Avukat Özbingöl’den Kobanê davası yorumu: Davanın siyasi yanı hukuki yanından daha ağır

Kobanê davasında Savunma Avukatı Sevda Çelik Özbingöl, sona yaklaşan davada birçok hukuksuzluğun yaşandığını söyledi. Davanın siyasi yanının hukuki yanından daha ağır bastığını belirten Özbingöl, “Kobanê davasının siyasi yanı hukuki yanından daha ağır. İnsanlar hayatını kaybetti, sorumlularının yargılandığı bir süreç istiyoruz” dedi.

54 KİŞİ HAYATINI KAYBETMİŞTİ

IŞİD’in Suriye’nin Kobanê kentine saldırısı üzerine Türkiye genelinde 6-8 Ekim 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilen ve 54 kişinin hayatını kaybettiği eylemlerin üzerinden 9 yıl geçti. Eylemlerden sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 11 Ekim’de Rize’de sarf ettiği “Hesabını soracağız” sözleri, 6 yıl sonra 25 Eylül 2020’de Halkların Demokratik Partisi (HDP) çatısı altında siyaset yapanlara yönelik operasyonla karşılık buldu.

Eylemlerin araştırılması ve gerçeklerin açığa çıkarılması için birçok kez Meclise önerge veren HDP’liler, “kumpas” olarak değerlendirdikleri davayla karşı karşıya kaldı. Davaya gerekçe ise HDP’nin IŞİD saldırılarına karşı yaptığı çağrı gösterildi. Dava kapsamında yargılanan HDP Eski Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 kişi hakkında, 29 ayrı suçlamayla ayrı ayrı 38’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 19 bin 680’er yıl hapis cezası isteniyor.

Birçok hukuki garabetin yaşandığı davada savunma grubunda yer alan Avukat Sevda Çelik Özbingöl, davanın seyrini Mezopotamya Ajansına değerlendirdi.

"SİYASİ MÜDAHALE YOĞUN"

Davada İçişleri Bakanlığı dahil olmak üzere tüzel kişiliği olan bütün resmi kurumların taraf olarak yer aldığını söyleyen Özbingöl, şöyle devam etti: “Bir yargı süreci sürdürülecekse, asıl sorumluların tespit edilerek yürütülmesi gerekiyor. Ancak böyle olmadı. Dönemin HDP Eş Genel Başkanlarının içinde yer aldığı siyasetçiler atılan bir tweet nedeniyle sorumlu tutuldu. Eylemlerden uzun bir süre sonra siyasi söylemlerin ardından başlatılan operasyonun hukukla bir bağı yoktur. Siyasetçiler sorumlusu olmadıkları ölümlerden sorumlu tutuluyor. Birçok hukuksuzluğun ve birçok siyasi müdahalenin yoğun yaşandığı bir dosyayla karşı karşıyayız. Dosyada yargı, siyasi erkin baskısı altındadır. Siyasi çıkarların yargı sürecinin dışında yürütülmesi gerekir. Bugün müvekkillerimiz siyasi faaliyetlerinden kaynaklı yargılanıyorlar.”

"DOSYADA SOMUT DELİL YOK"

Kobanê davasının ayrıca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının HDP’nin kapatılması istemiyle hazırladığı iddianamenin de ana gerekçesini oluşturduğunu belirten Özbingöl,dava dosyasında somut delil olmadığının altını çizdi. Dava dosyasında yer alan tanıkların çelişkili ifadelerine değinen Özbingöl, “Gerçeği yansıtmayan yalancı tanık beyanları ile karşı karşıyayız. Birbiriyle çelişen, hayatın olağan akışıyla hiçbir şekilde desteklenmeyen, delil, bulguya dayanmayan haksız bir isnatlar süreci var” dedi.Dava dosyasını hukuki zemine çekme, siyasi baskıyı azaltma taleplerinin karşılık bulmadığını vurgulayan Özbingöl, şu değerlendirmeleri yaptı: “Bugün iki aya yakın bir süredir duruşma süreci kesintisiz devam etmekte. Binlerce sayfalık iddianame ve yüzlerce klasörden oluşan bir dosyadan bahsediyoruz. Daha önce savunmalar bir günle sınırlandırıldı. 4 siyasetçinin savunmalarını tamamlamasına izin verilmedi. Dosyada mütalaa alınıp bizden önce kamuoyuyla paylaşıldı. Bu uygulamalar dosyanın siyasi yanının fotoğrafını önümüze seriyor. 7 yıllık bir tutukluluğu bulan mağduriyetler var dosyanın içinde.”

"YARGILAMA SON AŞAMADA"

Yargılama sürecinin son aşamasının yaklaştığını söyleyen Özbingöl, “Tutuksuz yargılananların savunmaları bitti. Tutuklu bulunan müvekkillerimiz son savunmalarını yapmaktalar. Hukukun, evrensel değerlerin, somut delilerin konuşulduğu bir yargılama süreci talep ediyoruz. İnsanlar hayatını kaybetti, sorumlularının yargılandığı bir süreç istiyoruz. Kobanê davası ile IŞİD’in yaptığı insanlık dışı uygulamalar aklanmamalı. Kamuoyu duyarlığı önemlidir. Ciddi bir mağduriyet söz konusu” ifadelerini kullandı. (HABER MERKEZİ)

Sırrı Süreyya Önder: 6-8 Ekim'i Efkan Ala'nın odasında geçirdik