EMEP Milletvekili Karaca, 10 Ekim Katliamı'na dair 8 soruyu Mecliste sordu

EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, 10 Ekim Ankara Katliamı'nın 8'inci yılında aydınlatılmayı bekleyen 8 soruyu Mecliste dile getirdi, "Cevabı verecekler bu çatının altında" dedi.

10 Ekim 2023 15:56
Paylaş

Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, 10 Ekim Ankara Katliamı'nın 8'inci yılında, halen aydınlatılmayı bekleyen 8 soruyu Mecliste düzenlediği basın toplantısında dile getirdi.

"Bu katliamın sorumluları bu çatı altında" diyen Karaca, "Katliamları tek adam rejiminin talimatlı yargısı değil, emek barış ve demokrasi güçlerinin ortak mücadelesi aydınlığa kavuşturacak. Bu ortak mücadeleyi büyütmek için buradayız. 10 Ekim'in hesabını hep birlikte soracağız" diye konuştu.

"CEVABI VERECEKLER BU ÇATININ ALTINDA"

10 Ekim'in ülke tarihinin en kanlı katliamı olduğunun altını çizen Karaca, "8 yıldır süren adalet mücadelesinde kimi gerçekleri bizzat avukatlar eliyle, 10 Ekim Barış Derneği eliyle öğrenebildik ama karanlığa kapı açacak soruların halen duymazdan gelindiği bir yargı süreciyle de karşı karşıyayız. Üstün bir çabayla yıllardır cevabı aranan sorular var. Bugün o soruları, mücadelenin bir parçası olarak biz de Meclisten soracağız. Avukat Komisyonunun paylaştığı, 8 yılın 8 sırrını bu Meclis çatısı altından da sormak, cevabını aramak istiyoruz çünkü cevabı verecekler bu çatının altında" dedi.

Karaca, bu "8 sırrı" şöye aktardı:

1- GİZLENEN SORUŞTURMALAR

"Katliamın ardından soruşma savcılarının ilk yaptıkları iş soruşturma dosyasına kısıtlılık kararı ve yayın yasağı getirmek oldu. Soruşturma süreci kamuoyundan gizlendi. Ama dava sürecinde görüldü ki soruşturma esnasında deliller bile doğru düzgün toplanmamış, failler ciddi olarak araştırılmamış, en önemli deliller mahkemeden ve kamuoyundan gizlenmiş, katliam faillerine yol veren ve görevini yapmayan kamu görevlilerine hiçbir biçimde dokunulmamış. Yani soruşturmanın gizliliği aslında gerçekleri gizlemek için kullanılmış.

Soruyoruz: Katliamın ardından soruşturma savcıları neden ilk iş olarak dosyaya kısıtlılık uygulanmasını istedi?"

2- SUSTURULAN FAİLLER 

"8 yıldır kimliği tespit edilmeyen canlı bombanın beyaz ayakkabısından katliamı çözdüğünü iddia etti emniyet. Ama her nedense katliamın en önemli faillerini canlı ele geçiremedi. Katliamın planlayıcı ve uygulayıcılarının operasyonlarda kendilerini patlattıkları ileri sürüldü. Ama adli tıp raporları gösterdi ki kendini patlattığı söylenen Mehmet Kadir Cebael kafasından bitişik atışla öldürülmüş.

Soruyoruz: Katliamı organize eden en önemli failler neden canlı ele geçirilmedi?"

3- GİZLENEN FAİLLER 

"IŞİD’in Gaziantep’teki gizli hücre evleri ve depolarına girip çıktıkları güvenlik kamerası kayıtlarıyla tespit edilen tam 32 kişi var. Ancak ayan beyan görüntülerine rağmen 8 yıldır bu kişilerin kimlikleri tespit edilemiyor. Dosyadaki bütün belgeler avukatlar tarafından toplandı! Tamamen komisyon avukatlarının topladığı bu belgeler ise soruşturma dosyasına kısıtlılık kararıyla gizlendi.

Soruyoruz: Katliam faillerinden bazılarının gerçek kimlikleri neden halen neden tespit edilmedi?"

4- GİZLENEN İHBARLAR

"Canlı bombalara eskortluk eden Yakub Şahin ve örgütün nakliyecisi Hüseyin Tunç katliam hazırlığı yaparken; bomba malzemesi satın almak istedikleri bir esnaf tarafından ihbar edilmişti. Ve katliamdan tam 10 gün önce yapılan bu ihbarla birlikte Nizip Emniyeti tarafından kişilerin kimlik bilgileri tespit edildi, Gaziantep Emniyetine bildirildi. Ancak Gaziantep Emniyeti bu kişileri durdurmadı! Daha sonra ortaya çıktı ki katliamı soruşturan Ankara Emniyeti ve Ankara Savcılığı, katliamdan sonra kendilerine gelen bu ihbarla ilgili evrakı gizledi ve soruşturma dosyasına koymadı!

Soruyoruz: Katliamdan 10 gün önce bomba malzemesi alırken ihbar edilen katliam failleri neden katliamdan önce yakalanmadılar?"

5- GİZLENEN SANIKLAR

"Katliamı gerçekleştiren failler, canlı bombalar, silahlar ve mühimmatlar… Bunlar Suriye sınırından Türkiye’ye getirildi. Bu sınır geçişlerini organize eden katliamın firari sanığı İlhami Balı’nın, sınır komutanlarına emirler yağdırdığı ortaya çıktı! Yıllar boyunca tüm faaliyetleri emniyet ve jandarma tarafından sıkı takipte olmasına rağmen, hakkında çok sayıda soruşturma bulunmasına rağmen nedense yakalanmadı ve hiçbir engelleme ile karşılaşmadan faaliyetlerini rahatlıkla sürdürdü.

Soruyoruz: Katliamdan önce adım adım izlendikleri anlaşılan katliam faillerinin ve canlı bombaların sınırdan geçmelerine kimler neden göz yumdu?"

6- GİZLENEN DELİLLER

"Yargılama boyunca gördük ki sanıkların üzerlerinde ve hücre evlerinde ele geçirilen dijital materyallerin sadece bir kısmı, ilgili yerlerden mahkemeye gönderildi. Sonradan açığa çıkarıldı ki materyaller önce istihbarat süzgecinden geçerek gönderilmiş, üstelik bir kısmı da emniyet tarafından ayıklanmış. Ayrıca sanıklar ve katliama ilişkin istihbarat raporları da dosyaya getirtilmedi. Ve sanıklardan birinin katliam faillerini emniyete ihbar ettiğini bildirmesine rağmen üstelik, bu konu da araştırılmadı! 

Soruyoruz: Sanıklara ait dijital deliller ve sanıklar hakkındaki istihbarat raporları neden dosyaya gönderilmedi?"

7- GİZLENEN İSTİHBARATLAR

"Katliamla ilgili İçişleri Bakanlığı mülkiye müfettişleri tarafından düzenlenen bir rapor var. Bu rapor, Ankara Emniyet Müdürlüğü amirleri hakkında, katliamdan önce gelen istihbaratları gizledikleri için, dikkate almadıkları için soruşturma açılması gerektiğini söylüyor. Bu rapora rağmen hiçbir polis amiri hakkında bir tek soruşturma yapılmadı bu dosyada. Bu raporun dava dosyasına girmesi de 8 yıldır engelleniyor. 

Soruyoruz: Katliama dair mülkiye müfettişleri raporunun bazı bölümleri neden ısrarla saklanıyor?"

8- GİZLENEN SORUMLULAR 

"Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu 2015 yılı Haziran ve Kasım aylarında gerçekleşen iki seçim arasında yaşananlara ilişkin 'tüm gerçeklerin açıklanmadığını' itiraf eden sözler söylemişti. Ve kendi siyasi çıkarları için de bu 'sırrı' siyasi şantaj malzemesi olarak kullanmıştı. Davutoğlu bildiklerini halen saklıyor.

Soruyu bir kez daha soruyoruz: Neyi gizliyorsunuz? Kimi koruyorsunuz?"

"ENGELLEMEK BİR YANA, YOL VERDİLER!"

İki seçim arasında “olanlar” diye küçültülen sırrın; Diyarbakır, Suruç, Ankara, İstanbul ve Atep’i kana buladığını söyleyen Karaca, "Hep söyledik; Diyarbakır engellenseydi Suruç, Suruç engellenseydi Ankara Katliamı olmayacaktı. Ancak engellemek bir yana, yol verdiler. Bu suçu işleyenler, asıl sorumlular ise yargılanmadı ancak hayatını kaybedenlerin yakınları, katliamın mağdurları yargılandı, yargılanmaya da devam ediyor" dedi.

"PROTESTOYA KATILANLAR SÜRGÜN EDİLDİ"

Karaca açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Her yıl yapılmak istenen anmaya dönük polis saldırıları ve gözaltılara tanıklıkı ettik. Yüzlerce mağdura, yalnızca mezar başlarında, anmalarda yaptıkları konuşmalar için, katillerin yargılanmasını istedikleri için soruşturmalar açıldı bu ülkede ve cezalar aldılar üstelik. Protestoya katılan memurlara aylıktan kesme cezaları verildi hatta sürgün edildiler. Katliamda yaşamını yitiren Osman Turan Bozacı’nın mezarı başında yaptığı konuşmada AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da sorumlu olduğunu söylediği için oğlu Çağlayan Bozacı defalarca gözaltına alındı."

"GÖZ YUMAN VE YOL VEREN, BU KATLİAMIN SORUMLUSU ODUR"

"Biz de tekrar edelim: Yıllarca IŞİD'lileri izleyen, dinleyen, takip eden; her türlü suça göz yuman ve yol veren; iktidar uğruna seçimleri kana bulayan kimse, bu katliamın sorumlusu da odur. Bu katliamın sorumluları bu çatı altında. Bunca somut delile rağmen tek bir kamu görevlisini bile mahkeme önüne çıkarmayanlar; soruşturmaları, delilleri gizleyenler; aksine mağdurları yargılayanlar, ölüm ve yaralama tazminatlarını dahi komik miktarlara düşüren yargı makamları da bu katliama yol verenlerin adaletini temsil etmektedir."

"KATLİAMIN AYDINLATILMASI BOYNUMUZUN BORCU"

"Ama kimse şunu unutmasın: Bugün 8 yıl sonra bile o duruşma salonlarını boş bırakmayan, soruları korkmadan sormaya devam eden herkes; bu soruların cevaplarının alınmasının da garantisi olacak. Bugün canla başla yürütülen bu yargı mücadelesi basit bir dava değil. Bu aynı zamanda o gün meydanları dolduranların barış ve demokrasi mücadelesidir. Bu nedenle bir kez daha söylemek istiyoruz. Hem 10 Ekim'in hem de diğer katliamların aydınlatılması boynumuzun borcudur. Ve şunu çok iyi biliyoruz. Katliamları tek adam rejiminin talimatlı yargısı değil, emek barış ve demokrasi güçlerinin ortak mücadelesi aydınlığa kavuşturacak. Bu ortak mücadeleyi büyütmek; adalet, barış, eşitlik ve özgürlük için hep birlikte mücadele etmek için de biz de varız, buradayız. 10 Ekim'in hesabını hep birlikte soracağız." (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Amasya'da sandviç yedikten sonra rahatsızlanan 3 öğrenci hastaneye kaldırıldı

SONRAKİ HABER

Kobane Davası: Çözüm diyalog ve müzakerede

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa