Boğaziçi Üniversiteli kadınlar ve LGBTİ'ler seslendi: Kampüslerimizde, mahallelerimizde tacize yer yok
Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi kadınlar ve LGBTİ’ler Hisarüstü Mahallesinde Doğatepe Parkı’nda iki öğrencinin birkaç erkek tarafından tacize uğramasına karşı basın açıklaması gerçekleştirdi.
Fotoğraf: Nisa Sude Demirel/Evrensel
Nisa Sude DEMİREL
İstanbul
Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi kadınlar ve LGBTİ’ler geçtiğimiz günlerde okullarının bulunduğu Hisarüstü Mahallesinde Doğatepe Parkı’nda iki Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi kadının birkaç erkek tarafından zorla arabaya bindirilerek tacize uğramasına karşı parkın önünde basın açıklaması düzenledi. “Erkek şiddetine karşı, buradayız gitmiyoruz” pankartıyla park önünde toplanan kadınlar mahallelerinde tacize izin vermeyeceklerini vurguladı.
Açıklama öncesinde neden toplandıklarını anlatan Eftelya Koyuncu, “Mahallemizde ve üniversitemizde taciz vakalarının sıklaştığının farkındayız. Tek bir kadını, tek bir lubunyayı; sizin cinsiyetçi, fobik, nefret politikalarınıza karşı yalnız bırakmayacağız! Birbirimizin elini tutacağız, sırt sırta vereceğiz! Haklarımıza dokundurmayacağız, CİTÖK'ü aktif hale getireceğiz, yasalarınızın faili değil bizi korumasını sağlayacağız! O güne kadar mücadelemizi sürdürecek, sokakları terk etmeyeceğiz! Gücümüzü birbirimizden, cesaretimizi dayanışmamızdan alıyoruz. Saldırılarına karşı direnişimiz kazanacak, şiddetlerine, nefretlerine karşı dayanışmamız yaşatacak!” dedi.
“MAHALLEMİZİ TACİZE TESLİM ETMEYECEĞİZ”
Basın açıklamasını Boğaziçi Üniversiteli kadınlar ve LGBTİ’ler adına Merve Altıntaş okudu. Açıklamada, “Kampüslerden sokaklara, evlerimizden derslere kadar her alanda kadınları ve lubunyaları bir taciz sarmalının içine sıkıştırmaya çalışıyorlar. Bir süre öncesine kadar en azından bir miktar daha güvenli hissettiğimiz Hisarüstü de kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikalardan nasibini alıyor, taciz vakaları mahallemizde her geçen gün artıyor. Bugün tam da bu yüzden buradayız. Mahallemizin tek bir sokağında bile güvensiz hissetmeyeceğiz, mahallemizi istismara, erkek şiddetine teslim etmeyeceğiz!” dendi.
Açıklamada CİTÖK’ün kapatılmasıyla üniversite içinde cinsel tacizle mücadeleye yönelik bir saldırı yapıldığına vurgularak yapılarak, “Şimdilerde kadın düşmanı muhalefet tarafından tartışmaya açılan 6284’ün kayyum Naci İnci için bir günde nasıl çıkarıldığını hatırlıyoruz! BÜLGBTİ+’nın kapatılması ve okul içindeki onur yürüyüşünde işkenceyle gözaltına alınmamız da iktidarın ve onun temsilcisi kayyum yönetimin nefret politikalarının sonucu olduğunu biliyoruz bizleri birçok kez işkence ve taciz ile gözaltına alan polisler, mahallemizdeki tacizcilere karşı harekete geçip güvenli alanı sağlamak şöyle dursun, sosyal medyadan bizleri taciz ediyorlar” ifadeleri kullanıldı.
“MAHALLELERİMİZİN GÜVENSİZ HALE GELMESİNİ KABUL ETMİYORUZ”
Bu durumun en temel sebeplerinden birinin iktidarın faili cezasız bırakan, hatta cesaret veren politikaları olduğunun altı çizilerek, “Biz haklarımız ve hayatlarımız için mücadele ederken iktidar; her Onur Yürüyüşünde, 8 Mart’ta, 25 Kasım’da biz kadınların ve lubunyaların önüne kolluk kuvvetlerini yığıyor, 6284’ü hedefe koyuyor, Aile Çalıştaylarıyla anayasada değişiklik yapmayı konuşuyor” ifadeleri kullanıldı. “Geceleri de, sokakları da, meydanları da terk etmiyoruz” sloganının hatırlatan öğrenciler, “Mahallelerimizin, üniversitelerimizin bizler için güvensiz hale gelmesini de kabul etmiyoruz. Mahallemizde, ülkenin her bir karışında gece yürürken her adımımızda arkamıza bakmayı, kız kardeşlerimiz için günün her saatinde tedirgin hissetmeyi kabul etmiyoruz! Tek bir kadın ve lubunyanın bile mahallemizde güvensiz hissetmediğinden emin olana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Buradayız, hiçbir yere gitmiyoruz!” dedi ve soruşturmanın takipçisi olacaklarını söyledi.
“HER YERDE KIZ KARDEŞLERİMİZ VAR!”
Eyleme katılan Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi kadınlardan Zeynep ve Ada Evrensel’e konuştu. Zeynep neden basın açıklamasında buluştuklarını, “Cinsel taciz, cinsel şiddet ve benzeri erkek şiddeti formları başımıza senelerdir geliyor. Fakat bunların politikalar tarafından nasıl takip edildiği, körüklendiği ve nasıl hayatlarımıza karışmak için kullanıldığı bugün burada önemli konularımızdan bir tanesi. Boğaziçi Üniversitesi’nde iki senedir kayyum tarafından yaşam alanlarımız daraltılıyor. Kayyum politikalarında öğrencileri uzaklaştırmak gibi bir amaç var. Hisarüstü mahallesinde de polis kol geziyor. Polisin, özel güvenliğin tacizlerine maruz kalıyoruz. Bir de üstüne arabayla gelen insanların tacizine şahit olduk” diye anlattı. Ama yaşadıkları her yerin, okulların, sokakların, meydanların kendilerine ait olduğunu ifade eden Zeynep, “Her tarafta arkadaşlarımız, yoldaşlarımız, kız kardeşlerimiz var. Biz beraber, dayanışarak bunlardan çıkabileceğimize inanıyoruz. Senelerdir her yerde, iki senedir Boğaziçi’nde bu dayanışmayı örüyoruz” dedi.
“CİTÖK AKTİF HALE GETİRİLSİN”
Eyleme katılan bir başka öğrenci Ada ise “Geçen hafta yaşanan taciz üzerine kadınlar ve LGBTİ’ler için güvenli alanı korumak, dayanışmak, dayanışmamızı sürdürmek, geceleri gündüzleri terk etmemek için, her zaman beraber ve el ele olabilmek için burada toplandık” dedi. Boğaziçi Üniversitesi’nde CİTÖK’ün işlevsizleştirilmesine değinen Ada, “Ben bu tip kurumlar kapatıldıktan ve işlevsizleştirilsizlikten sonra bu okula geldim; geldiğim günden beri her şeyin ne kadar kötüye gittiğine, her gün ne kadar daha susturulmaya çalışıldığımıza, sesimizin kesilmeye çalışıldığına tanıklık ediyorum. Her gün daha çok üzülüyor ve korkuyorum. Tek umudum dayanışma üzerine” diye konuştu. Umudunun kadınlar ve lubunyalarla el ele olmak olduğunu ifade eden Ada, taleplerini “CİTÖK gibi kurumların tekrar işlevleştirilmesini talep ediyoruz. Buna dair taleplerimizin fazla dinlenmesi, sesimizin her gün daha fazla çıkabilmesi için bizim de toplaşmamız ve el ele kol kola sırt sırta durmamız gerekiyor. Mücadelemizi devam ettirmemiz, sesimizi daha fazla duyurmamız gerek. Gerek politikacılarla gerek gazetecilerle gerek medyada daha fazla bulunmamız gerekiyor” diye anlattı.