Hatay'dan Mersine göç eden depremzedeler: ‘Önümüz kış, odun ve kömür alamayacağız’
Mersin’de yaşayan depremzedeler barınma gibi temel ihtiyaçlara ulaşımın geleceğe dair umutsuzluk ve belirsizliğe yol açtığını söylüyorlar.
Fotoğraf: Mahsun Kılıç / Evrensel
Mahsun Kılıç
Mersin
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin ardından 8 ay geçti. Afet bölgelerinde yaşanan sıkıntılar devam ederken çevre illere göç eden depremzedelerin de sorunları devam ediyor. Depremin başlarında Mersin’e göç eden 400 binin üzerinde depremzedenin 2 bine yakını Akdeniz ilçesi Kazanlı bölgesinde bulunan Cumhuriyet Mahallesi’nde yaşıyorlar. Resmi kayıtlara göre Cumhuriyet Mahallesi’nde şu an 338 depremzede yaşıyor. Depremzedeler, yaşadıkları barınma, temel ihtiyaçlara ulaşım, çocukların örgün eğitime devam edememelerinin yarattığı sıkıntıların yanı sıra geleceğe dair umutsuzluk ve belirsizliğin olduğunu söyleyerek yetkililerden çözüm beklediklerini dile getirdiler.
Güncel sorunları konuşmak için Cumhuriyet Mahalle Muhtarı İbrahim Koca, Sera Çalışanı Tuna Yalman, şoförlükten emekli olan Tevfik Demirel ve parça başı iş yapan Aytaç Karataş ile konuştuk.
‘KÖMÜR VE ODUN PAHALI OLDUĞU İÇİN ALAMIYORUZ’
Hatay’da 4 yıldır oto lastik işi yapan 45 yaşındaki Aytaç Karataş depremden hemen önce fıtık ameliyatı olmuş. Depremin birinci ayının sonunda ancak Mersin’e gelebiliyorlar. 3 aile beraber Tarsus’ta ev kiraladıklarını, sürecin zor olduğunu ve yerel halkın yardım ettiğini anlatıyor.
Depremden hemen önce fıtık ameliyatı olduğu için ağır işlerde çalışmakta zorlandığını aktaran Karataş, “Buraya geldik ve bir süreden sonra çalışmak zorundaydık. Doktor 1 yıl ağır işte çalışma dedi ama mecburen parça başı işlerde yevmiyeli çalıştım. Bu halde taşımacılık bile yaptım” dedikten sonra yaptığı işi göstererek, “Görüyorsunuz, muhtar parça başı bir iş buldu, çocuklara ranza yapıyorum, mecburen ne olsa yapıyoruz yoksa aç kalırız. Evime hafif hasarlı dendi ama kalamadık evde, sadece 10 bin lira yardım aldık. Başlarda erzak yardımı yapıldı o kadar” şeklinde anlatıyor.
“Önümüz kış” diyen, kömür ve odun fiyatları pahalı olduğu için alamadıklarını söyleyen Karataş, “Kışın elektrikli ısıtıcılarla ısınmaya çalışacağız. Yetkililerin yakacak yardımı yapması gerekiyor depremzedelere” diye en temel talebini iletiyor.
Hatay’da yeniden inşa sürecinin ranta açılmaması gerektiğini ‘hayatımız rant’ zaten diyerek, yetkililerin duyarlı olmasını söyleyen Karataş, “Şu an devletten destek almıyorum. Evim az hasarlı, destek sunuluyor mu bilmiyorum. Hatay eski haline dönsün, halen su sıkıntısı çekiyor insanlar. Hatay’a, eski hayatıma dönmek istiyorum” diyor.
‘BURADAYIZ AMA HAYATIMIZ YOK’
Depremden 15 gün önce kalp ameliyatı olan 58 yaşındaki Tevfik Demirel ise emekli. Hatay’ın Antakya ilçesinde yaşıyordu. Depremin ilk günü arabada kaldıktan sonra yakınlarının yardımıyla Mersin’ geliyorlar. O da Aytaç gibi depremzedelerin barınma ve temel ihtiyaçlarını karşılamada sorunlar yaşadığına dikkat çekiyor.
Şoförlükten emekli olan Demirel, aldığı emekli maaşı ve yaşam koşullarından şikayet ederek, “7 bin 500 lira emekli maaşım var, evin kirası 5 bin. Ev çok eski ve döküldüğü için bu kadar ucuz. Gelen 5 bin kira yardımı olduğu gibi gidiyor, evde 3 kişiyiz çalışan yok” diye duruma tepki gösteriyor. Demirel, “Buradayız ama hayatımız yok, hiçbir sosyal aktivitemiz yok, sadece hastaneye giderken buradan çıkabiliyorum” şeklinde anlatıyor.
‘ÖNÜMÜZ KIŞ, ODUN VE KÖMÜR ALAMIYORUZ’
Depremzedelerin barınma sorunu olduğunu, kış aylarında sorunların artarak devam edeceğini aktaran Demirel, “Temel ihtiyaçlara erişme sıkıntısı yaşıyoruz. Sağlıklı beslenemiyoruz, meyveyi taneyle alabiliyoruz, o da her zaman değil. Hastayım ama yeterli beslenemiyorum” diye yaşadıkları zorluğa değiniyor. Yaşadıkları evi anlatan Demirel, “Evin tabanı akıyor, yağmur başladığı zaman daha kötü olacak, yeni ev de bulamıyorum. Faturalar çok fazla, 2 bin lira olan faturalarım var. Önümüz kış, kömür ve odun alamıyoruz, nasıl ısınacağımızı bilmiyorum. Devlet el atsın, biz yıkılan evlerimizi istiyoruz” diye ifade ediyor.
Depremden sonra psikiyatri yardımı aldığını söyleyen Demirel, “5 gün boyunca uyuyamadığımı biliyorum. Kalp hastasıyım, az önce hastaneden geldim, pil var kalbimde. Devlet hastanesinde randevu bulamıyorum, emekli maaşımla özel hastaneye gidiyorum, siz düşünün geriye ne kaldığını” diyerek yaşadıklarına tepki gösteriyor.
‘DEVLET YARDIM ETMELİ DEPREMZEDELERE’
Cumhuriyet Mahallesi Muhtarı İbrahim Koca, barınma sorununun devam ettiğine dikkat çekerek şunları aktardı, “Depremin başlarında 1800 kişi kayıtlıydı ancak zamanla 338 kişiye kadar düştü depremzedelerin sayısı. Halen barınma ve iş bulmada sorunlar yaşıyoruz. Bunun yanı sıra çocuk bezi, çocuk maması, yaşlı bezi soranlar oluyor. Önümüz kış, insanlar doğru düzgün ısınamayacaklar, evinde hasta ve yaşlı olanlar var. Parça başı işler buluyoruz, seraya gidenler oluyor ama yetmiyor. Devlet yardım etmeli depremzedelere”
‘ABLAMIN YARDIMI OLMASA KIŞ AYINDA ISINAMAYACAĞIM’
Tuna Yalman ise 49 yaşında, Antakya’da uzun yıllar şoförlük yapmış. İkiz çocukları var. Eşini pandemide kaybettikten sonra üstüne deprem eklenince çocukların kötü etkilendiğini söylüyor. Şu an da uzun yıllardır seracılık yapan ablasıyla beraber çalışıyor.
Depremden hemen sonra Mersin’e ablasının yanına geldiğini söyleyen Yalman başlarda alışmakta zorluk çektiğini belirterek, “Depremin ilk günleri aç ve susuz kaldık. Duramadık orada, ablamın yanına geldik. Çocuklarım var ve serada çalışmak zorundayım. Bir gün çalışmazsam aç kalırız” diye anlatıyor.
Devletin ödediği kişi başı ve taşınma yardımı dışında bir şey alamadığını söyleyen Yalman, “Çocuklarla birlikte eski bir evde kalıyoruz, tam olarak ev de denmez. Yevmiye ile çalışıyorum. Ablamın yardımı olmasa kış ayında ısınamayacağım, odun ve kömür alamam kazandığım parayla” şeklinde konuşuyor.
ÇOCUKLAR ÖRGÜN EĞİTİME DEVAM EDEMİYOR
Çocuklarının durumunu anlatan Yalman, “Çocukların sosyal aktiviteleri yok, yani tek yaptıkları şey birkaç ayda bir halalarıyla birlikte çarşıda dürüm yemek, başka bir şey yapamıyorlar. Güzel yemekler istiyorlar yapamıyoruz, markete yollayamıyoruz” dedikten sonra çocukların açık öğretimde eğitim gördüğünü söyledi.