5 Ekim Öğretmenler Günü’nde öğretmenler: Yoksul, güvencesiz ve geleceğinden kaygılı
Türkiye’deki 1 milyonu aşkın öğretmen yoksul, emekli olmaktan korkuyor, maaşı kiray gidiyor. 90 bin ücretli öğretmen asgari ücretin altına, özel okul öğretmenleri ise düşük ücrete mahkum.
Fotoğraf: DHA
Eylem NAZLIER
İstanbul
Bugün 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü. Resmi verilere göre Türkiye’de resmi ve özel eğitim kurumlarında görev yapan öğretmen sayısı 1 milyon 201 bin 138. Kamuda kadrolu olarak çalışan öğretmenler kariyer sınavı dayatmasıyla ayrıştırılmaya çalışılırken ücretli öğretmenler ise güvencesiz çalışma koşullarına ve düşük ücrete mahkum. Özel sektör öğretmenleri ise mobbing ve düşük ücrete karşı taban maaş talebinde ısrarlı. İktidarın ayrıştırmaya çalıştığı öğretmenlerin en temel sorunları ise geçim sıkıntısı. Özellikle büyükşehirlerde öğretmenler artan kiraları karşılayamadıkları için barınma sorunuyla karşı karşıya. Kısacası öğretmenler, günlerini güvencesiz çalışma ve yoksullukla karşılıyor.
‘ALDIĞIMIZ MAAŞ KİRAYA YETİYOR’
Eğitim Sen İstanbul 9 No’lu Şube Başkanı Hüseyin Özev, hayat pahalılığı ve yüksek enflasyonla birlikte eğitim emekçilerinin maaşlarının özellikle büyükşehirlerde kiraya gittiğini söyledi. Öğretmenlerin hayatlarını sürdürmede ciddi sıkıntılar yaşadığını dile getiren Özev “Aldığımız maaş asgari düzeyde bile hayatımızı devam ettirmeye yetmiyor” dedi. Ekonomik koşullar nedeniyle öğretmenlerin emekli olamadığını anlatan Özev, “Emekli olduğumuz zaman elimize geçen para kuşa dönüyor. Birçok arkadaşımız emeklilik dilekçesini geri çekti. Çünkü emekli maaşıyla hayatlarını sürdüremezler” diye konuştu.
ÖMK VE BEYAZ ÖNLÜĞE TEPKİ
AKP’nin eğitimcileri bölen, parçalayan Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) çıkardığını hatırlatan Özev, “Aynı işi yapmasına rağmen öğretmenleri uzman öğretmen, başöğretmen gibi statülere ayrılarak ücret farklılıkları yarattılar. Bu yaratılan ücret farklılıkları öğretmen arasında rekabete neden oluyor” dedi. Eğitimcilerin sorunları dağ gibi büyürken MEB’in öğretmenlere “Beyaz önlük giyeceksiniz” dayatmasında bulunduğunu belirten Özev “Bu önlük bizim hangi sorunlarımızı çözecek?” diye sordu. Özev, ayrıca önlükle kadınların özgürce giydiği kıyafetlerin örtülmek istendiğini düşündüklerini söyledi.
"BÜYÜKŞEHİRDEN KAÇIŞ VAR"
Sadece öğrencilerin değil artık tam gün eğitim yapan okullarda eğitimcilerin de beslenmekte zorlandığını anlatan Özev “Maaşlarımızın arttırılması, seyyanen ödenen ücretlerin temel maaşa yansıtılması gerekiyor. Eskiden tercih edilen İstanbul bu koşullar nedeniyle eğitim emekçilerinin kaçtığı kent haline geldi” ifadelerini kullanarak seçim öncesi “Mülakatı kaldıracağız” vaadini hatırlatarak mülakatın kaldırılmasını istedi.
ADIYAMAN: BARINMA SORUNU ÇÖZÜLEMEDİ
Eğitim Sen Adıyaman Şube Başkanı Abdullah Demir, deprem bölgesindeki sorunların sürdüğünü ve barınma probleminin devam ettiğini söyledi. Öğretmenlerin barınma sorununun çözülemediğini belirten Demir “Hâlâ şebekeden su içilmiyor. Ulaşım sıkıntısı sürüyor. 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü dolayısıyla en azından bu dezavantajlı bölgelerdeki öğretmenlere ekonomik destek sağlanmalı” çağrısını yaptı.
DEVLET ELİYLE KAÇAK İŞÇİ: ÜCRETLİ ÖĞRETMENLER!
Eğitimdeki sorunlar sürerken yüz binleri geçen öğretmen açığı ise güvencesiz ve düşük ücrete çalıştırılan öğretmenlerle çözülmeye çalışılıyor. Türkiye’de 90 binden fazla ücretli öğretmen olduğu bilgisini veren Ücretli Öğretmenler Dayanışma Derneği Başkanı Levent Atasoy, “Devlet kendi eliyle kaçak işçi çalıştırıyor. Öğretmen ataması yapmıyor ama ücretli öğretmen alıyor. Bu öğretmenlerin hem sigortasından hem de ücretinden devlet kâr ediyor. Ücretli öğretmeni ucuz işçi olarak çalıştırıyor. Bu yasal değil, devlet kendi öğretmeninin emeğinden çalıyor” dedi.
"EYLÜL MAAŞI 6 BİN 637 TL"
Eylül ayında 13 gün çalışan bir ücretli öğretmenin maaş bordrosunu gösteren Atasoy, “Bu ay 6 bin 637 TL almış. Ay sonunu nasıl getirecek? Kirasını nasıl ödeyecek?” diye sordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ücretli öğretmenlerin ders ücretlerine yüzde 25 zammı ‘müjde’ diye sunmasına değinen Atasoy, “Zamlı maaş ise 1 ay çalışınca 10-11 bin TL yine asgari ücretin altındayız. Çoğumuz geçinmek için ek iş yapıyoruz” dedi. En önemli kayıplarından birinin de sigorta primi olduğunu belirten Atasoy “Emekli olamıyoruz, 15 sene çalışan bir arkadaşımızın sigorta primi bin 500 gün oluyor” ifadelerini kullanarak yasa dışı, Anayasa’ya aykırı olan çalışma koşullarına karşı suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
"TABAN MAAŞ İSTİYORUZ"
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Örgütlenme Sekreteri Ozan Fındık, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nde Türkiye’de özel sektör öğretmenlerinin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ne yazık ki öğretmen kabul edilmediğine dikkat çekti. Kamudaki meslektaşlarıyla aynı şartlarda çalışma hakları sağlanmadığını dile getiren Fındık “Milli eğitim bakanı, bizleri patronların insafına terk etmeyi tercih ediyor” dedi. Özel sektör öğretmenleri olarak taban maaş taleplerinin kabul edilmesi başta olmak üzere, okullardaki baskılara da karşı duracaklarını söyleyen Fındık “Özel okul öğretmenlerinin bir sloganı var: Mücadele dersini öğretmenler verecek. Çünkü bizlere mücadele etmekten başka bir çare bırakılmadı” dedi.