09 Ekim 2023 04:21

İşçiyi vergiyle soyuyorlar: Ücretin üçte biri gelir vergisine gidiyor

İşçilerin ücretinden kesilen vergi oranları sene sonuna doğru artıyor. İşçiler yüzde 27’lik vergi dilimine girdiklerinde ücretlerinin üçte biri vergiye gidiyor.

Fotoğraf: Gözde Meydan/Evrensel

Paylaş

Murat UYSAL
İstanbul

Türkiye’de vergi sistemi adaletsizliği büyüyor. Vergi gelirinin büyük bir bölümünü oluşturan ÖTV ve KDV gibi dolaylı vergiler markette, manavda, kasapta işçiden de patrondan da aynı oranda alınıyor. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ülkeleri arasında Türkiye dolaylı vergilerin toplam vergi geliri içerisindeki payının en fazla olduğu ülke konumunda. Bir diğer vergi kaynağı olan gelir vergisi, kurumsal vergi gibi doğrudan vergilerde ortalamasının 11.2 olduğu OECD ülkeleri arasında yüzde 5.5’lik oranıyla Türkiye sonuncu sırada yer alıyor. Doğrudan vergiler içinde en büyük paya sahip gelir vergisi ise Türkiye’de işçinin cebine girmeden kesilirken, patronlar, büyük sermayedarlar doğrudan vergisini kaçırabiliyor, vergi affıyla ödüllendirilebiliyor.

Her senenin başında, çalışanın ücretinden kesilecek vergi oranını belirleyen vergi dilimi kararlaştırılıyor. 2023 yılı için 2022 aralıkta belirlenen vergi dilimi şöyle işliyor: Toplam kazancı 70 bin lirayı geçmemiş bordrolu işçiden ücretinin yüzde 15’i, işçinin sene başından itibaren aldığı ücret toplamı 70 bin lirayı geçtiğinde ücretinin yüzde 20’si, 150 bin liradan sonrası için ücretinin yüzde 27’si kesiliyor. 550 binden sonrası için ise yüzde 35’lik vergi kesintisi uygulanıyor.

BORDRODA GÖRÜNEN PARA

Bu verilerin ne anlama geldiğini bir işçi bordrosuyla açmaya çalışalım. Ahmet* Maltepe Belediyesinde çalışan, toplu iş sözleşmesi kapsamında, Genel-İş üyesi bir işçi. Ahmet’in ocak ayında aldığı brüt ücret 18 bin lira. Aldığı dediğimize bakmayın, Ahmet bu parayı yalnız bordrosunda görebiliyor. 18 bin lira brüt ücretinden SGK primi işçi payını, işsizlik primi işçi payını düştükten sonra kalan paradan bir de yüzde 15’lik vergi kesiliyor. 18 bin liradan Ahmet’in cebine giren 13 bin lira oluyor.

"SENE BOYUNCA UCUZLAYAN TEK ŞEY EMEK"

Ahmet’in brüt ücretinden SGK primi ve işsizlik fonu payını düştükten sonra vergi matrahına dahil olan ücreti her ay üst üste koyuluyor. 70 bin liranın altında kaldığı müddetçe Ahmet’in ücretinden yüzde 15 gelir vergisi kesiliyor. Ancak yılın beşinci ayı geldiğinde Ahmet’in sene boyunca aldığı toplam ücret 70 bin lirayı geçiyor. Ahmet mayıs ayından itibaren ücretinin yüzde 20’sini vergi olarak vermeye başlıyor.

Ahmet senenin ortasında verdiği verginin artmasını şöyle yorumluyor: “İğneden ipliğe her şeye zam geliyor. Bir hafta aldığını öbür hafta aynı paraya alamıyorsun, markete giderken geçen hafta aldığın paradan daha fazlasını alarak çıkıyorsun evden, zam gelmiştir korkusuyla. Her hafta her şeye zam gelirken, sene boyunca ucuzlayan tek şey emek. Ocakta aldığım ücret zaten enflasyon, hayat pahalılığıyla kuş kadar kalıyor. Senenin ortasına gelene kadar 13 bin lira sadece lafta 13 bin lira. Ocakta aldığım 13 bin liranın alım gücü mayısta kaybolup gidiyor zaten. Mayısta ne yapıyorlar? Biz bir kere daha vergi dilimine giriyoruz. O 13 bin lira 12 bine, hatta, 11 bine kadar düşüyor. Asgari ücrete çalışır hale geliyoruz.”

EK ZAMDAN ALDIĞI VERGİYE GİDECEK

Ahmet’in ücreti mayıs ayında artmıyor ama ödediği vergi artıyor. Ahmet’in alım gücü bakımından çoktan erimiş ücreti bir de artan vergi oranıyla eriyor. Yüzde 20’si vergiye kesilen ücret mayıs, haziran ve temmuz ayında asgari ücret seviyesine düşüyor. Peki bu kesinti burada kalıyor mu? Sendikalı iş yerinde ücretin asgari ücret seviyesine inmesi, sene başındaki alım gücüne erişememeleri ek zam talebini gündeme getiriyor. İstekler belirleniyor, mücadele veriliyor, işçiler ağustosta ek zam alıyor ancak üçüncü vergi dilimi yaklaşıyor. Ağustos ayına gelindiğinde Ahmet’in senenin başından beri toplam kazancı 125 bin liraya dayanmış durumda. Ağustos ayında 30 bin lira olan toplam kazancından 4 bin 600’ü gelir vergisi kesintisi olmak üzere toplam 7 bin 400 lira kesinti yapıldı. Ahmet’in ağustos ayında sosyal haklar dahil cebine giren para 23 bin lira. Ekim ayında yüzde 27’lik vergi kesintisi ile Ahmet’in ücreti 20 bin liraya dayanmış olacak.

BENDEN ALDIĞI KADAR PATRONDAN VERGİ ALABİLİYOR MU?

Ahmet sene başından beri, eylül ayına kadar toplam 26 bin liranın üzerinde gelir vergisi verdi. Sene sonuna kadar neredeyse bir bu kadar daha vergi verecek. Küçük bir hesapla Maltepe Belediyesinde çalışan ortalama 3 bin işçi olduğunu düşünürsek bu işçiler toplamda 78 milyon lira vergi verdi, daha da verecek. İşçinin marketten, manavdan, kasaptan verdiği dolaylı vergileri daha hiç hesaba katmadık. Ahmet bu kadar vergi veriyorken milli gelirden aldığı pay her geçen yıl biraz daha düşüyor, patronların ise sürekli artıyor. Ahmet gibi işçilerin patronlarının kaçı sene başından beri bu kadar vergi vermiştir ki milli gelirden payları bu denli artıyor? Ahmet de dolaylı bunu sorguluyor: “Koca devleti ben ayakta tutuyorum. Her ay kalem kalem kesinti oluyor, en dipte kazanca 30 bin lira yazıyor elime geçen para 20 bin lirada kalıyor. Devlet patronlardan bu disiplinde vergi kesebiliyor mu? Kesse benden aldığı vergiye ihtiyacı kalır mı? Ne yapıyor, milyonları götürenlerin milyonluk vergi borcunu siliyor, affediyor. Benden aldığı oranda vergiyi patrondan da alıyor. Parayı binbir emekle ezilerek bükülerek kazandığın yetmiyor, patrondan da devletten de koruman gerekiyor. Biri elindeki parayı almaya çalışırken öbürü daha eline geçmeden çalıyor.”

* İşçinin ismi talebi üzerine değiştirilmiştir.

ÖNCEKİ HABER

Laiklik Meclisi “Eşit, özgür bir ülke için Laiklik Bildirgesi”ni ilan etti

SONRAKİ HABER

Mültecilerin sırtından popülizm yarışı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...