4 Ekim 2023 05:20

Duydun mu?

Güneş vurdukça yakar yüzlerini tarladaki ırgatların. Alın terleri toprağa saçılmış tohumlara can verir. Çoğumuz toprağın su ve gübre ile veriminin arttığını sanırız.

Duydun mu?

Manisa'da üzüm sermede çalışan kadın işçiler | Fotoğraf: Burak Yılmaz/Evrensel

Gebze’den bir işçi

Bu mektup geçen hafta Evrensel gazetesinde Burak Yılmaz’ın hazırladığı “Üzüm hasta, üretici ipotekli” başlıklı dosyadan esinlenilerek yazılmıştır. Tüm tarım emekçileri için söze şöyle başlamak isterim. Onlar ki kimsenin emeğini sömürmeden, alın teriyle kazandıkları ekmekle doyururlar karınlarını. Bu da onların namusudur. Böyleyse başlayalım. “Vira Bismillah.”

Güneş vurdukça yakar yüzlerini tarladaki ırgatların. Alın terleri toprağa saçılmış tohumlara can verir. Çoğumuz toprağın su ve gübre ile veriminin arttığını sanırız. Oysa toprağın bize sunduğu nimetlerin arkasında tarladaki ırgatların alın teri vardır. Emekleri vardır, kuru ekmeğin paylaşıldığı, sıcak uzun günlerde susuzluğu vardır ırgat çocuklarının ve analar tarlalarda bebelerini değil toprağı emzirirler. Bu yüzden hep ter kokar toprak.

Anadolu’nun hemen her yerinde ekilen ürünleri çapalamak, otunu ayıklamak, hasat etmek için ırgatlar dökülür tarlalara. Onları bazen Karadeniz bölgesinde bir fındığın dalında sepetle görürüz, bazen bir çay bahçesinin yamacında. Bazen Adana’nın pamuk tarlalarında, Konya’nın buğday tarlalarında, barışın simgesi zeytin ağaçlarının dalları arasında çıkarlar karşımıza. Erzurum’un çayır tarlasında demli çayı terli terli yudumlarken görürüz onları. Antep’te bir fıstık dalında asılı kalır gülüşleri. Bazen Manisa’da bir sepet üzüm olurlar, bazen eğilirler bir soğanın dibine. Bir kuyumcu ustası titizliğinde temizlerler soğanın etrafını. Bazen bir pancar tarlasında Kürtçe türkülerle pancar kesip, memleket meselelerini konuşurlar. Sıcağa kalmamak için bir cigara bile saramazlar. Tütünlerin zifiri karartır ellerini.

Bu yüzden sen, ben bilemeyiz tütün tarlalarında zifiri ellerle yenen domatesin tadını.

Güneşin altında bazen bir ağacın gölgesine sığınırlar. Okulu asan ırgat çocuklarının getirdiği sular içilir. Akşam inek yoğurduna ekmek doğranır. Heybelerden pişi çıkar, domates, soğan çıkar. Bazen bir kete kokusu sarar etrafı, bazen gelinler bulgur pilavı, cacık yaparlar sarımsaklı.

Hani güneş batınca, akşam gölgesi vurunca tarlaya gitme saati de gelmiş demektir. Ne var ne yok etraftakiler toplanır, ertesi gün kullanılacak malzemeler saklanır bir yerlere. Ve düşer yollara ırgatlar. Kimi kamyonla, kimi traktörle, kimi bir at arabasının arkasında, kimi yaya. Kimi bir ananın sırtına sarılı! Sen hiç ekin tarlaları arasında türkü söyleyen ırgat seslerini duydun mu?

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çayırhan’da çakal sofrası

Çayırhan’da çakal sofrası

AKP iktidarının özelleştirmek istediği Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesinin ‘adrese teslim’ ihalesi bugün gerçekleştirilecek. İşçiler ve kamuoyu özelleştirmeye karşı çıkarken, adrese teslim ihaleye sicili kabarık patronların katılması bekleniyor. Çayırhan’ı yutacak sofrada IC İçtaş, Cengiz, Kolin, Limak, Alagöz, Ciner, Yıldızlar SSS var. Ödenmeyen işçi ücretleri madenin satış fiyatından fazla!

317.36 milyon TL: Yunus Emre Termik Enerji Santralinin son 3 ayda ürettiği elektriğin değeri

204.9 milyon TL: Aynı dönemde 1000 işçinin ortalama ücretlerden patrona 'maliyeti'

0 TL: Şirket 2021, 2022 ve 2023 yıllarında hiç vergi ödemedi

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et