Taksim Dayanışması: Hepimiz oradaydık, Gezi onurumuzdur
Taksim Dayanışması Gezi tutuklularının cezalarının onaylanması ile ilgili yaptığı açıklamada kararın hukuksuz olduğunu, Gezi tutsakları beraat edene kadar mücadelenin devam ettirileceğini vurguladı
Fotoğraf: Nisa Sude Demirel/Evrensel
Taksim Dayanışması Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Gezi tutukluları Tayfun Kahraman, Can Atalay, Mine Özerden, Çiğdem Mater ve Osman Kavala’nın cezalarının onamasına karşı TMMOB Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesinde basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın toplantısına Emek Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan ve Yeşil Sol Parti Milletvekili Kezban Konukçu da destek verdi. Açıklamada kararın hukuksuz olduğu, Gezi tutsakları beraat edene kadar mücadelenin devam ettirileceği vurgulandı.
“AYNI UMUTLA MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Basın açıklaması öncesinde Türk Tabipler Birliği adına konuşan Ali Çerkezoğlu, “Ortada bir suç yoktur, demokratik bir refleks vardır. Kaldı ki yaralanan insanlar polis şiddetiyle yaralanmıştır, ölen kardeşlerimiz polis fişekleriyle, kurşunlarıyla öldürülmüştür. Gezi biber gazından boğulan bir toplumun nefes alma çığlığıdır. Umuyoruz ki bu ülkenin demokratik geleceği bu işte baskın çıkacak” dedi.
Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu üyesi Pınar Giritlioğlu, “Kentlere, doğamıza sahip çıkma adına mesleklerinin gereğini yerine getiren arkadaşlarımızın hala içerde olması kabul edilemez bir durumdur. Bu karar kimseyi sevindirmesin çünkü biz aynı umutla, aynı ilkelerle kentlerimizi, doğalarımızı, ormanlarımızı, su havzalarımızı, meydanlarımızı korumaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
DİSK İstanbul Bölge Temsilcisi Asalettin Aslanoğlu, “Türkiye’nin 79 ilinde söyleyecek sözü olan herkese önderlik edenlere kesilen bu cezayı DİSK adına reddediyoruz. Yapılan Türkiye’de muhalefet çevrelerine ‘susun, yerinize oturun’ şeklinde bir parmak sallamadan ibarettir. Asla böyle bir şeyi kabul etmeyeceğiz. Asla bu yoldan dönmeyeceğiz, yılmayacağız” diye konuştu.
“BU KARAR HUKUKLA BAĞIN KALMADIĞINI GÖSTERİR”
Basın açıklamasını Taksim Dayanışması adına Arif Burak Atlar okudu. Açıklanan kararın bağımsız yargının siyasi talimatlara teslim edildiğinin kamuoyuna beyan edilmesi olduğunu ifade eden Atlar, “Toplumsal muhalefetin en temel hak ve talepleri suç unsuru gibi gösterilmek, barışçıl direnişin tarihsel ve meşru gerçekliği ısrarla çarpıtılmak, karalanmak isteniyor. O mesnetsiz iddianameleri, o sipariş kurguları kabul eden yargı bize diyor ki; bizim hukuk ile bir işimiz yok! Diyorlar ki, biz sarayın yargısıyız, hukuku tanımıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘HEPİMİZ ORADAYDIK, GEZİ ONURUMUZDUR’
Gezi’yi savunmaktan vazgeçmediklerini vurgulayan Atlar, “Hukuksuzluğun hiç kimseyi sindiremeyeceğini görecek, kendi hukuksuzluğunuzun karanlığında yol alamaz hale geleceksiniz. Bedenimizle, ruhumuzla; hapislerde bıraktıklarımızla sonsuza kadar yaşatacağımız Ali İsmail’le, Abdo Can’la, Mehmet’le, Hasan Ferit’le, Medeni’yle, Ahmet’le, Ethem’le ve Berkinimizle; bu bozuk düzene karşı bir kez daha Gezi’nin gerçekliğine sarılıyoruz” diye konuştu.
Atlar, “Arkadaşlarımız serbest bırakılıncaya kadar, dünya hukuk tarihine kara bir leke olarak girecek bu davalardan beraat edinceye kadar mücadeleye devam edecek, arkadaşlarımızı yalnız bırakmayacağız! Gezi bu toprakların geleceğimizi aydınlatmaya devam edecek eşitlik, özgürlük ve adalet umududur!” diyerek basın açıklamasını bitirdi.
“TEK ADAM REJİMİNİN FAŞİST VE GERİCİ ÖRGÜTLENMESİNİN ADIMLARININ BİR PARÇASI”
Basın toplantısının ardından sosyal medya hesabından bir video mesaj yayınlayan EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, bu kararın ekonomik ve politik durumdan bağımsız olmadığının altını çizerek “Yargıtay aşağıdan gelen bu mücadelenin işçi emekçi kitlelerinin mücadelesine dönüşmemesi için alelacele böyle bir karar aldı diye düşünüyorum. Can Atalay kararının hemen öncesinde böyle bir karar çıkmış olmasını Yargıtayın AYM’ye “Biz Hatay halkının iradesinin meclise gelmesini istemiyoruz” mesajı olarak değerlendirilmesi gerekir. Bu karar Türkiye’de tek adam rejiminin gerici-faşist bir rejim örgütleme adımlarının bir parçasıdır. Halkların yaşamlarını tehdit eden sınır ötesi operasyonlar da, işçi ve emekçileri tehdit eden sınır içindeki operasyonlar da Kürt halkının demokratik haklarına yönelik saldırılar da başarılı olamayacak. Türkiye halkları bu mücadeleyi kararlılıkla sürdürecek” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)