08 Ekim 2023 15:12

SES Adana Şubesi Genel Kurulu’nda ortak mücadele çağrısı

SES Adana Şubesinin 11’inci Genel Kurulunda sağlıkta yaşanan sorunların çözümü için sağlık bileşenlerinin ve halkın ortak mücadelesine vurgu yapıldı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Adana Şubesi (SES) 11’inci Genel Kurulu başladı. Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde yapılan Genel Kurul’da sağlıkta yaşanan sorunlara dikkat çekilerek sorunların çözümü için sağlık bileşenlerinin ve halkın ortak mücadelesine dikkat çekildi.

"FİİLİ MEŞRU MÜCADELEYE GERİ DÖNMEK GEREKLİ"

SES Adana Şubesi Eş Başkanı Halide İnci, KESK’in de içerisinde olduğu, emek ve demokrasi mücadelesinde gerileme söz konusu olduğunu ifade etti. Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin 1990 yılından itibaren memurlara sendika yasağına karşı fiili ve meşru mücadele anlayışı ile kurdukları Genel Sağlık İş, Tüm Sağlık Sen, Sağlık Sen ve Sosyal Hizmet Sen sendikalarının meşru mücadelesinin birleşerek SES’i kurduğunu hatırlatan İnci, emek ve demokrasi mücadelesindeki sorunların çözümü için fiili ve meşru mücadele hattına geri dönmek, KESK içerisinde dayanışma ruhunu yükseltme ihtiyacı olduğunu ifade etti.

"PANDEMİ VE DEPREMDEN DENEYİMLER BİRİKTİRDİK"

SES Adana Şube Eş Başkanı Dr. M. Enis Akyüz, yönetime seçilmelerinden 10 gün sonra pandemi patladığını, sonrasında da deprem yaşadıklarını belirterek bu dönemden deneyimlerle çıktıklarını aktardı. Pandemide nasıl sendikacılık yapılır konusunda başta bir fikirleri olmadığını dile getiren Akyüz, bu süreçte kendilerinin de sağlık sorunları ile mücadele ettiklerini, kendilerinin de kayıpları olduğunu belirterek “Hatırlarsınız o zaman ekipman sıkıntımız vardı. Sağlık Bakanı ‘Ekipman sorunumuz yok’ açıklamaları yapıyordu. SES ve TTB’nin bu sorunu gündeme getirmesi sayesinde ekipmanlarımız sağlandı. O süreçte ben de babamı kaybettim. Yanımızda SES’in olmasını, arkadaşlarımızın yanımızda olması çok önemliydi. Buradan pandemi ve depremde kaybettiğimiz sağlık emekçilerini anmak istiyorum” dedi.

Ardından yaşanan depremin yarattığı yıkımı yaşadıklarını anlatan Akyüz, 8 ayda deprem bölgesinde sorunları çözmeye değil, görüntüyü kurtarmaya yönelik bir çaba söz konusu olduğunu dile getirdi. SES, TTB ve Türkiye Psikiyatri Derneği üyesi sağlıkçıların Türkiye’nin dört bir yanından yıllık izinlerinden kullanarak deprem bölgesinde gönüllü olarak çalıştığını ve bunun onur verici bir şey olduğunu dile getiren Akyüz, “Biz de Antakya, Adıyaman ve Maraş’a gittik. O insanlar orada bir hiyerarşi oluşturmadan bugün ne yaptık, yarın ne yapacağız meselesini her akşam toplantıda birlikte karar vererek bir sağlık sistemi ortaya koydular. Biz söylemlerimizi aslında slogan olsun diye söylemiyoruz. Bizim söylemlerimiz uygulanabilir. Aslında insani olan da budur” dedi.

"ŞİDDETE KARŞI TOPLUMUN TÜM KURUMLARI İLE BİRLİKTE HAREKET ETMELİYİZ"

Toplumun her alanındaki şiddetin sağlık alanına da yansıdığını ifade eden Akyüz, “Hepimiz biliyoruz, bu bir politika. Halka sunamadıkları sağlık hizmetini ‘döverek sundurabilirsiniz’ dedikleri bir politika. Sessizlikleri de bundan. Bunun için tek yolumuz var. Mücadele edeceğiz. Sağlık emekçileri olarak en başından beri mücadele ediyoruz, ama toplumsal refleksi harekete geçirmemiz gerekiyor. Bundan sonra yapmamız gereken toplumda şiddeti yasaklayacak kuralları harekete geçirmek için toplumun tüm kurumları ile birlikte hareket etmeliyiz." diye belirtti.

“SAĞLIK EMEKÇİLERİNİN BİRBİRİ KARŞISINA KONMASINI OTURUP DÜŞÜNMEMİZ GEREKİR”

Pandemi zamanında kapitalizmin, sağlık hizmetinin kâr alanı haline getirilmiş olmasının ne kadar yıkıcı olduğunun daha görünür olduğunu ifade eden Akyüz, “Adana Tabip Odası ile birlikte yaptığımız en kitlesel eylemler, iş bırakma eylemleri bu dönemde ortaya çıktı. İktidar buna sağlık emekçilerini birbirine düşürerek cevap verdi. Başarılı da oldu. Bu konuda şapkayı önümüze koyup düşünmemiz gerekiyor. Burada gidebileceğimiz yer değişim, yeni tutumlar. Bir yandan da geçmişten aldığımız geleneği de hatırlamak gerekir. Zamanında bir sürü tartışmalarına, kavgalarına rağmen birlikte tek bir sendikada birleşmeyi kabul eden öncüllerimizin sayesinde buradayız. Bizim de bunu bir şekilde başarabilmemiz lazım. 3,5 yılda bu görevi bana verdiğiniz için teşekkür ediyorum” dedi.

“BURADA KALACAĞIZ VE MÜCADELE EDECEĞİZ”

Adana Tabip Odası Başkanı Dr. Selahattin Menteş, sağlıkta şiddet sonucu hayatını kaybeden hekimlerin bir tanesi hariç hepsinin son 20 yılda kaybedildiğine dikkat çekti. Bu tablonun son 20 yılda ülkenin nasıl yönetildiğini net şekilde ortaya koyduğunu ifade eden Menteş, “Sessiz kalarak, teşvik ederek bu sorunu çözüyorlar. TTB’nin açıkladığı belgelerde 2012’ye kadar ülkeyi terk edip yurt dışına giden hekimlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda. Ama  2021 yılında bin 450 hekim. Bunların içerisinde ebeleri, hemşireleri saymıyorum. Ülkenizi bırakıp dönmemecesine başka yerlere gidiyorsunuz, neden? Çünkü sizi bu ülkede tutacak bir şey kalmamış. Bu çok acıdır. Biz hem Adana Tabip Odası, ve TTB olarak bu ülkede kalmaya devam edeceğiz. Çünkü bu coğrafya bizim coğrafyamız. Burada kalacağız ve mücadele edeceğiz” diye konuştu.

Umudunu yitirip ülkeyi terk edenlere genel kurulda bulunanların bir şey söylemesi gerektiğini ifade eden Menteş, “Son seçime doğru büyük umut bağlamıştık. Bu coğrafyada değişim olursa barış gelir, huzur gelir, gençlerimizin umutlar kırıldı. Gençlerimiz ve insanlarımız umutsuzluğa sürüklendiler. Hem bu salon ve insanlarımız ülkeyi terk eden gençlere ve sağlıkçılara bir şey söylemesi gerekir. ‘Bitmedi o kavga ve sürecek, yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek" şeklinde konuştu.

“BİRLİKTE MÜCADELE ETMEZSEK YOL KAT EDEMEYİZ”

KESK Adana Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Eser Demirçin, birkaç gündür 10 Ekim Ankara Gar katliamında hayatını kaybedenleri anmaya devam ettiklerini belirterek 10 Ekim salı günü yapılacak anma etkinliğine çağrı yaptı. Sağlık emekçilerinin sınırsız saatler tuttuğy nöbetlerin, son 20 yılda artan şiddet sorunun devam ettiğini dile getiren Demirçin, "Bunun önüne yurt dışına giderek geçmeyeceğiz. Bunun önüne hep birlikte geçeceğiz. Mücadele etmezsek hiçbir yol kat edemeyiz” dedi.

Dev Sağlık-İş Genel Merkez Yöneticisi Cumali Bolat, yılarca sağlıkta taşeron olmaz, insan ihale ile çalıştırılmaz diyerek güvenceli iş için mücadele verdiklerini belirterek “Bu mücadeleyi verirken ‘Sağlık ekip işidir’ dedik. Sağlık ekip işi ise mücadeleyi de birlikte vermemiz gerektiğini savunuyoruz. Burada bulunan sağlık örgütleri ile herkese, ulaşılabilir, nitelikli, anadilinde sağlık hizmeti için sağlık hizmetini alanların ortak mücadelesini savunuyoruz. Birlikte mücadeleyi devam ettireceğiz” dedi.

(Adana/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Süryanilerden Gabar Dağı’ndaki Mor Aho Manastırı’nda 34 yıl sonra ilk ayin

SONRAKİ HABER

Adana Tabip Odası Başkanı Selahattin Menteş: Adana’da sağlık sistemi tıkanmış durumda

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa