Devlet temelinde ölen çocuklar

Deniz İPEK
İş Güvenliği Uzmanı

“İhmal var, oraya gittiğimizde kısa bir sac var, topu düşmüş topu alayım derken biri girmiş diğerleri de peşinden girmiş. Üçü de boğulmuş, gerekli yerlere şikayette bulunacağım. Orası okul, yaya yolu, benim çocuklarım gitti, başkasının çocukları da var. Oradan bir sürü öğrenci geçiyor, kimse istemez çocuğunun böyle bir duruma düşmesini. Benim üç tane çocuğum gitti. Peşini bırakmayacağız davacı olacağız.”

Bu sözler İstanbul Sancaktepe’de çevresinde hiçbir güvenlik önlemi alınmayan inşaatta; 7, 9 ve 11 yaşlarındaki üç çocuğu su dolu temel çukurunda boğularak ölen babaya ait. Aynı ailenin üç çocuğuna mezar olan inşaatın AKP’li Sancaktepe Belediyesi ile İstanbul Valiliğine ait olduğu, ihale süreci tamamlanmadan ‘göstermelik’ temel atma töreni yapıldığı ortaya çıkmıştı. Birgün gazetesinde çıkan habere göre de İstanbul Sancaktepe’de 7 yaşındaki Berat, 9 yaşındaki Baran ve 11 yaşındaki Batuhan Sağın isimli üç kardeşin yaşamını yitirdiği, İstanbul Valiliği ile AKP’li Sancaktepe Belediyesine ait olan inşaatın kaçak olduğu da ortaya çıktı.

İHMALLER ZİNCİRİ

Yani bu cinayetlerin sorumlusu devlet demek. Uydurma bir bariyerle çevrilen inşaat temeli mevzuata uygun olmadığı gibi sadece çocuklar için değil yetişkinler için bile tehlikeli. Bu olayda, belli bir yüke dayanımı olan, vidaları iç taraftan monte edilecek bir tasarım ve standartlara uygun yükseklikte olması gereken yapı temelinin çevre güvenliğinden bahsetmek mümkün değil. Olayda fiziki güvenlik önlemi için bir bekçi bulundurulmaması, yağan suyun temele dolmasını önleyecek bir sistem olmaması diğer sıralanabilecek ihmaller zinciri...

12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü’nde rapor paylaşan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), AKP’li yıllarda en az 888 çocuk işçinin hayatını kaybettiğini söylemişti. Çocuklar okul sırasında, oyun parkında olması gerekirken yoksulluk, güvencesiz işçilik, şiddet ve iş cinayetleri cenderesinin yanı sıra endüstrileşen küresel kentlerde ölümle burun buruna yaşıyor.

TRAFİK VE KİRLİLİK, GÖKDELENLER VE KENTSEL YAYILMA…

Bütün kent ilişkileri ve oluşumları, eninde sonunda, artı değerin üretimi ve yeniden üretimi ile buna el koymanın özel ekonomik politik araçlarının ve emek gücünün yeniden üretilmesinin olanaklarının yaratılmasına, geliştirilmesine ve yönetilmesine yöneliktir. Ne çocukların ne insanların ne de doğanın dostu olan bir sistem kapitalizmin yarattığı kent, artı değerin üretildiği başlıca alandır. Bu özellik, tarihsel olarak kente kapitalizm tarafından kazandırılmıştır ve kapitalizmin gelişmişlik ölçütü olagelmiştir. Mühendislik ve planlama danışmanlığı alanında özel bir şirket olan ‘Arup’un yakın tarihli bir raporunda, kentli çocukların karşı karşıya olduğu beş zorluk şöyle sıralanıyor; trafik ve kirlilik, gökdelenler ve kentsel yayılma, suç, sosyal korkular ve riskten kaçınma, izolasyon ve hoşgörüsüzlük, şehre yetersiz ve düzensiz erişim...

“Kentsel Oyun Alanı: Çocuk Dostu Planlama ve Tasarım Şehirleri Nasıl Kurtarabilir” (Urban Playground: How Child-Friendly Planning and Design Can Save Cities) kitabının Yazarı Tim Gill, İngiltere’nin Sheffield kentinde bir ailenin dört nesli üzerindeki çocukların yer değiştirmelerini gösteren bir haritayı kanıt olarak sunmuştu. 1919’da büyük büyükbabası 8 yaşındayken evden 10 kilometre uzaktaki bir balık havuzuna yürürken 2007’de, 8 yaşındaki büyük torunu sadece caddenin sonuna kadar yürüyebiliyor.

BERAT, BARAN VE BATUHAN İÇİN...

Emek-sermaye ilişkisinin modern kent organizasyonu içinde en yüksek sosyopolitik içerik ve biçimleri kazanabilmesinin bir nedeni, kentin bizzat kendisinin bir ‘sermaye birikimi’ olması. Ulaşım, üretim ve hizmet binaları, iletişim ve diğer kent-belediye işlevlerinin yürütülmesinin araçlarının ve yöntemlerinin üretimi, kentleri muazzam sermaye birikimi ve yatırım alanları haline getirmiştir. Bu modern kentlerde çocukların, gençlerin, emekçilerin sağlıklı ve güvenlikli yaşam alanları için; kapitalizmin canlı emek sömürüsüne dayanan cenderesinden kurtulmak için mücadelemiz, Berat, Baran ve Batuhan için...