızın, hastanelere ulaşamamanızın ve diğer bütün sorunlarınızın sorumlusu bu sağlık sistemidir. Gelin bu sistemi hep birlikte değiştirelim” dedi. (İzmir/EVRENSEL)
KOCAELİ'DE HEKİMLER SAĞLIK BAKANI'NA SESLENDİ: SADECE TWEET ATMAKLA MI YETİNECEKSİNİZ?
Kocaeli Tabip Odası’nın çağrısıyla Kocaeli Şehir Hastanesi önünde toplanan sağlıkçılar şiddete karşı ses çıkardı. Şiddet nedeniyle kaybettikleri meslektaşlarını anarak söze başlayan Kocaeli Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Ayşe Engin Arısoy “Sağlıkta şiddet son bulana kadar mücadele edeceğimize yeniden söz veriyoruz” dedi.
TTB'nin ortak açıklamasını okuyan Arısoy, “Sağlık Bakanına yeniden sormak istiyoruz. Artık canımıza da kasteden bu sorunlarımıza karşı halen sadece tweet atmakla mı yetineceksiniz?" diyerek tepki gösterdi. Açıklamada hekimlerin sağlıkta şiddete karşı mücadelede kararlı olduğunun altı çizildi, yetkililerden şiddete karşı somut ve acil çözümler getirilmesi talebi tekrarlandı. (Kocaeli/EVRENSEL)