Rapsodi işçisi: Daha da yoksullaşmayı kabul etmeyelim
Hükümete geri adım attırabilmek, orta vadeli programdan vazgeçirip işçilerin taleplerini önceleyen bir program uygulanması için işçiler olarak birleşmeli ve sahaya çıkmalıyız.

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
Rapsodi işçisi
Esenyurt-İstanbul
14 Mayıs seçimlerinin üzerinden aylar geçti. İktidar 2023 yılının bağımsızlığa, refaha kapıların açılacağı bir yüzyılın başlangıcı olacağı masalını anlatıp durdu yıllarca. Bu hikayeyi anlatarak seçimleri kazandı. Bugün geldiğimiz noktada anlatılan hikayenin aksine şeyler yaşıyoruz. Bağımsızlık ve refah yolunda değil yolsuzluk, yoksulluk, dışa bağımlılık ve yozlaşma bataklığında gittikçe daha derinlere dalıyoruz. Bu yaşananların seçim sonrası iktidar yanlısı işçiler tarafından nasıl görüldüğünü anlamak için seçimlerde iktidarı hararetle savunan işçilerle konuşuyorum.
Orta vadeli program hakkında ne düşündüklerini sorduğumda “Nasıl, ne programı?” diye karşılık alıyorum. Mehmet Şimşek’in ekonomideki yaptıklarını nasıl bulduklarını sorduğumda, “İyi bulmuyorum” cevabını alıyorum. Bir AKP’li işçi, “Bu geldi her şey daha da pahalandı. Erdoğan bunu görevde fazla tutmaz, aha göreceksiniz” diyor. Erdogan’ı bu kötü gidişatın dışında tutuyor. “Erdoğan’ın onayıyla yapıyor ne yaparsa, dolayısıyla Erdoğan da sorumlu” diyorum. “Orası öyle de. Vatandaşa yalan söylemeyen kim var ki” diyerek herkesi aynılaştırıyor bu kez.
Ekonominin düzeleceğinden umutlu olup olmadığını soruyorum, geriliyor. “Çok zor” diyor umarsızca. Seçim sürecindeki kadar sayıları çok olmasa da Erdoğan karşıtı, dış güçlerin ve içerideki ‘fırsatçıların’ Erdoğan’a diz çöktürmeye çalıştıklarını iddia edenler de var ama AKP’li işçiler arasında bir moral bozukluğu yaşandığını da görüyorum.
CHP’li işçi arkadaşlarımızın ise daha sert sözlerle ekonomik gelişmeleri eleştirirken “Ne yapmalı” sorusuna ilişkin, bir sonraki seçimlere kadar somut hiçbir fikre sahip olmadıklarını görüyorum. Çünkü işçi arkadaşlarımız içinde bulundukları politik yapılar ve medyanın etkisinde kalarak iktidardan hesap sormak için tek aracın genel ve yerel seçimler olduğu düşüncesindeler. Oysa demokratik sistemlerde hükümetlerin yanlış politikalarına karşı başta işçi sınıfı olmak üzere bütün emekçi kesimlerin ve ezilen toplulukların grev, direniş, protesto gösterileri, yürüyüş ve miting yapmak gibi daha birçok hakkı ve yapacağı var.
Bugün hükümetin uygulamaya soktuğu orta vade ekonomi programı IMF’siz IMF programıdır. Sermayedarlar için bolluk bereket vadederken, biz işçi ve emekçiler için yokluk ve yoksulluk getiriyor. Patronlara vergi affı, yatırım teşviki yoluyla sermaye aktarmayı planlarken biz işçileri kemer sıkmaya zorluyor. Zaten varlık içinde yokluk çekiyoruz. Bu OVP denen program yaşadığımız geçim sıkıntısını daha da ağırlaştıracaktır. Sessiz kalmak kabullenmektir. Bize dayatılan bu ağır ekonomik koşulları kabul etmiyorsak sesimizi yükseltmeliyiz. Hükümete geri adım attırabilmek, orta vadeli programdan vazgeçirip işçilerin taleplerini önceleyen bir program uygulanması için işçiler olarak birleşmeli ve sahaya çıkmalıyız. Eylemse eylem grevse grev...
Evrensel'i Takip Et