CHP İstanbul İl Başkanlığını Özgür Çelik kazandı
CHP 38'inci Olağan İstanbul İl Kongresinde Özgür Çelik il başkanı seçildi.
Fotoğraf: Muhammed Enes Yıldırım/AA
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı ve 196 kurultay delegesinin belirleneceği 38. Olağan İl Kongresi Haliç Kongre Merkezi'nde yapıldı. CHP İstanbul İl Başkanlığı seçimini Özgür Çelik kazandı. Özgür Çelik oyların 342'sini, Cemal Canpolat oyların 310'unu aldı.
Genel Merkez delege sayısı nedeniyle sonucu merakla beklenen kongrede CHP Bahçelievler İlçe Başkanı Özgür Çelik ve eski CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, İl Başkanlığı için yarıştı. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, hakkındaki siyasi yasak kararı nedeniyle yeniden aday olmadı.
TARTIŞMA YUMRUKLAŞMAYA DÖNDÜ
Kongrede İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Sultangazi'de kreş açılışında gerginlik yaşadığı Sultangazi İlçe Başkanı Kemal Avseren’nin söz alması sırasında gerilim yaşandı. Özgür Çelik'i destekleyenler ile Cemal Canpolat'ı destekleyenler arasındaki tartışmanın yumruklaşmaya varması üzerine iki aday sahneye çıktı.
Kongreye gelişler sabahın erken saatlerinden itibaren başladı. Haliç Kongre Merkezi'nde erken saatlerden itibaren partililerin ve görevlilerin hazırlık yaptığı görüldü.
İl başkanlığına aday olan isimlerin pankartları kongre merkezine yakın yerlere ve salona asıldı. “Değişim” hareketinin adayı Özgür Çelik’in pankartında “İstanbul için biz varız” sloganı yer aldı.
Genel merkezin adayı Cemal Canpolat’ın pankartında ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da fotoğrafıyla birlikte “Asla yalnız yürümeyeceksin” yazısı yer aldı. Canpolat’ı Canan Kaftancıoğlu da destekliyor.
SALONA SLOGANLARLA GİRDİLER
Salona ilk olarak İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu geldi. İmamoğlu’nun gelmesiyle birlikte salonda haraketlilik yaşandı.
Cemal Canpolat salona kalabalık bir grupla giriş yaptı. Canpolat, lehine atılan sloganlar eşliğinde protokoldeki yerine geçti.
Diğer aday Özgür Çelik de salona sloganlar eşliğinde girdi.
Kongre salonunda her iki aday lehine de sık sık sloganlar atıldı.
KAFTANCIOĞLU’DAN AKP KONGRESİNE GÖNDERME
Kongrenin açılış konuşmasını Canan Kaftancıoğlu gerçekleştirdi. Sahneye çıktığı sırada salonda bir grup Kaftancıoğlu'nu yuhaladı. Kaftancıoğlu ise kürsüde yaptığı konuşmada saygı vurgusu yaptı.
Gerçekleşen AKP kongresini hatırlatan Kaftancıoğlu, “Ankara’daki kurultayda bir tek adam çıktı, bir şeyler söyledi, ne söylediğinin bir önemi yok çünkü söylediklerini yapmıyor, ama bir şeye dikkat çekmek için o kurultaya atıf yapıyorum, karşı düşünce yok, müzakere yok, ortaklaşma yok. Tek adam çıktı listesini verdi, geçti, bunun adı da 'demokrasi' oldu” dedi.
Kaftancıoğlu, “Bütün konuşmacılar konuşurken de adaylarımız konuşurken de dinleyecek, alkışlarıyla desek verecek, fikirlerine katılmasa bile. İstanbul öğütü bu farkını gösterecek. Bütün konuşmacıları büyük bir dikkatle dinleyeceğiz, ki başka yerlerde olan birtakım nahoş şeyler burada olmaz” diyerek kongrede fikirlerin demokratik bir şekilde yarışmasını istedi.
Kaftancıoğlu, İstanbul İl Örgütüne ve Kemal Kılıçdaroğlu’na da teşekkür etti.
DİVAN BAŞKANI ÇETİN SOYSAL: ÜZERİMİZDE TARİHİ VE BÜYÜK BİR SORUMLULUK VAR
Divan Başkanlığına iki adayın ortak imzasıyla Çetin Sosyal seçildi.
Canan Kaftancıoğlu'nun ardından kürsüye gelen Soysal, “Biz gücümüzü Hacı Bektaş-ı Veli'nin hoşgörüsünden, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ten alıyoruz. CHP bir okuldur, bu okulun başöğretmeni Mustafa Kemal Atatürk'tür. Onun öğrencileri olarak üzerimizde tarihi ve büyük bir sorumluluk var. Türkiye'nin en demokratik partisi olarak katılımcı anlayış ile delege ve ilçe kongrelerimizi bitirdik. Şimdi İstanbul kongremiz ülkemizin geleceğini şekillendireceğimiz bir kongre olacaktır. CHP'ye yakışan bir kongreyi hayata geçirmek durumundayız. Tüm arkadaşlarımın sorumluluk içinde olacağından kuşku duymuyorum” ifadelerini kullandı.
Divan seçiminin ardından kongrede blok liste oy çokluğuyla kabul edildi.
KILIÇDAROĞLU MESAJ GÖNDERDİ
İlk kongresine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Genel Başkan adayı Özgür Özel katılmadı. Kılıçdaroğlu kongreye şu mesajı gönderdi:
“Değerli yol arkadaşlarım, hepimiz cumhuriyetimizin kurucu partisi olmanın getirdiği büyük tarihi sorumluluğun bilincindeyiz. Bu doğrultuda ülkemiz ve partimiz için çalışan Cumhuriyet Halk Partililer, bugün de demokratik bir olgunlukla iradelerini ortaya koyacaktır. Hedeflerimize ulaşmak, ülkemizi aydınlığa çıkarmak için daha büyük bir güç ve azimle çalışacağımıza yürekten inanıyorum. Bu vesileyle şimdiye kadar görev yapan tüm yöneticilerimize emekleri ve çalışmaları için teşekkür ediyor, yeni görev üstlenecek arkadaşlarıma da başarı dileklerimi iletiyorum. Kongremizin partimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.”
İMAMOĞLU’NDAN CUMHURİYETİN 100'ÜNCÜ YILI VURGUSU
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ise konuşmasında Cumhuriyetin 100'üncü yılına vurgu yaptı. İki adaya da başarılar dileyen İmamoğlu, İsrail ve Filistin arasındaki çatışmalara da değindi. İmamoğlu, “Hangi taraftan gelirse gelsin sivillere karşı saldırılar kabul edilemez. En yakın zamanda diyalog yoluyla kalıcı ve adil bir çözümün bulunması için hep birlikte çalışalım” dedi.
İstanbul’un kaderinin Türkiye’nin kaderi olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, “2019 seçimleri Türkiye demokratlarının ortak başarısıdır. Geride bıraktığımız 4,5 yıl boyunca hukuk dışı engellemeleri yaşadık. Bunların hiçbiri bizi yıldırmadı. Bizim partimizin adı Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Cumhuriyet ve halk kelimeleri aslında iç içedir. O yüzden partimiz, devletin ya da piyasanın değil en başta halkın partisi olma iddiasındadır. Halkçılık ilkesi buradan gelir” dedi.
İmamoğlu, konuşmasının devamında, belediye yönetimini aldıklarında karşılaştıkları iktidar baskısına rağmen, belediyenin imkanlarını ve kaynaklarını 16 milyon İstanbullunun hizmetine sunduklarını belirterek, yaptıkları çalışmalar hakkında bilgileri paylaştı. İmamoğlu, yaptıkları çalışmaları anlatırken, sık sık sosyal demokrat ve halkçı belediye anlayışı vurgusu da yaptı.
İmamoğlu konuşmasında, CHP’ye yönelik “değişim” vurgusunu bir kez daha yineledi. İmamoğlu, “Bu ülkenin geleceği için içine düştüğümüz bu yoldan çıkmak zorundayız. Temel değerlerimizi savunmak zorundayız. Parti içi demokrasiyi bölünme olarak göstermenin doğru olmadığını düşünüyorum. Örneğin parti içinde sanki ötekiler veya düşmanlar varmış gibi propagandanın partimizde yeri yoktur. Bunlar bize yakışan şeyler değildir. Bu ülkenin özgür ülke olması için saflarımıza katılan herkesin bu partide yeri vardır. Farklılıklara saygı göstererek, önce partimizde sergileyerek örnek olmaylayız” ifadelerini kullandı.
“Partimizi yenilemek, ayağa kaldırmak için buradayız. Biz birilerini dışlayan anlayışı temsil etmeyen bir ekibiz. Buradan ayağa kalkarak, güçlenerek çıkacağız” diyen İmamoğlu, “Sevgili gençler, İstanbul’u kazanacağız. 39 ilçesinde iddia koyacağız. En az 30 ilçesinde kazanacağız. Bu yolculuğun sonunda CHP kazanacak. 2028'de de cumhurbaşkanlığını kazanacağız” diye konuştu.
SARI: SORUMLULUĞU TEK KİŞİYE YÜKLEMEK DOĞRU DEĞİL
Parti Meclis (PM) üyesi Müslüm Sarı ise yaptığı konuşmada, seçimlerden sonra CHP’de başlayan değişim tartışmalarına değinerek, tüm sorumluluğun Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklenmesini eleştirdi. Millet İttifakının seçim yenilgisiyle ilgili özeleştiri yapmadığını belirten Sarı, “Evet biz başaramadık, toplumdan genel onayı almadık ama bunun tek sorumlusu Sayın Genel Başkan mı? Ben şimdi soruyorum, ittifak ortaklarımıza soruyorum, buradalar belki. CHP’nin müttefikleri bu sürecin bir parçası değil mi? Onlar bir özeleştiri yapmayı düşünmüyorlar mı? Biz iktidar olduğumuzda cumhurbaşkanı yardımcısı olacak belediye başkanlarımız bir özeleştiri yapmayı düşünmüyor mu” diye sordu.
Sarı, “CHP’nin değişimini böyle bir dönemde sadece ve sadece kişi değişikliğine indirgemek, kısırlaştırmak CHP’ye yapılan en büyük haksızlık olur. Yerel yönetim seçimleri hepimiz için yaşamsal. Herkes özeleştiri yapacak, kimse sütten çıkmış ak kaşık değil. Neyi değiştirmek istiyorsunuz, değiştirmek istediğiniz şey nedir? İçeriği nedir? Yaklaşımınız nedir? Bunları anlatmadığınız sürece sadece ve sadece Kemal Kılıçdaroğlu’nu değiştirmek istediğiniz sonucu çıkar. Bu sürece zarar vermeden, yerel yönetim sürecine zarar vermeden… Bakın çok zor koşullarda bu belediyeleri kazandık. Biz bu sürece zarar vermemeliyiz” ifadelerini kullandı.
GERİLİM ÜZERİNE İKİ ADAY SAHNEYE ÇIKTI
Ekrem İmamoğlu ile arasında Sultangazi’de İBB’nin yaptırdığı kreşin açılışı sırasında gerilim yaşanan CHP Sultangazi İlçe Başkanı Kemal Avseren’nin söz alması sırasında salonda gerilim yükseldi. Özgür Çelik’i destekleyenler ile Cemal Canpolat’ı destekleyen arasında yumruklaşmaya varan tartışma yaşandı. Kılıçdaroğlu’na desteğini açıklayan Avseren, İmamoğlu ile yaşadığı gerilimi anlattı. Gerilimin artması üzerine Özgür Çelik ve Cemal Canpolat, sahneye çıkarak sağduyu çağrısı yaptı. Divan Başkanı Çetin Sosyal ise provokatörlere izin vermeyeceklerini belirterek, sağduyu çağrısında bulundu.
TANRIKULU: BENİ KURTLAR SOFRASINA ATANLARDAN PARTİYİ KURTARMALIYIZ
Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) yönelik sözleri nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının hakkında soruşturma başlattığı CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, partisine olan kırgınlığını ilk kez kongrede dile getirdi. İsim vermeden Parti Sözcüsü Faik Öztrak’ı eleştiren Tanrıkulu, “Yapılan açıklamada 'Milletvekili Sezgin Tanrıkulu' dediler, 'Vekilimiz' bile diyemediler. Beni kurtlar sofrasına attılar. Buradan tekrarlıyorum: Ben CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu. Beni kurtlar sofrasına atanlardan bu partiyi kurtarmalıyız. CHP'yi AKP'nin çizdiği sınırlar içinde muhalefet yapmaktan, devletin çizdiği sınırlarda muhalefet yapmaktan kurtarmalıyız. Partimizi emekçilerden, yoksullardan, kadınlardan, ezilenlerden yana bir çizgiye taşımamız lazım” ifadelerini kullandı.
ÖRSAN ÖYMEN’DEN PARTİ MERKEZİNE VE MEDYAYA ELEŞTİRİ
Ardından CHP Genel Başkan aday adayı Örsan Öymen kürsüye çıktı. Parti merkezine yönelik eleştirilerini dile getiren Öymen, söz hakkı sırasının geç verilmesine de tepki gösterdi.
Medyaya yönelik de eleştiride bulunan Öymen şunları kaydetti: “Medya kamuya hizmet vermekle hükümlüdür. Eğer Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanlığına aday olanlar varsa bunlara eşit bir biçimde yer vermek zorundasınız. Biz AKP'nin yandaş medyası diye eleştiriyoruz, peki kendimiz ne yarattık? Medya, siyasi partilerin yönetimleriyle bu kadar içli dışlı olabilir mi? Böyle bir model hangi demokraside var? Yasama, yürütme, yargı arasında güçler ayrılığı diyoruz, medya ile siyasi partilerin arasında güçler ayrılığı olmadan kamuyu nasıl bilgilendireceğiz? Cumhuriyet Halk Partisi sadece bu kongre salonlarından ibaret değil. Cumhuriyet Halk Partisi aynı zamanda, seçmeniyle, tabanıyla, tüm üyeleriyle var olan bir yapı. Bu salonlar çok önemli fakat salon dışındakilerin de sesine kulak verilmesi gerekiyor. Vatandaşla, CHP seçmeniyle, CHP üyeleriyle inatlaşamazsınız. Bu belediye seçimlerinde tabanımızı konsolide etmemiz gerekiyor.”
Kongrelerin eleştirilerin dile getirildiği yerler olduğunu belirten Öymen, “Yenilgiye alıştırılmış bir ortam içindeyiz. Kişiler değişti, sorunlar değişmedi. Parti içi demokrasi konusunda ciddi sorunlar yaşıyoruz. Bir siyasi partiye üye olduğunuzda onun gereklerine uymakla yükümlüsünüz. Bugün bir karşıdevrim süreci yaşıyoruz. 6 ok ilkelerinden vazgeçmek emperyalizmin istediği bir şeydir. Kendi kendimize ilke icat edemeyiz” dedi.
Konuşması uzadığı gerekçesiyle divan tarafından uyarılan Öymen, sözlerini, “Bizim arkamızda genel merkez yok, belediye yok, sermaye sınıfı yok, medya-ticaret-siyaset üçgeni yok. Bizim sadece düşüncelerimiz var, ilkelerimiz var, ideolojimiz var, davamız var, hayallerimiz var. Başka da hiçbir şeyimiz yok. Benimle yola çıkmak isteyen herkesi burada yolumuza davet ediyorum. Önce Cumhuriyet Halk Partisi'nde devrim, sonra Türkiye'de devrim diyorum” diyerek noktaladı.
CİHANER, "GENEL MERKEZİ" VE "DEĞİŞİMCİLERİ" TOPA TUTTU
CHP Genel Başkan aday adayı İlhan Cihaner de İstanbul İl Kongresi'nde konuştu. Konuşmaya başlamadan önce yaşanan gerilimi de değinen Cihaner, “Öfkenizi diri tutun, doğru yere yönlendirin, birbirinize karşı değil. Partiyi sağa pazarlayanlara karşı kullanın, listelere gericileri dolduranlara karşı kullanın. Partide bir şeyler yapmak yerine imar rantı kovalayanlara karşı kullanın lütfen. Siyaset öfkesiz, idealsiz olmaz. Aksi takdirde şu anda hep gördüğümüz gibi hükümet komiseri suratlı adamların bizi temsil ettiği bir bataklık üzerine düşeriz. Onun için o öfkenizi daim tutun” ifadelerini kullandı.
Cihaner, “Bu sıralara çok moda oldu, ‘Birleşin, birleşerek kazanacağız’... Birleşmeyin! Irkçılarla, rantçılarla, sol gösterip sağ vuranlarla, umut tacirleriyle, ellerindeki belediye olanaklarını delege devşirmek için kullananlarla birleşmeyin, tam tersi bunlardan ayrılın” dedi.
İl kongresinin CHP’nin kurultayını belirleyeceğini hatırlatan Cihaner, “Peki bu kurultay delegeleri hangi koşullarda oluşacak? Örgüt ve belediyeler arasında ilişki terse çevrilmiş durumda. Örgütlerimiz, belediyelerin bizlerde olduğu yerlerde belediyelerin vesayeti altında. Hatta birçok yerde bu vesayet ilişkisi işçi-işveren ilişkisine dönmüş durumda. Bir tarafta İstanbul Büyükşehir Belediyesinin etrafında toplananlar, 'değişimciler', bir tarafta genel merkez ve onun etrafında toplanan statükocular veya 'genel merkezciler'. Bunlar bir vekalet savaşı yürütüyorlar. Bu vekalet savaşında siyaset yok, bunların vekalet savaşında belediyeler ya da tek adayla belirlenen il başkanları var” diye konuştu.
2015’ten beri CHP’nin soldan, sosyal demokrasiden yana değişmesini savunduklarını anlatan Cihaner, “Ne hikmetse yenilgi sonrası bizim siyasi parti elitlerimizin hepsi sol, sosyalizm, sosyal demokrasi, laiklik diyor. Bir dönem 'Laiklik tehlikede değil' diyenler, bir dönem ‘Aman başörtüsüne karşı bir şey dersek bizi dinsiz sayarlar...’ diyenler bile laiklik demeye başladı. Kuşkusuz eğer yönetimdeyse bunu söyleyenler, bir de geçmiş muhasebesi yapıp geçmişin hesabını vermek zorundalar. Onayı soldan yana alacaksınız, alkışı buradan alacaksınız ama buradan çıktığınızda aynı yerden devam edeceksiniz” dedi.
Eleştirilerini sürdüren Cihaner, “Ön tarafta siyasi parti elitlerimiz var, bir de über elitler var, onlar zaten dinlemeden çekip gittiler. Ortalarda karar verecekler var, oy verecekler var. Yukarıda da tabanımız var. Eğer başarı istiyorsak ya ortadakiler, delegeler o iradeyi buraya yansıtacak ya da siz buraya ineceksiniz. Aksi takdirde bu dizayncı, sol karşıtı, özgürlük karşıtı, partiyi ortanın solundan sağın ortasına taşıyan yapı yine devam eder” diye konuştu.
Cihaner, parti merkezine yönelik eleştirilerini sürdürerek, şunları söyledi:
“Dokunulmazlık meselesi… Orada da şehvetle savundular. Niye? Çünkü Türkiye toplumu muhafazakardı ve biz siyaseti AKP’nin etrafımıza dizdiği mayınların içerisinde yapmak zorundaydık. Neydi o mayınlar? Bir, Kürt meselesi, oraya gidersen sana bölücü derler. İki, laiklik meselesi, laiklik adına o kadar az şey kaldı ki bu ülkede. Bu arkadaşlarımızın tamamı bu politikalardan sorumludur. Şimdi etrafımıza yeni bir mayın ekliyorlar, aile kurumunun karşısına LGBT bireylerin insan haklarını koyarak bizi oraya sıkıştırmak istiyorlar. Bu gibi durumlarda ne yapılabilir? Karşıt hegemonik durum oluşturulur. Siz o alandan çekildiğinizde orasını iktidar belirler, bu nedenle Türkiye toplumu olduğu gibi sağ kaydı.”
Seçimlerdeki yenilginin sorumluğunun CHP’yi yönetenlerde olduğunu belirten Cihaner, protokol sırasını göstererek, “Sizlerin suçu yok, sizleri yenilmiş görmüyorum. Asıl yenilen şu ön sıradaki parti elitlerinin politik tutumlarıdır, politik cinlikleridir” dedi.
CHP’de üçüncü yolu önerdiklerini söyleyen Cihaner, “Partiyi ne değiştirmekten ne muhafaza etmekten ne yenilmekten bahsediyoruz. Partiyi yeniden inşa etmek durumundayız. İdeolojisini sol, sosyal demokrat bir çizgiye çeken, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine dönmüş siyasi parti elitlerinden ayrılmış bir yönetim yapısı ve en önemlisi de parti içi hukuk. Eğer bunlar sizler için bir şey ifade ediyorsa gelin omuz verin, gerçekten ihtiyaç olan şey cesaret” ifadelerini kullandı.
AYDOĞAN: NEOLİBERAL İFADELERLE ‘DEĞİŞİM’ DİYE KİMSEYE GELMEYİN
Kongrede konuşan CHP Parti Meclisi Üyesi Turan Aydoğan, konuşmasına başlarken, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'na teşekkür etti. CHP’deki ‘değişim’ tartışmalarına da değinen Aydoğan, “Bu salonda delegeye bu yüreklilikle doğruyu söyleyelim o zaman. Kıvırmaya, yana dönmeye gerek yok. En az Dursun Bulut kadar yürekli bir şekilde değiştirmek isteyen, ‘biz Kemal Kılıçdaroğlu’nu değiştireceğiz’ diye açık söylesinler, dolanmasınlar. Başka yerlere girip çıkmasınlar” dedi. “İşe, aşa, ekmeğe, insana yatırım yapacak modeli konuşabilmektir. Öyle cafcaflı ifadelerle bu çalışmaların zekatı bile olmayacak neoliberal ışıltıların altındaki ifadelerle değişim diye kimseye gelmeyin” diyen Aydoğan, “Ne yapmış Kılıçdaroğlu? Kılıçdaroğlu, Şenyaşar Ailesi ile buluşmuş. Roboski’ye gitmiş. Musa Anter’in oğlunu kabul etmiş. Sinan Ateş’in ailesi ile ilgilenmiş. Adaletsizliklerle ilgilenmiş. Niye? Siyasette iki soruyu kendinize sormazsanız siyaset yapamazsınız. Kimin için ve ne için siyaset yapıyorsunuz? Sayın Genel Başkanımız bunu net açıkladı. Dedi ki ‘Adaletsizliğin olduğu her yerde adalet mücadelesine devam edeceğim ve mazlumlardan yana siyaset yapacağım.’ Farkına varamadık bunların” ifadelerini kullandı.
UYAR: O KELLEYİ SİZE VERMEYİZ
CHP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Efe Uyar, konuşmasında ülkenin içinde geçtiği ekonomi ve siyasi ortamı işaret ederek şunları söyledi: “Altı tane genel başkanla iki tane büyükşehir belediye başkanıyla müşterek inşa edilen bir sürecin sorumluluğu tek bir adama atfedilemez. Bu adil değildir. Buradan bir değişim çıkarılamaz. Eğer sizin 'değişim' dediğiniz Cumhuriyet Halk Partisi'nin makamlarında konforlu alanlar temin etmekse, eğer sizin değişim dediğiniz rahat rahat ahbap-çavuş ilişkileriyle milletvekili listeleri yazabilmekse, eğer sizin değişim dediğiniz belediye başkanlıkları pazarlayabilmekse kusura bakmayın biz orada yokuz. Biz o değişimde yokuz. Bunları yaparken sizin 'değişim' dediğiniz 'vurun abalıya' demekse bir tane adamı hedef göstermekse, kellesini istemekse biz orada da yokuz, o kelleyi de size vermeyiz.”
'Değişim' diyenler birçok meseleyle ilgili yüzeysel yorumlarda bulunduğunu aktaran Uyar, “Diyorlar ki, 'Kürt sorununu çözeceğiz.' Bu partinin kadroları olarak bir değişim yapacağız ama nasıl yapacağımızı anlatayım. Eğer Kürt sorununu dilinize doluyorsanız insanların ana diline sahip çıkacaksınız. Biz bu ülkenin sorunlarını çözeceğiz, değişeceğiz. Bir Newroz kutlamasında, Diyarbakır'da polis kurşunuyla sırtından vurulan Kemal Kurkut'un yanında durarak biz bu değişimi yapacağız. Çocuk bedenleri havan topları tarafından param parça edilen Uğur Kaymaz'ın, Ceylan Önkol'un yanında durarak biz bu değişimi yapacağız. Roboski'de bombalanan köylülerle yan yana durarak biz bu değişimi, dönüşümü yapacağız. Biz bir değişim yapacağız ama biz o değişimde İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılıp canları tehlikeye atılan kadınlarla yan yana durarak bu değişimi yapacağız. Biz bir değişim yapacağız Armutlu'da Dilek Doğan olarak, Gülsuyu'nda Hasan Ferit olarak o değişimi yapacağız” ifadelerini kullandı.
UYAR’DAN SINIFSAL VURGULAR
Hakları için direnen işçi direnişlerini hatırlatan Uyar, "Direnen Agrobay işçilerinin yanında olarak, direnen Trendyol Depo işçilerinin yanında olarak, Dersim'de direnen Aksa Fedaş işçilerinin yanında durarak bir değişim yapacağız. Bizim tavrımız bu olacak. Biz bir fabrika da bir işçi direnişi varsa o fabrikanın sahibi o fabrikanın patronu bizim arkadaşımızdır, eşimiz, dostumuzdur. Biz o fabrika bahçelerine gitmeyelim demeyeceğiz. Biz meseleye emek sermaye çelişkisinden yana bakacağız. Safımız, tavrımız her zaman emekten, emekçiden yana olacak. Biz böyle bir değişim öreceğiz biz böyle bir değişim ön göreceğiz. Bir değişim anlayışını da bu partinin ilçe başkanları üzerinden söylemek isterim. Benim yol yürümekten gurur duyduğum, aynı yolu paylaşmaktan onur duyduğum bu partinin yürekli, namuslu ilçe başkanları var. Bir şeyleri değiştirirken ilçe başkanlarına nasıl bakacağız? Bu ilçe başkanları yerel yönetimlerin duyuru ilan panoları mı olsunlar? Bu ilçe başkanları kurumsal bir şirketin hakkı az teslim edilmiş beyaz yakalı yöneticileri mi olsunlar? Yoksa bu partinin ilçe başkanları bu ülkenin demokratikleşme mücadelesinin ve halkın hakları mücadelesinin öncüleri mi olsunlar? Ben ikincisini isterim.” dedi.
GÜNAYDIN’DAN ÖRGÜT VURGUSU
CHP Grup Başkan Vekili Gökhan Günaydın konuşmasında "Bu kurultaylar yorulmuş örgütlerimizin yenilenmesi için yoldaşlık duygularımızı tazelememiz için yapılan kongrelerdir. Kongre, kurultay süreçleri birbirimizi zayıflatmak zavallı kişisel kariyer planlarımızı öne koymak için yapılan yerler değil. Genel Başkan’ın eteğine tutunarak siyaset yapmak isteyenlerin bağıra çağıra konuşma yapacağı yerler değildir buralar” ifadelerini kullandı. Tartışmalara işaret eden Günaydın, “CHP muhalefetin önderi olmak zorundadır. Biz bu kongreden güçlenerek çıkmak zorundayız. Biz bu kongreden birliğimizi, bütünlüğümüzü yükselterek çıkmak zorundayız. Ben inanıyorum ki bu kurultay bittiği zaman sonuç ne olursa olsun birbirimizin yanına omzumuzu koyacağız ve birlikte önce yerel seçimler için, arkasından faşizmle mücadele için hep beraber davranacağız. Ne zaman örgütle bir tartışmaya giren olduysa uzun vadede her zaman örgüt haklı çıkmıştır. Çünkü örgütün emekçisi sokağın, halkın içindedir. Biz aydın namusu içerisinde, zavallı kişisel kariyer planlarımızı bir tarafa bırakarak partinin ve ülkenin iyiliği için hep beraber çalışacağız. Partimizi ve bu ülkeyi hep beraber bir yerlere getireceğiz” ifadelerini kullandı.
KAFTANCIOĞLU’DAN SİYASETTEKİ EGEMEN ERKEK ANLAYIŞA ELEŞTİRİ
Canan Kaftancıoğlu, konuşmasında salonda kendisini protesto edenlere teşekkür ederek başladı. Kaftancıoğlu, "Demokrasi tam da böyle bir şey. Bunu asla unutmayın ancak henüz arkadaşlarım beni protesto etmeden sosyal medyada ‘Canan Kaftancıoğlu yuhalandı’ diyenler var ya, işte onlara karşı kim olursa olsun hep beraber mücadele edeceğiz. Demokrasi zaten budur; eleştiridir, öz eleştiridir” dedi.
Kadınların kongrede konuşmacı olarak söz almaması nedeniyle söz aldığını belirten Kaftancıoğlu, “Sevgili kadınlar söz alın ve konuşun” dedi.
CHP’deki tartışmaları işaret eden Kaftancıoğlu, “Demokrasi, fikrin karşısına bağırarak, çağırarak, atarlanarak değil; fikrin karşısına fikirle karşılık vermektir. Demokrasi, özgüvendir. Özgüven de nereden gelir, biliyor musunuz? Söylediklerimizden gelmez. Özgüven, yaptıklarımızdan ve yapmadıklarımızdan gelir” diye konuştu. Devamında Kaftancıoğlu, “Siz mağdur edilirken ‘Örgütün sesini duyuramadım’ diye istifa eden eski il başkanınız söylüyor. ‘Koltuklar’ diyoruz, değil mi? Koltuklar, koltuklar; 3, 4, 5 dönem koltuklar... Benim gibi en güçlü zamanında istifa eden varsa gelsin. Demokrasi budur. Söylediğiniz şeyi önce kendiniz yapacaktınız” dedi.
Kaftancoğlu konuşmasının devamına siyasetti erkek egemen anlayışı eleştirerek şunları söyledi: “Daha onlarla çok işimiz var. Eşitlik ve adalet ayrı şeylerdir. Burada çıktınız. Burada sevgili kadın delege arkadaşlarıma da sesleniyorum. Kadın-erkek eşitliği vesaire. Sizler bunu konuşurken ‘Listelerde kadınlar çizin, onu yazın’ diye şu anda iki tarafta da liste yapıyorlar. Tarihin ilk ötekisi kadınlar. Çıkıp ‘Biz de konuşalım’ dediklerinde siz erkekler, çok güzel konuşuyorsunuz ya, her şeyi çok biliyorsunuz, sosyal demokrasiyi kendiniz yaşıyorsunuz, değil mi? Yaptıklarınız, kadınlar konuşmadığı, konuşturulmadığı için. Çünkü kadınlar herkesle aynı şeyi söylemiyor. Çünkü kadınlar, doğru ya da yanlış ima etmiyor. İma siyasetini beceremiyor. Kadınlar net, kesin konuşuyor. O nedenle eşitlikçi bakış açısına sahip erkekler, içinizdeki Cumhuriyet Halk Partisi öyledir. Kadınları anlayabilir ama onun dışında kadınlar sussun diye uğraşanlarınız var.”
SALICI’DAN KILIÇDAROĞLU’NA DESTEK
CHP Parti Meclisi Üyesi ve İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, Canan Kaftancıoğlu’na teşekkür etti. Salıcı, “CHP’de değerli hatipler hep bedel ödemekten bahseder çoğu zaman kendisi bedel ödememiştir o kadın bedel ödedi. O bedeli senin, benim, CHP’nin siyasi mücadelesi devam etsin diye ödedi. Canan Kaftancıoğlu’na sahip çıkacağız. Yarışlı bir ortamdayız, yarışın taraflarında bir tanesi de sayın İmamoğlu, öyle görünüyor. Sayın İmamoğlu da bedel ödüyor, Canan Kaftancıoğlu’na sahip çıkarken sayın İmamoğlu’nu da kenara itmeyeceğiz ona da sahip çıkacağız. 2019 İstanbul yerel seçimleri İstanbul’a iki önemli aktör kazandırdı biri Kaftancıoğlu biri İmamoğlu. İkisi de AKP’nin, hatta doğrudan Recep Tayyip Erdoğan’ın hedefi altında, yargı kararları çerçevesi altında siyasi yasak uygulamaya çalışıyorlar, bize düşen görev ikisine de sahip çıkmak” ifadelerini kullandı.
CHP’de dile getirilen eleştirilerin ve hataların Kılıçdaroğlu dönemiyle ilgili olmadığını geçmişten bugüne kadar geldiğini söyleyen Salıcı, seçim gececisini işaret ederek, “O gece bazı arkadaşlarımız değişim, yenilenme bu konuda bir aydınlanma yaşadılar. Partinin sorunları olduğunu görüyorum, bu sorunları yakıcı sorunlar olduğu görüyorum ama bu sorunları tek başına, sadece, biricik Kemal Kılıçdaroğlu ile ilişkilendirmenin doğru olmadığı kanaatindeyim” dedi.
Konuşmasının devamına Başkan Adayı Özgür Çelik’le ilgili konuşan Salıcı, “Bir iki tavsiyem var, ağabey tavsiyesi diye kabul etsin sayın Özgür Çelik kardeşim. Anadolu yakasından geliyorum, gelirken bayağı bir bilboard gördüm, hepsinde yakışıklı bir fotoğrafı vardı Özgür’ün. Bizim kongremizde 600 seçilmiş delegemiz, 50 civarında da doğal delegemiz var. 650 kişiyi etkilemek için İstanbul’un 3 bölgesine bilboard astırmak israftır kardeşim. Partinin meselelerini lider yarışına döndürmemiz lazım. Soğukkanlı konuşabiliyor olmamız lazım. Birbirimizle kucaklaşabiliyor olmamız lazım” dedi.
Salıcı şunları söyledi: "Sayın Kumkumoğlu (Ali Kemal Kumkumoğlu) güzel bir konuşma yaptı. Dedi ki, ‘Özgür Çelik, televizyona çıktı ben sayın Kılıçdaroğlu’na destek vereceğim seçilirsem’ dedi. Ben onu dinlemedim, duymadım da eğer öyle dediyse saygı duyarım. Ama sayın Kumkumoğlu, sayın Özgür Özel’in bundan haberi yok. Sayın Özgür Özel’in beyanı var ben dinledim. Diyor ki, ‘İstanbul seçim sonuçlarını bekliyoruz. Değişim kazanırsa işimiz kolay. Değişim kaybederse başa baş bir yarış olacak’ diyor. Özgür’ün bundan haberi yok, birisinin değerli dostumuz Özgür Özel’e burada bir değişim tartışması olmadığını, eğer yoksa söylemesi lazım. Eğer varsa açık açık çıkıp ‘biz değişimden yanayız, kazanırsak Kemal Kılıçdaroğlu dahil değiştireceğiz’ demesi lazım. Mahcubiyetçi değişime geçit veremeyiz. Eğer görüşümüz değişimden yanaysa başım üstüne, çıkarız göğsümüzü gere gere kendi görüşümüzü söyleriz. Eğer görüşümüz mevcut genel başkanın devam etmesi, ama partide birçok değişikliğin, yenilenmenin yapılması, uzun vadeli yapısal reformların önünün açılmasıysa bunu da çıkıp benim söylediğim gibi söylersiniz."
Kongre il başkan adaylarının konuşmasıyla devam etti.
ÖZGÜR ÇELİK: MUTLAKA KAZANACAĞIZ
CHP İstanbul İl Başkan adayı Özgür Çelik, yaptığı konuşması sık sık gençlerin attığı sloganlarla kesildi. CHP’nin kongre ve kurultay süreçlerinden güçlü çıkması gerektiğine vurgu yapan Çelik, “Ülkemizin her zamankinden çok partimize ve bu salondaki herkese ihtiyacı var” dedi. “2023 seçimlerinin bir umut kırılması yarattığını biliyoruz” sözleriyle 14 ve 28 Mayıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimlerinden alınan yenilgiyi hatırlatan Çelik, özeleştiri ve kucaklaşma çağrısı yaptı.
İl kongresini tarihi bir dönüm noktası olarak gören Çelik, “Buradan çıkacak iradeyi yazacak. Buradan çıkacak umudu yazacak” dedi. Oğuz Kaan Salıcı'nın “billboardlardaki israf” eleştirisine yanıt veren Çelik, afişlerin maaliyetinin kendisini destekleyen bir büyüğü tarafından karşılandığını ifade etti. Konuşmasında siyasi geçmişinden örnekler veren Çelik, "Umudu yeniden yeşertecek enerjimiz ve gücümüz var” dedi. Seçilmeleri halinde İstanbul’u nasıl bir vizyonla yöneteceklerinin örneklerini paylaşan Çelik örgütlenme modelinden söz etti. Seçimlerdeki hedefini açıklayan Çelik, “Hedefimiz İstanbul Büyükşehir Belediyesini yeniden kazanmak, en az 25 ilçede iktidar olmak, İstanbul’da meclis çoğunluğunu sağlayarak tüm engellemeleri ortadan kaldırmak” dedi.
FATİH KONGRESİNİN İPTAL EDİLMESİNE ELEŞTİRİ
Özgür Çelik, Ekrem İmamoğlu’nun iki listede aday olarak yer almamasını da eleştirdi. Fatih İlçe Kongresi’nin hukuksuz bir şekilde iptal edilmesine tepki gösteren Çelik “Fatih İlçe örgütümüz asla umudunuzu kaybetmeyin. Asla moraliniz bozulmasın. Hep birlikte sizinle Fatih’i kazanacağız. Çünkü Fatih ilçemiz bizim için önemli. Fatih kazanmaya en yakın olduğumuz ilçe. Fatih kongresinin listemizde temsiliyetini sağladık. Bundan sonra da Fatih özel alanımız olacak. Burada örgütümüze söz veriyorum. Bizim dönemimizde hangi ilçede kongre yapılırsa yapılsın bizim yanımızda durur mu hesabı yapılmayacak. 39 ilçeye eşit yaklaşacağız. Kongre hesapları ile değil parti içi demokrasi için mücadele edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Kongreden yarıştığı Canpolat ile el ele kol kola çıkacaklarını belirten Çelik, “Yaşanılır bir İstanbul’un, demokratik bir Türkiye’nin mücadelesini hep birlikte vereceğiz” diye konuştu.
Kongre sürecinde kendisiyle ilgili yapılan karalama kampanyalarına değinen Çelik bunlardan bir sonuç alınamadığını belirterek "Havuz medyasında hakkımda haber yaptırılmasına rağmen nezaketten asla taviz vermedim. Üzülerek ifade ediyorum ki, 'Özgür Çelik’in açıklarını bulma ekipleri' kuruldu. Ancak bir sonuca ulaşamadılar.” dedi.
Adaylık tartışmasının yanlış zeminde yapıldığına ve bunun partiye zarar verdiğini belirten Çelik “Bizim kavgamız kendi yoldaşlarımızla değil, bu çürümüş düzenle” dedi.
“İMAMOĞLU İLE İSTANBUL’U YENİDEN KAZANMAK İÇİN MÜCADELE VERECEĞİZ”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kongre tartışmalarına çekilmesini de eleştiren Çelik “Sayın İmamoğlu partimizde ilçe başkanlığı yapmış, 2014 yılında AK Parti’den aldığımız tek belediye olan Beylikdüzü’nü kazanmış, 25 yıl sonra İstanbul’u haramilerin saltanatından kurtarmıştır. Kaldı ki 6 ay sonra hep birlikte belediye başkanımızla İstanbul’u yeniden kazanmak için büyük bir mücadeleye girişeceğiz” dedi.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile kendisi ve Canpolat’ın verdiği pozu hatırlatan Çelik, “Genel başkanımız Parti meclisinde tarafsızlık konuşması yaptı. Onun adayı bunun adayı tartışmalarını yanlış buluyorum” dedi.
CANPOLAT: CHP'DEN İSTİFA EDİP İYİ PARTİ ÜZERİNDEN İŞE GİRME DÖNEMİ BİTECEK
Çelik’ten sonra konuşan Cemal Canpolat, CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun yuhalanmasına tepki gösterdi. CHP’deki “değişim” tartışmalarına değinen Canpolat, “Bu parti baraj altında da kaldı, iktidar da oldu. Bu dönem başka bir gelenekle karşı karşıyayız. Daha dün seçim olur olmaz, seçim daha bitmeden CHP'nin eleştiri-özeleştiri mekanizmasını çalıştırmasına fırsat vermeden, kapıda bakan olmak için bekleyenlerin, 4 gün sonra değişim diye ortaya çıkmalarını kabul edemez bu parti” ifadelerini kullandı. CHP İl başkanlığı döneminde yapılan referandumda yüzde 52 oranında hayır çıkardıklarını söyleyen Canpolat, “Genel merkezde milletvekili koridorlarında dolaşmadım. Atanmak için el pençe divan durmadım. Atanmak için el pençe duranlar şimdi değişimden bahsediyor. Önce siz değişeceksiniz." dedi.
İMAMOĞLU’NA "İŞE ALIM" ÜZERİNDEN ELEŞTİRİ
İstanbul Büyükşehir Belediyesinde işe alımlar üzerinden Ekrem İmamoğlu’nu eleştiren Canpolat, şunları söyledi: "Hiç kimsenin İstanbul'da belediye başkanlığını almaya inanmadığı bir dönemde, Kadir Topbaş istifa ettiğinde o dönem Beylikdüzü Belediye Başkanımızı İstanbul'a belediye başkan adayı yaptım. O günden biz bunu gördük. Öyle kimse kendine pay çıkarmasın. Belediye başkanı olduktan sonra CHP örgütünü dışarıda bırakmayı kabul edemiyorum. CHP'lilerin başka partiler üzerinden işe girmesini içime sindiremiyorum. CHP'lilerin sadece ilçe seçimlerinde, mahalle seçimlerinde, delege seçimlerinde işe girdiğini sevinerek duyuyorum. CHP delegelerini sadece size oy vermek için işe aldığınız bir dönemi kabul edemiyorum. Sevgili delegeler, CHP'den istifa edip İYİ Parti üzerinden işe girme dönemi pazar gününden itibaren bitecektir.”
"BELEDİYE BAŞKANLARI KENDİ ALANLARINA ÇEKİLECEK"
Özgür Çelik'in İmamoğlu'na listesinde yer vermemesiyle ilgili eleştirisine Canpolat, "Hiçbir belediye başkanı benim listemde yok. Ben örgütü listeye koydum örgütü. Bir önceki kongrede söyledim. Beni seçerseniz belediye başkanları, ilçe başkanları ve örgütün önünde önlerini ilikleyecekler demiştim. Tercihinizi yapmadınız. Şimdi bir kez daha söylüyorum: Belediye başkanları kendi alanlarına çekilecek. Kamucu belediyecilik yapacaklardır. Sosyal demokrat, solcu belediyecilik yapacaklardır. Sağ siyasetle belediyecilik olmaz. AKP'nin devşirme kadrolarıyla belediyecilik yapamazsınız. İYİ Parti kadrolarıyla solcu belediyecilik yapamazsınız” ifadeleriyle yanıt verdi.
CHP’deki “değişim” tartışmalarına değinen Canpolat, “Bu değişimi dışarıdan atanan belediye başkanlarıyla değil, örgütle yapacağız. Rüşvetle milletvekili olanlar değişimden bahsedemez. Değişimi biz yapacağız genel başkanımızla birlikte yapacağız. Sağ ile kucaklaşma dönemi bugün bitmiştir. Solumuza döneceğiz” dedi.
Parti içinde barışmayı sağlayacağını vaat eden Cemal Canpolat, "Birbiriyle barışmayan bir örgütü barıştıracağız. Belediye başkanları, belediye başkanlarıyla kavgalı. İl başkanını tanımayan belediye başkanları, parti yönetimini tanımayan belediye başkanları, ili tanımayan ilçe başkanları... Gençleri birbiriyle kavga ettiren bir parti yönetimi olabilir mi? Ben o gençleri birleştirmeye geliyorum" şeklinde konuştu.
Adayların konuşmasından sonra seçime gidildi. Beyaz liste Özgür Çelik, kırmızı liste ise Cemal Canpolat’ın listesi oldu.
ÖZGÜR ÇELİK KAZANDI
CHP'nin eski İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat ile Bahçelievler İlçe Başkanı Özgür Çelik'in aday olduğu kongrede, oyların 342'sini Çelik, 310'unu Canpolat aldı. Özgür Çelik, CHP İstanbul İl Başkanlığına seçildi.
Sonucun açıklanmasının ardından bir konuşma yapan Çelik, kendisini destekleyenlere teşekkür etti. Çelik, "Bu bir zafer konuşması değil. Biz zafer konuşmasını İstanbul'u yeniden kazandığımızda, Türkiye'yi kazandığımızda gerçekleştireceğiz." dedi.
Çelik, "Yarın Cumhuriyet Halk Partisini tartışacak olanlara diyorum ki, lütfen lider sultasıyla il başkanı belirleyenleri tartışın. Lider sultasıyla ilçe başkanları belirleyenleri tartışın. Cumhuriyet Halk Partisi parti içi demokrasiyi yaşatmaya devam edecek." ifadelerini kullandı.
Çelik, kongrede yaşanan tartışmalara dair ise "Acaba örgütte bu karşılıklı bir kırılma yaratabilir mi endişesi olmasın. Biz, ilçe başkanlarımızla, il yönetimimizle, kadın kolumuzla, gençlik kolumuzla, tüm örgütümüzle kucaklaşmayı hazırız." diye konuştu.
İSTANBUL KONGRESİ NEDEN ÖNEMLİ?
CHP İstanbul ilçe kongreleri geçen ay tamamlanmış; 39 ilçeden 14'ünde yeni ilçe başkanları seçilmişti.
4-5 Kasım tarihinde yapılacak olan CHP Genel Merkez kurultayında 1200 kurultay delegesinin 196’sının İstanbul’dan gidecek olması nedeniyle il kongresinden çıkan sonuç önem taşıyor. Kongre sonucu 31 Mart 2024'te yapılacak yerel seçimler için de önemli görülüyor. (İstanbul/EVRENSEL)