Sanata iktidardan sansür
İktidar, sanatın ve medyanın bir şeyleri değiştirebileceğinin farkında ve bunu engellemek için her birimiyle saldırıya geçiyor.

Fotoğraf: Dimitris Vetsikas/Pixabay
Berfin
Hacettepe Üniversitesi
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamu görevinden çıkarılan Dr. Yasemin Demir ve öğretmen Engin Karataş’ın ihraç sonrası yürüttükleri mücadeleyi anlatan “Kanun Hükmü” (The Decree) belgeseli 60. Altın Portakal Film Festivali’nin Ulusal Belgesel Yarışma Seçkisinden kaldırılmıştı. Gerekçe olarak da belgeseldeki bir kişi hakkında yargı sürecinin devam ettiği ileri sürülmüştü. Filmin yarışmadan çıkarılmasının ardından festival jürileri, Sinema Yazarları Derneği (SİYAD), Oyuncular Sendikası, Senarist Bir, Belgesel Sinemacılar Birliği gibi birçok kişi ve kuruluş karara tepki gösterdi. Aynı zamanda Ulusal Film Yarışması, Ulusal Belgesel Film Yarışması ve Ulusal Kısa Metraj Film Yarışması’nda yer alan filmlerin yönetmenleri ve yapımcıları filmlerini programdan geri çekme kararı aldı. Tepkilerin bu denli büyümesinin ardından film, Altın Portakal’a geri alındı. Fakat bunun üzerine bizlere çok da sürpriz olamayan bir gelişme daha yaşandı ve “Bizim istediğimiz gibi olmayacaksa olamaz” dercesine, Kültür ve Turizm Bakanlığı festivale verdiği desteği geri çekti.
SANSÜRLER TESADÜF DEĞİL PLANLI
Yaşanan bu gelişmeler, Kültür ve Turizm Bakanlığının filmin festivalden çıkarılmasındaki ısrarı ve diretmesi, aslında bakıldığında tesadüf değildi. İktidar özellikle son yıllarda kültürel alanları, kendisi için tehdit olmaktan çıkarmaya çalıştığı ölçüde pek çok televizyon, sinema yapımına müdahale etmekten çekinmiyor ve bu alanlara da oldukça sert yaptırımlar uyguluyor. İktidarın bugün sanata olan müdahalesi, halkı her konuda baskı almaya çalışmasının bir aracı. Özellikle genç kuşaklarda uygulanmaya çalışılan bu sansür politikası hayatımızın her alanında karşımıza çıkıyor.
Geçtiğimiz sene Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kurak Günler filmine “senaryonun değiştirildiği” iddiasıyla verdiği destek fonunu faizi ile geri istemişti. Bunun altında yatan asıl sebep başrol karakterlerinin LGBTİ olma ihtimaliydi. Bu müdahale, iktidarın kendi politikasıyla uyuşmayan herkesi ve her durumu kontrol altında tutmak istemesinin örneklerinden biri. Özellikle genç kuşağı etkileyen bu ideolojik müdahale iktidarın kabullenmediği her kesimin ötekileştirilmesine yol açıyor. İktidar bugünün Türkiye’sinde sanatın ve medyanın bir şeyleri değiştirebileceğinin farkında ve bunu engellemek için her birimiyle saldırıya geçiyor.
Yine bir başka örnek olarak yakın zamanda Kızılcık Şerbeti dizisine uygulanan yayın yasağını örnek verebiliriz. Dizide Nursema karakteri, evlendiği erkek tarafından camdan aşağı atılmıştı. Diziye RTÜK tarafından kadına şiddet sahnesi nedeniyle 5 hafta durdurma ve 1,5 milyon TL ceza verilmişti. Akabinde dizinin yeni bölümü yerine “İslamofobi belgeseli” yayınlanmıştı. Diğer birçok ana akım dizide her gün kadına şiddet, tecavüz veya mafyatik konular işlenirken ve bu dizilere hiçbir yaptırım uygulanmazken kendi çizgisiyle örtüşmeyen her fikri bir kılıf bulup cezalandıran AKP iktidarı, 20 yıldır Türkiye’de yaratmak istediği korku ortamına bu yıldırma politikasıyla daha güçlü bir zemin hazırlıyor.
TEPKİ KİTLESELLEŞMEDİKÇE SANSÜR BİTMEYECEK
İktidarın baskı altına almaya çalıştığı kültür ve sanat alanları, zorunlu olarak sanatçıların özgürlüğünü de ellerinden alıyor. Kitlesel bir mücadele yürütmeden, bu baskı zincirini kırmamızsa mümkün görünmüyor. Örneğin, belgeselin festivalden kaldırılması sonucu jürinin ortak bir kararla tepki göstermesi sansürü uygulayanlara geri adım attırmış olsa da bu durum iktidarın son hamlesi olmayacaktır. Bu tepki kitleselleştirilmedikçe sansür ve baskı politikası devam edecektir.
Gerek akademik gerek sosyal ve kültürel alanlarda her türlü engel ve baskıya rağmen, kendimizden başlayarak çevremizi, doğayı, sanatı anlamaya çalışmaktan geri durmayacağız ve hayatı beraber ürettiğimiz gerçeğiyle hareket edip mücadelemizi de birlikte büyüteceğiz.
Evrensel'i Takip Et